Katar sahillerini ASELSAN koruyacak!
Ares Tersanecilik'in Katar için üreteceği 17 sahil güvenlik botunda Aselsan'ın silah sistemi tercih edildi

High Tech Port by MÜSİAD Qatar Fuarı'nda, Aselsan ile Ares Tersanesi arasında mutabakat muhtırası imzalandı. -

Aselsan Genel Müdürü Faik Eken, Ares Tersanecilik ile birlikte Katar Sahil Güvenlik Komutalığının ihtiyaçlarının karşılanması için işbirliğine gideceklerini söyledi. -

Söz konusu projeyle Katar kullanıcılarına daha iyi ve üstün bir çözüm oluşturmayı amaçladıklarını ifade eden Eken...

ASELSAN'ın stabilize silah sistemlerinin aralarında Katar'ın da bulunduğu Körfez Bölgesi'nde birçok ülkede halihazırda kullanımda olduğunu belirtti. -

Eken, "Bu projeyle Katar'daki çözümlerimizin sayısı artacak ve Sahil Güvenlik Komutanlığı da bizim kullanıcılarımız arasına girecek" dedi. -

- Ares Tersanecilik Murahhas Müdürü Kerim Kalafatoğlu 5 yıllık bir ihale sürecinden sonra 2014'te imzaladıkları Katar İçişleri Bakanlığı Sahil Güvenlik Komutanlığı projesi kapsamında 17 botluk silah sistemlerinde Aselsan'ı tercih ettiklerini dile getirdi.

Kalafatoğlu, "Bu doğrultuda milli tedarikçimizle çalışmaktan mutluluk duyuyoruz, işbirlikleri için kendilerine teşekkür ederiz" diye konuştu. -

Projenin fiili üretiminin başladığını ifade eden Kalafatoğlu, 2016 için asgari 3 geminin tesliminin söz konusu olduğunu, yaklaşık 4 yıllık süreçte projenin tamamlanacağını belirtti. -

Kalafatoğlu, ayrıca 275 personelin de Katar'da eğitileceğini ve çok kapsamlı lojistik destek paketinin Katar'a sunulacağını kaydetti. -

Savunma Sanayi Müsteşar Yardımcısı Celal Sami Tüfekçi de iki şirket arasında atılan imzaların hem savunma sanayisi şirketleri arasındaki güç birliği hem de dışarıya yapılan ihracatta milli bir şirketin aktif rol alması açısından önem taşıdığını söyledi. -

Ares Tersanecilik'in sahil güvenlik botları üzerine entegre edilecek silah sistemlerinin dünyanın en gelişmiş silah sistemleri arasında yer aldığını vurgulayan Tüfekçi, botlarla dünyanın dört bir yanına satış yaparak kendini ispatladığına işaret etti.

Tüfekçi, Türkiye adına Katar başta olmak üzere daha büyük iş imkanları ortaya çıkması dileğinde bulundu. - (AA)

Murat GÜRGEN / HT GAZETE - Türkiye'de geliştirilen ilk ve tek seyir füzesi olma özelliğini taşıyan SOM füzesi, Haziran 2011'de düzenlenen Hava Kuvvetleri Komutanlığı 100. Kuruluş Yıldönümü etkinliklerinde ilk kez görücüye çıkmıştı.

SOM (Satha Atılan Orta Menzilli Mühimmat) füzeleri A, B1 ve B2 modelleri olmak üzere, 3 farklı varyant olarak geliştirildi. A ve B1 varyantları Hava Kuvvetleri envanterine 2012 yılında girdi. Yeni geliştirilen SOMB2 varyantının atış testlerine başlandı.

Testleri Eskişehir 1. Ana Jet Üs Komutanlığı'na bağlı 111'inci Panter Filo'da gerçekleştirilen SOM-B2, önceki iki varyanttan farklı olarak, ikili harp başlığı taşıyor.

Füze hedefe ulaştığında, birinci başlık çelik, toprak ya da beton gibi korugan üzerinde infilak ederek delik açıyor. İkinci başlıksa delikten içeri girip hedefin 'kalbine' ulaşıyor.

