Tehdit eden hastalıklar
"Domuz gribi, kuş giribi, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, Lyme hastalığı bitti" derken dünya yeni bakteri ve virüslerle karşılaşmaya başladı.

Hindistan'da ortaya çıkan, daha sonra Pakistan ve Afganistan'da görülen NDM-1 artık ABD, Kanada ve Avustralya'ya ilave olarak İngiltere, Belçika ve Hollanda gibi Avrupa ülkelerinde de görülüyor. İngiltere'de 50 hastada NDM-1 tesbit edildiği, Belçika'da ise bir hastanın NDM-1'e sahip bir bakterinin yol açtığı enfeksiyon sonucu hayatını kaybettiği belirtildi. -

İlk vakalar İngiltere Sağlık Kurumu'nun kayıtları Lancet dergisi tarafından incelenince ortaya çıktı. 2009 yılında kurumun NDM-1 bakterisi taşıyan hastalarının 37'sinden 17 tanesinin Hindistan veya Pakistan'da tedavi gördüğü, bu kişilerden 14'ünün estetik ameliyat geçirdiği tespit edildi. Bakterinin bulaştığı hastalardaki belirtilerin farklı şekillerde ortaya çıkabildiği belirtildi. Bazıları ciddi bir rahatsızlık yaşarken, bazıları da ciddi hastalık geçiriyor veya kan zehirlenmesi yaşadı.

Organ nakli ameliyatları yapılamayacak. Çünkü hastalar, bağışıklık sistemlerinin yeni organı reddetmemesi için ilaçlar kullanıyor. Bu durum yüzünden vücutları enfeksiyonlara açık hale geliyor. Antibiyotikler olmazsa enfeksiyonlar hayati tehlike yaratabilir. Apandisit ameliyatı bile yüksek riskli bir operasyon olacak. Halen ameliyat sonrasında yaranın enfeksiyon kapmaması için hastalara rutin olarak antibiyotik veriliyor. Zatürree yeniden ölümcül bir hastalık haline gelecek. Antibiyotikler bu hastalıktan ölümleri önemli ölçüde azaltmıştı. - -

Batı Nil virüsü: Kendini yaygın olarak ateş, baş ve kas ağrıları, iştah kaybı, bulantı, kusma, ishal, ciltte kızarıklık, lenf bezlerinin şişmesi gibi semptomlarla gösteriyor. Sivrisinekten bulaşıyor. WNV virüsüne yakalananların yüzde birden daha az kesiminde şiddetli hastalık görülüp, az sayıda vakanın ise ölümle sonuçlanabildiği bildiriliyor.

Sivrisinek dışında kan yolu, organ ve doku nakilleriyle bulaşan virüsün, normal koşullarda kendini göstermediği ve çoğu zaman farkına varılmadan atlatıldığı kaydedilirken yaşlılar, çocuklar, hamileler ve HIV/AIDS hastaları gibi bağışıklık sistemi zayıflamış kişilerde ise beyin iltihaplanmasına ya da beyni ve omuriliği çevreleyen zarlarda iltihaplanmaya yol açabiliyor.

Kırmızı göz iltihabı: Konjonktivite sebep olan virüsler özellikle yaz mevsiminde sıcağın ve nemin artmasıyla birlikte kolaylıkla insandan insana geçiyor. Bu yüzden son bir iki gündür hastanelere başvuranların sayısında artış yaşandı. Özellikle solunum yoluyla insandan insana geçiyor olması virüsün hızla yayılmasına yol açıyor. -

Korunmak için: Eller sık sık su ve sabunla yıkanmalı. Eller göze dokundurulmamalı ve ovuşturulmamalı. Havlular ortak kullanılmamalı, kişiye özel olmalı, su ve deterjanla yıkanmalı. Kağıt havlular tek kullanımlık olmalı ve atılmalı. Yastık kılıfı, gözlük, makyaj malzemesi, göz damlası veya merhemi ortak kullanılmamalı.

Larenjit, Trakeobronşit = Krup - En sık çocuklarda görülür ve neden çoğunlukla virüslerdir. Nefes darlığı ve solunum güçlüğü eşlik edebilir. Ses kalınlaşması veya kısılması, köpek havlaması tarzında öksürük olur. Bakteriyel enfeksiyon sonradan üzerine binebilir. Ateş eşlik edebilir. Sonbaharda en sık görülür. Çocuklarda nefes darlığı ciddi boyutlara ulaşabilir. Kan oksijeni düşebilir. Hastaneye yatırmak gerekebilir.

Beta mikrobu: Boğaz ağrısı ve ateş ani başlar. Boğazda bademcikler üzerinde kızarıklık ve eksudasyon vardır. Küçük dil kızarık ve şiştir. Damakta peteşi denilen ufak kanamalar vardır. Bazen kızıl şeklinde döküntü ve ağrılı lenf bezi şişmesi de eşlik edebilir. Bu belirtilerin hiçbirinin spesifik olmadığını da bilmek gerekir. Beta mikrobunun tedavisi antibiyotik iledir. -

Lejyoner virüsü: Özellikle klimaların (split klimalar hariç) temizlenmeyen hava filtrelerinde bulunan, insanlarda zatürre gibi hastalıklara yol açan bir bakteri. Hastalık insandan insana geçmez, bulaşmış sular ile ve hava yolu ile yayılır. Tedavisinde virus olmadığı için antibiyotikler kullanılır. Enfeksiyonların baş ağrısı, kusma, güçsüzlük, halsizlik gibi belirtilerle kendini hissettiriyor. -

Domuz gribi: Özellikle de geçen yılın kâbusuydu. Hastalığın insandaki belirtileri grip ve grip benzeri hastalıkların semptomları ile aynıdır. Belirtiler; ateş, öksürük, boğaz ağrısı, vücut ağrısı, baş ağrısı, üşüme hissi ve yorgunluktur. Normalden daha fazla sayıda hasta ishal ve kusma şikayeti bildirmiştir. Risk grubu, yani hastaneye yatış ve ölüm riski yüksek olanlar, hem yurt dışında hem Türkiye'de aynı. Bunlar, 5 yaş altı, özellikle de 2 yaş altı çocuklar, gebeler, her yaş grubundan kronik hastalığı olanlar, yani astım, KOAH, kalp hastalığı, diyabeti olanlar, bağışıklığı baskılanmış olanlar, REYE sendromu nedeniyle 19 yaş altı aspirin tedavisi alanlardır. En yüksek riski olanlar gebelerdir. Hastaneye yatışların ise çok önemli bir kısmını pnömoniler oluşturmaktadır. Domuz gribi salgınından bu kadar korkulmasının nedenlerinden biri, hastalığın, belki genelde kötü seyretmiyor, ama ölen hastaların bir kısmı genç erişkinler ve okul çağı çocukları olmasıdır. Bunlardan %30'unda altta yatan bir hastalık da bulunmamaktadır. Ayrıca yoğun bakıma ihtiyaç duyan ve uzun süre kalan bu tür hastalar, yoğun bakım yatak sayısında da çok ciddi bir yetersizliğe de yol açmaktadır. -
REKLAM advertisement1