Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "Dinimiz, kazancın helal olması kadar, kazanç yollarının meşru olmasına da önem vermektedir. Bu sebeple çalışmanın, iş yeri açmanın, kazanç elde etmenin kuralları ve adabı vardır." dedi.

        Sabancı Merkez Camisi'nde "Alın Teri Mukaddestir" başlıklı hutbeyi okuyan Erbaş, İslam'ın, kişinin Allah'ın emirlerine, yasaklarına riayet ederek kendisinin, ailesinin rızkını helal ve meşru yollardan temin etmesini, kimseye yük olmadan çalışmasını ibadet olarak değerlendirdiğini belirtti.

        İslam'ın el emeğini ve alın terini mukaddes kabul ettiğini söyleyen Erbaş, dinin tembelliği, miskinliği, dilenmeyi, zamanı ve hayatı israf etmeyi ise yasakladığını ifade etti.

        Cenabıhakk'ın dünya ve ahiret huzurunu elde etmek için helal işte çalışmayı emrettiğini belirten Erbaş, şöyle konuştu:

        "Dinimiz, kazancın helal olması kadar, kazanç yollarının meşru olmasına da önem vermektedir. Bu sebeple çalışmanın, iş yeri açmanın, kazanç elde etmenin kuralları ve adabı vardır. Allah'ın haram kıldığı şeylerin alınıp satılması caiz ve meşru değildir. Dolayısıyla Müslüman, akıl ve iradeyi yok eden, kazaların yaşanmasına, cinayetlerin işlenmesine sebep olan alkolü üretemez, alamaz, satamaz, kullanamaz ve kullanılmasına aracılık yapamaz, katkıda bulunamaz. Yuvaları dağıtan, toplumsal hayatta kapanmaz yaralar açan kumarı oynayamaz, oynatamaz ve oynanmasına imkan sağlayamaz. Hepsi haramdır. Malın ve ömrün bereketini götüren, emeğin ve alın terinin düşmanı olan faizi alamaz, veremez, ona aracılık olamaz, haramdır. Toplumsal barışı bozan karaborsacılık, tefecilik ve stokçuluk gibi haramları işleyemez, bunlardan kazanç elde edemez, helal değildir."

        - "İşçi, çalışma saatlerine riayet etmeli, işini aksatmamalıdır"

        Erbaş, İslam'a göre işçi olmanın da birtakım sorumluluklarının olduğunu ifade ederek, işçinin rızkını temin ettiği iş yerini ve orada bulunan malzemeleri emanet olarak bilmesi, onlara asla zarar vermemesi gerektiğini vurguladı.

        İşçinin iş yerindeki hiçbir eşyayı şahsi ihtiyaçları için kullanmaması ve özel bilgileri başkalarıyla paylaşmaması gerektiğini belirten Erbaş, "İşçi, çalışma saatlerine riayet etmeli, işini aksatmamalıdır. Beraber çalıştığı arkadaşlarına karşı saygılı olmalı, onların haklarını kendi hakkı gibi gözetmeli, onlara zarar verecek davranışlardan şiddetle kaçınmalıdır. Bilinçli, şuurlu, düşünceli işçi kardeşlerimiz bu hakikatleri İslam'ın birer ölçüsü olan birbirlerine hatırlatmalıdır." diye konuştu.

        Erbaş, İslam'ın işverene de birçok vazife yüklediğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

        "İşveren, Peygamber Efendimizin, 'Çalışana ücretini, teri kurumadan verin' uyarısını dikkate alarak işçiye hakkını tam ve zamanında vermekle yükümlüdür. Dolayısıyla işveren, ucuz iş gücü adına, işçiyi ağır şartlarda, az bir ücretle çalıştıramaz, onu sosyal haklarından mahrum bırakamaz. İşveren, aynı zamanda işçinin insani ihtiyaç ve haklarını kullanmasını sağlamakla sorumludur. Bu sebepledir ki işveren, Cenabıhakk'ın, 'Namaz, müminler için vakitleri belirlenmiş farz bir ibadettir' ayeti apaçık ortadayken, işçinin, beş vakit namaz ve Cuma namazını vaktinde eda etmesine, oruç tutmasına, Allah'ın emri, müminin süsü olan tesettürü kuşanmasına engel olamaz. İş yerlerinde bu tür ibadetlerini, Allah'ın emirlerini yerine getiren kardeşlerimize engel olan bazı iş yerleri ve işverenlerle ilgili duyumlar alıyoruz. Buna hakkı yoktur. Ayrıca işveren, işçinin dinlenme saatlerini, haftalık veya yıllık izinlerini kullanmasını da kısıtlayamaz. İşveren, Yüce Rabbimizin, 'Heva ve hevesinize kapılıp adaletten sapmayın' emrine uyarak işçinin, hak ve hukukunu da korumakla mükelleftir. Bu nedenledir ki işçiye, sistematik bir baskı uygulayamaz. Onun, onur ve iffetini, şeref ve haysiyetini zedeleyecek söz, tutum ve davranışlarda bulunamaz. Onu, haksız şekilde işten çıkaramaz, ailesini ve çocuklarını mağdur edemez."

        Erbaş, işverenin iş yerinin güvenliğinin sağlanmasından, işçinin sağlıklı iş ortamında çalışmasından da mesul olduğunu belirterek, hiçbir işçinin canının tehlikeye gireceği, akıl, beden ve ruh sağlığının bozulacağı bir işte istihdam edilemeyeceğini ifade etti.

        Ali Erbaş, şunları kaydetti:

        "Nitekim Peygamber Efendimizin uyarısı gayet açıktır, 'Kim insanlara zarar verirse Allah da ona zarar verir. Kim insanlara zorluk çıkarırsa, Allah da ona zorluk çıkarır.' Allah katında işçi ya da işveren olmanın kendi aralarında bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük, takvadadır. Allah'ın emirlerini kim en güzel şekilde yerine getirirse, yasaklarından kim titizlikle kaçınırsa Allah katında en üstün olan odur. Onun emirlerini yerine getirmek, yasaklarından kaçınmaktır. Öyleyse, Rabbimizin rızasını, adaleti, hakkaniyeti, dürüstlüğü ve gönül kazanmayı tüm kazançların üstünde görelim. Diğer kazançlar gelip geçidir ama bunlar kalıcıdır. Yanımızda bunları getireceğiz. İbadetlerimiz, hakka, hukuka riayet edişimiz olacak. Unutmayalım ki, huzur ve mutluluk, sadece tüketmek ve biriktirmekte değil, paylaşmakta ve kanaat göstermektedir. Bunun için Kur'an-ı Kerim'de 250 kadar ayette insanların birbirleriyle paylaşması, dayanışması, yardımlaşması bizlere hatırlatılmaktadır. Hutbemi Sevgili Peygamberimizin şu hadisiyle bitiriyorum, 'Hiç kimse Allah'ın kendisine takdir ettiği rızkı er ya da geç elde etmeden ölmeyecektir. Öyleyse Allah'tan hakkıyla sakının ve rızkınızı güzel yollardan isteyin. Helal olanı alın. Haramdan kaçının.'"

        Erbaş, hutbeyi okumasının ardından dua etti, cuma namazını kıldırdı.

        Anadolu Ajansı ve DHA tarafından geçilen tüm Adana haberleri, bu bölümde Haberturk.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak ajans kanallarından geldiği şekliyle yer almaktadır. Adana Haberleri alanında yer alan haberlerin hepsinin hukuki muhatabı haberi geçen ajanslardır.

        Günün Önemli Manşetleri

        Benzer Haberler