F-35'E HAZIRLANIYOR - SOM füzeleri, F-4E/2020 ve F-16 uçaklarında kullanılacak şekilde geliştirildi. Türk Hava Kuvvetleri'nin 2019'dan itibaren kullanacağı yeni nesil F-35 uçaklarında taşınacak SOM-J varyantı için de geliştirme çalışmalarına başlandı.

HEDEFİ: Hava savunma füze sistemleri, uçaklar, stratejik yapılar, gemiler, sığınaklar

Ülkelerin savunmasında geleceğin teknolojik silahı olarak tabir edilen "lazer silah" için çalışan Türk mühendisler, 120 milyon lira bütçeli projeyi tasarım aşamasına getirdi.

Geliştirdiği yüksek teknolojili ürünlerle Türk Silahlı Kuvvetlerinin vurucu gücünü artıran Bilim, Sanayi Teknoloji Bakanlığı'na bağlı çalışan TÜBİTAK, savunma sanayisinde devrim yapacak yeni bir projeye öncülük ediyor.

TÜBİTAK'ın dünyada sadece sayılı ülkelerde bulunan lazer silahın geliştirilmesi için başlattığı projenin diğer ortakları Aselsan ve bilkent Üniversitesi.

Savunma sanayisinde büyük devrim olacak lazer sistemi, TÜBİTAK'ın yüksek bütçeli çalışmaları arasında yer alırken, Milli Savunma Bakanlığı da projeyi yakından takip ediyor.

Türkiye'nin önemli kurumlarını bir araya getiren proje için BİLGEM, MAM, UME ve UNAM birlikte çalışıyor.

Yüksek Güçlü Lazer Sistemi Projesi'nin bütçesi 120 milyon lira olarak planlanıyor. Bu yılın başında hız kazanan çalışmalarda birinci altı aylık dönem tamamlandı. - Projede tasarım aşamasına geçildi.

Proje için tedarik faaliyetleri devam ediyor. - Dünyada sayılı ülkelerde var olan teknolojiyle 6 yıl içinde 2 ayrı lazer silah geliştirilmesi hedefleniyor.

Yüksek Güçlü Lazer Sistemi Projesi kapsamında geliştirilecek silahlar; insansız hava araçları, seyir füzeleri ve havan mühimmatlarına karşı kullanılabilecek.

ABD Kongresi'nin 2014 savunma bütçesine bir madde ekleyerek Türkiye'nin Çin'den alacağı füze sisteminin NATO'ya entegre edilmesinde Amerikan fonlarının kullanımını engelledi.

ABD ve NATO'nun ardı arkasına gelen tepkilerine karşın yurt içinden çarpıcı bir öneri geldi.

TSK için üretilecek füze savunma sisteminin ihalesinde birinci gelen Çinli üretici CPMIEC'nin alt yüklenici sözleşmesi imzalamak üzere görüştüğü Türk şirketleri arasında Aselsan da yer alıyor.

Çin'den önemli iş payı alması beklenen Aselsan'dan çok dikkat çekici bir 'çıkış' geldi.

Aselsan'ın fabrika açılışı için Kazakistan'da bulunan Genel Müdür Cengiz Ergeneman, basın mensuplarının sorularını yanıtlarken şunları söyledi:

"Türkiye'ye sunulan teklifleri bize büyük altyapı kazandıracak yeterlilikte görmedik. Üretilecek sistemin 'milli' olması gerektiğini düşünüyoruz ve 'biz yaparız' diyoruz."

"Alçak ve orta irtifalı füze sistemlerinde elde ettiğimiz bilgi birikimiyle yüksek irtifa - uzun menzile gidebiliriz. Üretmiş olduğumuz çok amaçlı radarın menzili bir hayli yüksek."

"Hava savunma radarı için de bunu yaparız. İlgili makamlara arz ettik. Ne kadar erken."

"Dünyada bu tip dört sistem var. Ama her biri belirli bilgileri paylaşmıyor. Biz herşeyine hakim olmak istiyorsak milli olarak yapmalıyız."

