İşte Kış tatilinin adresleri!
İşte Kış ayında gidilebilecek en iyi tatil yerleri...

En yeni tatil rotası!Seda Zeynep Köse/ Haberturk.comYurtdışı tatili için, hemen yanı başınızda,dört mevsim ılıman bir iklime sahip, Sicilya'ya günü birlik gidebileceğiniz mesafede, üstelik çokta pahalı olmayan bir yere gitmeyi düşünür müydünüz?

Cevabınız "evet" ya da "neden olmasın" ise, işte size harika ve yeni bir tatil rotası Malta.

Malta, Malta, Comino ve Gozo adlarında 3 büyük ve 2 küçük adadan oluşan bir tatil cenneti.

İngilizce ve Maltaca konuşulan adanın nüfusu, ortalama 413.000 olmasına rağmen bu sayı özellikle yazın hayli artıyor.

Malta'ya bıraktığınız para birimi Euro. Eski bir İngiliz sömürgesi olan adada, trafik soldan akıyor. Bu yüzden araba kiralarsanız, cengaverlik yapmadan önce bir kez daha düşünün derim. Hiç kolay değil.

Bu arada, merak edenler için, hemen bir konuya açıklık getireyim. Malta'da erik yetişmiyor. Yani, meşhur Malta eriği geyiği sadece bir şehir efsanesi.

Vize konusunda endişelenmeyin en geç bir hafta içinde vize alabiliyorsunuz. Uçak biletleri oldukça ekonomik, Air Malta ile her Pazartesi ve Perşembe günü adaya uçuşu var.

Bir tur ile gitmiyorsanız, konaklama için bütçenize göre sınırsız seçeneğe sahipsiniz, üstelik gerçekten standart bir otelde kalıp, standart ücretler ödeyebilirsiniz.

Otellerde kalabileceğiniz gibi, bir flat kiralayabilir ya da daha ekonomik bir konaklama tercih edebilirsiniz.

Şehirle iç içe olacaksanız Sliema'da ya da Spinola Bay'deki otelleri tercih edebilirsiniz.

Havaalanına indiğinizde, eğer transferinizi önceden ayarlamadıysanız, hemen terminalin önünde bulunan otobüsleri kullanabilir ya da taksi tutabilirsiniz.

Taksi ücretleri, öyle çok yüksek değil, korkmayın, yalnız havaalanında taksinin ödemesini önceden içeriye yapıyorsunuz, aldığınız fiş ile taksiyi kullanabiliyorsunuz.

Malta'da irili ufaklı 55 şehir mevcut. Tüm adayı bir haftada gezebilirsiniz. Bu gezinti için, araba kiralamanızı tavsiye ederim.

Ama "yok ben sol trafikte kullanamam" derseniz, o zaman kendinize bizdeki akbile benzer bir otobüs bileti alıp, adadaki pek çok noktaya sıkıntısız ulaşabilirsiniz.

Kadın otobüs şoförlerini gördüğünüzde, binmek için tereddüt etmeyin, son derece dikkatli ve güvenilir kullanıyorlar.

St. Julian's, gece hayatının nabzını tutuyor Malta'da. Barlar, restaurant ve cafeleriyle oldukça şenlikli bir nokta.

Haftanın her günü yoğun bir kalabalığa ev sahipliği yapan Paceville'de aradığınız her şeyi elinizin altında bulmanız mümkün. Bir barda eğlenebilir ve eğlence sonrası mide kazıntınıza çeşit çeşit junk food ile son verebilirsiniz.

St. Julians'ta yemek yemeniz gereken bir mekan olan Gozitan, Malta lezzetlerinin yanı sıra, at eti de tadabileceğiniz şirin bir restaurant. Ön yargılı olmayın, çok lezzetli.

Spinola Bay'de, Love Sign çaprazındaki Badas Burger ise Angus etinden yaptıkları nefis burgerleri ile ünlü. Denemeden dönmeyin.