"Yeni bir süreç başlayabilir ya da mevcut süreç devam edip bizim önerimiz ilave bir süreç olarak başlayabilir."

"Sadece radarı yapmakla kalmayacağız. Galyum nitrat teknolojisi için 8-9 yıldır Bilkent ile birlikte çalışıyoruz. Radar üretiminde çok önemli bu kimyasal teknolojisine de artık sahibiz."

Ankara'da halen iki fabrikaya sahip bulunan Aselsan, Gölbaşı'nda kurduğu radar fabrikasını martta hizmete açacak. Temelli'de satın alınan 400 dönümlük arazi üzerinde de hava savunma sistemi imalat ve test merkezi kurulacak.

Aselsan'ın önerisi kabul görürse, füze savunma sisteminin roket patlayıcı ve itki sistemi Roketsan tarafından üretilecek. Aselsan da radar, güdüm başlığı, komuta kontrol ve haberleşme sistemlerini geliştirecek.

Aselsan'ın ikincil halka arz için teklif aldığı ABD'li danışmanlık şirketi Meryll Lynch, "Çin krizi" nedeniyle teklifini geri çekmişti.

5 teklif aldıklarını belirten Ergeneman, "Birinci seçenek olmayınca halka arz ortada kaldı diye bir durum yok. İkinci sıradaki Garanti Yatırım-Goldman Sachs konsorsiyumu ile görüşmelere başlayacağız" dedi.

Askeri üretimle tanınan Aselsan sivil sektör yatırımlarına da hız verdi. Ergeneman Leopard-2 tank modernizasyonu ve yerli Altay tankı üretiminde elde edilen 'akıllı sistem' teknolojisini Marmaray gibi raylı sistemlere entegre edebileceğini belirtti.

Türkiye'nin tamamen yerli savunma ve havacılık teknolojilerine her yıl birkaç teknoloji harikası daha ekleniyor. İşte onlardan bazıları;

İLK YERLİ ARAŞTIRMA GEMİSİ TÜBİTAK MARMARA - Türkiye'de yapılan ilk araştırma gemisi TÜBİTAK Marmara, dün düzenlenen törenle denize indirildi. 13.8 milyon TL'ye mal olan 41 metre uzunluğunda ve 9.5 metre genişliğindeki gemi, sualtı canlılığı ve deniz kirliliği araştırmalarının yanı sıra gerekli donanımların eklenmesiyle petrol ve sismik araştırmalar da yapabilecek.

RASAT Araştırma Uydusu, Türkiye'nin ve TÜBİTAK UZAY'ın BiLSAT uydusundan sonra sahip olduğu ikinci uzaktan algılama uydusu. - RASAT fırlatıldığı 17 Ağustos 2012 tarihinden bu yana görevini başarılı bir şekilde sürdürüyor. - Yüksek çözünürlüklü optik görüntüleme sistemine ve Türk mühendislerce tasarlanıp geliştirilen yeni modüllere sahip olan RASAT, Türkiye'de tasarlanıp üretilen ilk yer gözlem uydusu. - 10 milyon dolara mal oldu.

AMAÇ - BiLSAT Projesi ile bir uydunun tasarımından yörüngede devreye alınmasına kadar geçen her evrede kazanılan bilgi ve beceriyi pekiştirmek, - Güncel teknolojileri kullanarak uzay ortamına uygun sistemler geliştirmek ve uzayda başarıyla çalıştırarak bu sistemlere uçuş tarihçesi kazandırmak, - Türkiye'nin uzaktan algılama alanında ihtiyaçlarına azami ölçüde cevap vermek,

Türkiye'nin uzay teknolojileri için halihazırda kullanılabilecek yeteneklerini belirleyip azami ölçüde kullanmak, - Uydu teknolojileri konusunda yetişmiş insan gücünü arttırmak,

Geliştirdiği kritik modüllerle Türk uzay sanayisinin ihtiyaçlarını karşılamak, - TÜBİTAK UZAY'ın uzay amaçlı yeteneklerini Türkiye'ye ve Dünyaya kanıtlamaktır.

Proje sahibi: Milli Savunma Bakanlığı - Ana Yüklenici: TÜBİTAK UZAY ve TUSAŞ - Tür: Keşif ve gözetleme - Amaç: Türk Silahlı Kuvvetleri ile diğer kamu kuruluşlarının yüksek çözünürlüklü görüntü ihtiyacının karşılanması. - Proje bedeli: 100 milyon dolar - Fırlatma Üssü: Çin - Özellikler: Yaklaşık 200 kilogram ağırlığında ve bir metreküp hacminde Göktürk 2 uydusu, 2,5 metre çözünürlükte görüntü topluyor. Yerden 686 kilometre yükseklikte yörüngeye giren uydu her 93 dakikada dünyanın çevresinde bir tur atıyor.

İLK YERLİ UÇAK HÜRKUŞ - Türk mühendisler tarafından üretilen ikinci hava aracı olan Hürkuş saatte 574 kilometre maksimum seyir hızına ulaşabiliyor. Perdövites hızı (iniş konfigürasyonu) 143 km/sa olan Hürkuş'un maksimum tırmanma hızı ise deniz seviyesinde 22 m/s olarak belirtiliyor. Azami servis irtifasının 10 bin 577 kilometre olduğu kydedilen Hürkuş'un, 15 bin ft'de maksimum havada kalma süresi ise 4 saat 15 dakika. Yine 15 bin ft'de 1478 km gidebilen Hürkuş, deniz seviyesinde 489 metre kalkış mesafesine sahip. Tamamı Türk mühendisler tarafından tasarlanan uçağın iniş mesafesi ise 593 metre.

6 yılda yapıldı ve 150 milyon dolara mal oldu. - Hangardan çıktıktan sonra test uçuşları yapacak olan Hürkuş, dünyadaki muadilleriyle rekabet edebilecek kalitede üretildi. Yetkililer, kendi sınıfının en iyisi olarak anlatılan uçağın, uçuş mührü aldıktan sonra başta Arap ülkeleri olmak üzere yurtdışına da pazarlanabileceğini belirtiyor. -

1600 beygir gücü motora sahip TUSAŞ tasarımı aerodinamik özelliklere sahip uçakta, sıfır hız ve sıfır irtifada pilotları kurtarma kabiliyetine sahip. Uçakta ayrıca pilotlar için uçuş sırasında oksijen üreten bir sistem bulunuyor. Avrupa Havacılık ve Uzay Dairesi tarafından da sertifikalandırlacak olan üst sınıf eğitim uçağı, ismini de Cumhuriyet dönemi ilk pilotlarından Vecihi Hürkuş'tan adını alıyor.

TÜRKİYE'NİN ÜRETTİĞİ İLK SAVAŞ GEMİSİ HEYBELİADA - Türkiye'nin ilk milli üretim savaş gemisi olan Heybeliada (F 511)'nın donatım, test/tecrübe ve eğitim faaliyetlerine yoğun bir program dahilinde devam edilmektedir. - Bu kapsamda; 02 Kasım 2010 tarihinden itibaren Deniz Kabul Tecrübelerine başlanılan Heybeliada (F-511)'nın, ana tahrik (ana makina), seyir sistemleri ve savaş sistemlerinin deniz şartlarındaki performans kontrolleri yapılmaktadır. - Projenin ikinci gemisi olan Büyükada (F-512)'nın tekne inşası da İstanbul Tersanesi Komutanlığı'nda devam etmektedir. - Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından Heybeliada'nın (F-511) tasarım, inşa ve kullanım sürecinden elde edilecek bilgi ve tecrübeler ışığında Deniz Kuvvetleri'nin ihtiyaçlarına yönelik su üstü ve su altı silah sistem ve platformlarının geliştirilmesine devam edilecektir." -

108 KİŞİLİK - MİLGEM projesi kapsamında üretilmeye başlanan Türkiye'nin ilk savaş gemisinin her türlü imkana sahip olduğu öğrenildi. Tüm kamaralarda modern mobilya ve aydınlatma sistemlerinin kullanıldığı gemide, toplam 108 kişilik yatak kapasitesi bulunuyor. Helikopterin konuşlanması için hangara, 10 tona kadar helikopterlerin gece gündüz iniş kalkış imkanına sahip olacak. Denizde kalma süresi lojistik destekli 21 gün, lojistik desteksiz 10 gün olan gemide 20 tona yakın tatlı su üretilebilecek. Heybeliada, "stealth" yani radara yakalanmama özelliğine de sahip.