Harika bir manzara eşliğinde, klasik İtalyan lezzetleri için ise, La Sikania restaurantı şiddetle tavsiye ederim. Deniz ürünleri enfestir. Aynı sıradaki Rafael'i de deneyebilirsiniz.

Alışveriş için, Sliema'yı tavsiye ederim. Alışveriş merkezi ve bilindik markaların dışında kalan, ara sokaklardaki dükkanlarda bulduğunuz el yapımı ayakkabılara bayılacaksınız.

Eğlence için daha elit bir mekan tercih ederseniz, Hilton'un 22. Katındaki 22 Club'ta, tüm şehri tepeden izleyerek eğlenebilirsiniz.

Malta'da casino kültürü bizdeki kahve kültürüne benziyor. Genç , yaşlı herkesi görebilirsiniz, kitle hayli ilginç. Ancak, çok lüks bir kumarhane formatı aramayın, hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz.

Başkent Valletta, adeta bir tarih sayfası. Katedralleri, tarihi binaları, sokaklarıyla birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Malta'nın aynası.

Cumhuriyet Meydanı'na inerken, pek çok yerde Malta'nın simgesi olan Malta Haçı (George Haçını) görebilirsiniz. Bu haç Malta'nın gurur kaynağıdır.

Valletta'da en görülmesi gereken yapı St. Paul Katedrali. Bu katedral, gece Sliema'dan baktığınızda tüm heybetli ile göz kamaştırıyor.

Valleta'ya gitmişken Avrupa'nın en eski opera binası olan Manuel Tiyatrosu'nu, Şövalyeler Hastanesi'ni ve St. Elmo Kale'sini ziyaret edin.

İkinci durağımız, benim en sevdiğim lokasyon Mdina. Malta'nın en yüksek tepesine inşa edilmiş bir şehir ve bu şehrin dev kapısından geçtikten sonra, başka bir dünyayla karşılaşıyorsunuz adeta.

Bu küçük şehri, faytonla da turlayabilirsiniz, ama, yürümek çok daha zevkli. Dar sokakları, yeşil kapılı, kırmızı ahşap panjurlu evleriyle Malta'nın sessiz şehri Mdina'ya hayran kalacaksınız.

Malta'nın en saygın ailesi olan Inguanez'lerin Sarayı, Mdina Katedrali, Doğa Tarih Müzesi ve İngiliz esintisi kırmızı telefon kulübeleri şehrin en göze çarpan noktaları.

Şehri gezdikten hemen sonra, nefis bir manzara eşliğinde, bugüne kadar tadacağınız en lezzetli pasta için Fontenella Tea Garden'a gidin. Çikolatalı portakallı pasta ve taze çekilmiş bir espresso sipariş edin ve keyfini çıkarın.

Eğer bu efsane şehirde konaklamak isterseniz, size önereceğim tek adres Xara Palas Relais olacaktır. Bu 17 yy. dan kalma şatonun De Mondion Gourmet isimli restaurantında nefis bir yemekte yiyebilirsiniz.

Malta'nın en bilinir tatlarından biri de tavşan eti. Fenkata (tavşan yahnisi) inanılmaz lezzetli bir yemek. Bugibba'ya yolunuz düşerse özellikle burada tadın. Düşmezse St. Julian's Gululu'da deneyebilirsiniz.

Marsaxlokk bir balıkçı kasabası. Ama asla sıradan bir kasaba olduğunu düşünmeyin. Denizin rengi, renkli balıkçı kayıkları ve taze deniz ürünleriyle pas geçmemeniz gereken bir nokta.

Bu sevimli kasabayı Pazar günleri ziyaret etmelisiniz. Birbirinden lezzetli yiyecekler ve yöreye ait tatlar ve devamında tekstil ürünlerini bulabileceğiniz bir pazar kuruluyor.

Pazarın sonuna doğru tatlı tezgahlarını gördüğünüzde özellikle tal-lewz alın. Acıbadem kurabiyesi kıvamında çıtır çıtır bir lezzet.