MALİYETİ 260 MİLYON DOLAR - Maliyeti toplam 260 milyon dolar olan gemiyi Türkiye, yurt dışından hazır almaya kalksa en az 500 milyon dolar ödeyecekti.

İLK YERLİ TRAMVAY İPEKBÖCEĞİ - Tasarımı, mekanik aksamları ve dijital teknolojileri de dahil olmak üzere tamamı Durmazlar Makine tarafından geliştirilen İpekböceği, 56 kişilik bir Ar-Ge ve 60 kişilik bir üretim ekibinin 2,5 yıl süren yoğun çalışmaları sonucu tamamlandı. Kapasitesi 250 kişi olan ve tam doluyken yüzde 8.2'lik eğimi tırmanabilen tramvayın 'Bogie' olarak adlandırılan yürüyen aksamı da aynı ekibin imzasını taşıyor. Gelişmiş teknolojiye ihtiyaç duyan 'Bogie' üretimi şu anda Türkiye de dahil sadece 6 ülkede gerçekleştirilebiliyor.

İpekböceği'nin güvenlik sistemleri de son derece gelişmiş bir teknolojiye sahip. 5 ayrı fren modülü, yüklü halde 50 tonu geçen aracın acil durumlarda maksimum 46 metrede durmasını sağlıyor. Modüllerden herhangi birinin arızalanması durumunda ise ek koruma sistemleri devreye giriyor.

İLK MİLLİ FÜZE SİSTEMİ CİRİT - İlk ''Milli'' füze sistemi olan ve Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine giren ''Cirit'' füzesi de katalogda yer alıyor. - Seri üretimine başlanan Cirit füzesi, kendi sınıfında en uzun menzile (8 km) sahip. Cirit füzesinin, başarılı performansı ile birçok ülkenin dikkatini çektiği, 2012 içinde ilk ihracatının yapılmasının öngörüldüğü ifade ediliyor. - Taarruz helikopterleri için geliştirilen ve Cirit füzesinin ATAK helikopterine entegrasyon faaliyetleri ise sürdürülüyor.

Roketsan'ın ürettiği Uzun Menzilli Tanksavar Silah (UMTAS) ve Orta Menzilli Tanksavar Silah (OMTAS), Denizaltı Savunma Harbi Roketi (DSH), 302 mm Çok Namlulu Roketatar Silah Sistemi (Kasırga), Orta Menzilli Topçu Roketi (Toros) ve 122 mm Çok Namlulu Roketatar Sistemi (Sakarya) diğer çarpıcı milli silah sistemlerinden. - Panter ve Fırtına obüsleri ile yıllardır birçok ülkeye ihracatını sürdüren ulusal savunma sanayisi, yakın dönemde ürettiği Uzaktan Komutalı Otomatik Silah Sistemi (STAMP) ve (SARP) ile Aselsan'ın yaratıcılığını ortaya koyduğu Kaideye Monteli Hava Savunma Sistemi (KMS) şimdiden birçok ülke tarafından talep ediliyor. - Bu arada, Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) tarafından üretilen mühimmat ve silahlar da dış pazarda ilgi görüyor.

TÜRK TEKNOLOJİSİYLE ÜRETİLEN İLK TAARRUZ HELİKOPTERİ ATAK - Yerli teknoloji ile İtalyan platformunda üretilen ATAK taaruz helikopteri ağır silah yükü ile zorlayıcı "sıcak hava-yüksek irtifa" görevleri için optimize edilmiş iki tipe sahip. Yakın hava desteği görevleri için 76 adede kadar 70 mm güdümlü/güdümsüz roketler ve 500 adet mühimmat kapasiteli 20 mm top ile donatılmış T129A ve çok amaçlı görevlere uygun olarak en modern elektronik harp gereçleri entegre edilmiş olan ve aynı anda 8 adet UMTAS, 12 adet CIRIT, 2 adet STINGER ve 500 adet top mermisi ile görev yapabilen T129B.

TUSAŞ tesislerinde üretimi tamamlanan ilk T129A prototipi ilk uçuşunu 17 Ağustos 2011'de gerçekleştirmiştir. İtalya'da üç adet ve Türkiye'de iki adet prototip ile devam eden test ve kalifikasyon faaliyetleri kapsamında Kalifikasyon tamamlanana kadar toplam 2000 saate yakın uçuş ve yer testi gerçekleştirmiştir. T129 Helikopterleri 2013 yılından itibaren Türk Silahlı Kuvvetlerince kullanılmaya başlanacaktır.

YERLİ İNSANSIZ HAVA ARACI ANKA - Gece ve gündüz, kötü hava şartları da dahil, keşif, gözetleme, sabit/hareketli hedef tespit, teşhis, tanımlama ve takip amaçlı, gerçek zamanlı görüntü istihbaratı görevlerine yönelik geliştirilmekte olan ANKA Sistemi, söz konusu görevleri yerine getirmek amacıyla aşağıdaki faydalı yükleri taşımaktadır:

Elektro Optik Gündüz Kamera (EO Day TV), Gündüz (EO-ElectroOptic) / Kızılötesi (IR-InfraRed) / Lazer Mesafe Bulucu (LRF-Laser Range Finder) & Lazer İşaretleyici (LD-Laser Designator) ve Spotter Faydalı Yükü, AR/MTI-ISAR Faydalı Yükü

Tümüyle kompozit yapıda tasarlanan hava aracı; mono blok gövde, sökülebilir kanat ve V-kuyruk ile katlanabilir iniş takımı, yedeklemeli kontrol yüzeyleri, ekipman bölmeleri, servis kapakları gibi bileşenlerden oluşmaktadır. Yapıda kompozit ya da gereken yerlerde metal bileşenler, omurga, çerçeve, sehpalar yer almaktadır. Arkadan itişli, piston-pervaneli tipli motor ile takatlandırılan platformda, gövde içi yakıt sistemi; kanat hücum kenarları, pervane ve diğer çeşitli ekipmanlarda buz önleme/giderme sistemleri; cihazların ısıtma/soğutma ihtiyaçlarına göre çevresel koşullandırma sistemleri gibi çeşitli alt sistemler yer almaktadır.

Bunların yanı sıra, uçuş kontrol bilgisayarına bağlı çeşitli uçuş algılayıcıları (pilot-statik sensör, EGI (entegre GPS/INS), hareket/sıcaklık/basınç algılayıcılar, vs.), hareketlendiriciler, haberleşme ve tanıtma sistemleri, görev kontrol, kayıt ve izleme sistemleri, ara yüz üniteleri, kontrol üniteleri gibi aviyonik birimler bulunmaktadır.

Teknik Özellikler: - ANKA sistemi temel performans parametreleri aşağıda açıklanmaktadır: - Servis irtifası: 30,000ft (ASL) - Havada Kalış Süresi: 24 saat - Normal Seyir Hızı: >75 kts - Çevre şartları: 15kts yan rüzgar, 20 kts baş rüzgarı, sıcaklık, nem, yağmur ve buzlanma limitleri, MIL-HDBK-310 ile tanımlanmıştır.

Almanya'dan alınan motoru dışında tamamıyla Türk yapımı olan İnsansız Hava Aracı ANKA için TUSAŞ Motor Sanayii AŞ (TEİ) motor çalışmalarına başladı. Havacılık ve askeri standartlara uygun olarak geliştirilecek motorun kalifikasyonu ve sertifikasyonu, testler dahil 48 ayda tamamlanacak. Bu çalışmaların tamamlanmasının ardından İnsansız Hava Aracı ANKA, yüzde 100 yerli üretim olacak.