Marsaxlook'ta içeceğiniz de dahil olmak üzere, mükellef bir sofra için ödeyeceğiniz rakam sizi şaşırtabilir. Onca çeşit, meze ve balık için çok uygun bir hesap ödeyince, bir an şaşırabiliyorsunuz.

Meşhur Temel Reis'in film platosu olarak inşa edilen, sonrasında ziyarete açılan Popeye Village, ender görebileceğiniz bir manzaraya ve yapıya sahip.

Çocukluğumuzun unutulmaz kahramanı Temel Reis'in evini ve köyü gezdikten sonra, burada güneşi batırmadan ayrılmayın. Günbatımının tadını çıkarın.

Yolunuz üzerinde olan, sakin Mellieha Bay'e uğrarsanız, sokaklarında kaybolun, kilisenin bahçesinden tüm şehri kuşbakışı izleyin.

Ve Malta'nın diğer büyük adası Gozo. 30 dakikalık bir feribot yolculuğundan sonra ulaştığınız Gozo'nun başkenti Victoria büyüleyici bir şehir.

Burada ve Gozo'nun her yanında dantel ve dantel işleyen bayanları görebilirsiniz. Dantelleriyle ünlü adada keçi peyniri ve domates salatasının tadına bakın.

Gozo tarihi eserleri, müzeleri ve plajları, meşhur Mavi Pencere'si, Ta Pinu Kilisesi ile görülmeye değer noktalardan biri olma özelliği taşıyor.

Comino Adası'na yine tekneler vasıtası ile ulaşıyorsunuz. Yalnız bu yolculuk öncesinde hava durumunu kontrol edin eğer rüzgar şiddetliyse o yola hiç çıkmayın.

Zira biraz fazla bulantılı ve sarsıntılı olabiliyor. Gerçi Blue Lagoon'a vardığınızda, herşeyi unutuyorsunuz...

Oldukça sessiz ve sakin bu ada, tam da giderken yanınıza almanız gereken üç şey kıvamında. Doğası, denizi, sükûneti ile çok huzurlu bir yaşam alanı.

Eğer, Mart-Temmuz arası bulunursanız, denize girerken dikkatli olun. Su birazcık soğuk ve genel anlamda suyu çok tuzlu.

Malta'da iken günübirlik ziyaret edebileceğiniz diğer bir ada Sicilya. Bir turla da gidebilirsiniz, bireysel olarak da. Tur fiyatları tüm transferler ve hizmetler dahil ortalama 130 euro.

Etna ve Stromboli yanardağlarını görün, bol bol pizza yiyin ve Taormina ve Catania'da tarihi koklayın.

İki günlük bir otobüs turu ile Mgarr, Naxxar, Birkirkara, Rabat gibi adanın diğer şehirlerini de ziyaret edebilirsiniz.

Malta'da iken, şaşırmamanız gereken bir şey daha! Karşıdan karşıya geçerken, ışık yanmasa dahi, siz adımınızı atar atmaz duran arabalar karşısında şoka girmeyin.

Malta'da aç kalmanız neredeyse imkansız. Özellikle St. Julian's ta, Türk işletmeleri de görebilirsiniz. Nargile salonları, kebab restaurantları. Yani istediğiniz an kebab, lahmacun yiyebilirsiniz.

İtalyan mutfağının izlerini taşıyan Malta mutfağı, oldukça zengin çeşitliliğe sahip. Ayrıca fast food zincirleri de adada hizmet vermekte.

Bir sabah kahvaltınızda veya herhangi bir öğününüzde pastizzi deneyin. Benim favorim bezelyeli olan. Ricotta peynirli çeşidi de mevcut.

Mevsimindeyseniz lampuki (bir çeşit balıklı börek), Malta'nın en eski ve ilk pizzacısı İr-Rokna'da pizza yemelisiniz. Sliema'da dondurma yemeyi de unutmayın.
REKLAM advertisement1