İLK YERLİ PİYADE TÜFEĞİ MEHMETÇİK-1 - 3 kilo 600 gram ağırlığında, etkili menzili 500 metre, dürbün ve kullanıcıya göre 5 kat büyütmeli dipçik, kilitlemeli mekanizmaya sahip Mehmetçik-1'in piyade tüfeği olarak prototipi yapıldı.

Mehmetçik-1'in yakın muharebe ve hücre baskınlarında kullanılmak üzere lazer takılabilen 3 kilogram ağırlığındaki versiyonu da bulunuyor.

İLK MİLLİ ANA MUHAREBE TANKI ALTAY - Otokar tarafından üretilen Türkiye'nin ilk Milli Ana Muharebe Tankı Altay'ın tasarımında, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin gerçekleştirebileceği her türlü harekat şartları ve katılım sağlayacağı BM/NATO harekatlarının ihtiyaçları göz önünde bulunduruldu. Bu amaçla ALTAY, modern tanklarda kullanılan en yeni teknolojilerle donatıldı. ALTAY, sahip olacağı üstün ateş gücü ve isabet oranı, yüksek hareket kabiliyeti ile Türk Silahlı Kuvvetleri'nin en temel ve caydırıcı güçlerinden biri olacak.

4 mürettebat görev yapacak - ALTAY tankında tank komutanı, nişancı, sürücü ve doldurucu olarak 4 mürettebat görev yapacak. ALTAY'ın üzerinde ana silah olarak, birçok farklı mühimmatları atabilen 120 mm'lik 55 kalibre top bulunacak. Ana silah ve yardımcı silahların kontrol edilmesi için ALTAY'a özel yeni nesil atış kontrol sistemi çalışmaları ise devam ediyor. Bu sistem sayesinde ALTAY hareket halindeki hedefleri bile çok yüksek isabet oranıyla vurabilecek.

ALTAY tankında, her türlü tehdide karşı tankı korumak üzere tasarlanan modüler kompozit zırhlar ve mürettebatın kimyasal, biyolojik, radyoaktif ve nükleer tehditlerin bulunduğu ortamlarda görevlerini gerçekleştirmesine olanak tanıyan yardımcı sistemler de bulunacak. -

Türk savunma sanayisine yeni teknolojiler ve yetenek kazandıracak ilk Türk milli tankının tasarımı, prototiplenmesi, testleri ve kalifikasyonunun yaklaşık 500 milyon dolara mal olması öngörülüyor. -

YÜZDE 100 YERLİ KRİPTOLU CEP TELEFONU - ASELSAN ve Teknomobil UyduHaberleşme A.Ş. tarafından Türkiye'nin ilk yüzde yüz yerli kriptolu haberleşme cihazı geliştirildi. 2110 MEMKadı verilen cep telefonu yasa dışı dinlenme ihtimalini ortadan kaldırıyor.

Tümyüksek güvenlik özelliklerini üzerinde bulunduran ve ek olarak uydu telefonlarına bluetooth veya opsiyon konektörü ara yüzünden bağlanan cep telefonu, güvenli ses ve veri iletişimi sağlıyor.Ayrıca SMS atma özelliği de bulunan 2110 MEMK, güvenlik yönetim sistemi tarafından uzaktan yönetim özelliğine de sahip. Böylece kripto anahtarlarının dağıtılması, yasaklı listelerinin güncellenmesi gibi işlevler merkez birimden emniyetli olarak gerçekleştiriliyor. 2110 MEMK, uydu üzerinden iletişimsağladığı için her yerden kullanılmasımümkün. TeknomobilUyduHaberleşme A.Ş. YönetimKurulu Başkanı SelimGençler, söz konusu cihazla yasa dışı dinlemelerin önüne geçildiğini, benzerlerine oranla çok daha yüksek performans sergilediğini ifade etti.
REKLAM advertisement1