İBB “yolsuzluk” soruşturması tamamlandı! Ekrem İmamoğlu hakkında iddianame tamamlandı
İBB'ye yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında görevinden uzaklaştırılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki iddianame hazırlandı. İddianamede örgütün kurucusu ve lideri şüpheli Ekrem İmamoğlu hakkında; doğrudan işlediği suçlar olan suç işlemek amacıyla örgüt kurma, rüşvet (12 kez), Suç Gelirlerinin Aklanması (7 kez), Kamu Kurum ve Kuruluşları Zararına Dolandırıcılık (7 kez) suçlarından cezalandırılması talep edildi. İmamoğlu hakkında 142 ayrı suçtan 828 yıl 2 aydan, 2 bin 352 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması istendi. 3 bin 900 sayfalık iddianamede 402 şüpheli yer aldı.
Görevinden uzaklaştırılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklu bulunduğu, “yolsuzluk” soruşturması tamamlandı. Hazırlanan iddianamede Ekrem İmamoğlu ile 402 şüpheli yer aldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü İBB'ye yönelik yolsuzluk soruşturması tamamlandı. 3 bin 900 sayfalık iddianame mahkemeye sunuldu. İddianamede 402 kişi şüpheli sıfatıyla yer aldı.
Hakkında kamu davası açılan şüphelilerden 99’u örgüt mensubu 1’i örgütün kurucusu ve lideri şüpheli Ekrem İmamoğlu, 6’sı örgüt yöneticileri şüpheliler Fatih Keleş, Murat Ongun, Ertan Yıldız, Murat Gülibrahimoğlu, Adem Soytekin ve Hüseyin Gün, geri kalanı örgüt mensubu olmamakla birlikte bağlantılı kişiler olarak iddianamede yer aldı.
İddianamede "10 yıllık süreçte kamu zararı 160 milyar lira" denildi.
İMAMOĞLU İÇİN İSTENEN CEZA
Yolsuzluk soruşturması kapsamında görevden alınan Ekrem İmamoğlu hakkında da iddianamede örgütün kurucusu ve lideri şüpheli Ekrem İmamoğlu hakkında; doğrudan işlediği suçlar olan suç işlemek amacıyla örgüt kurma, rüşvet (12 kez), Suç Gelirlerinin Aklanması (7 kez), Kamu Kurum ve Kuruluşları Zararına Dolandırıcılık (7 kez) suçlarından cezalandırılması talep edildi.
İmamoğlu hakkında 828 yıl 2 aydan, 2 bin 352 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması istendi.
“ÖRGÜT AHTAPOTUN KOLLARI GİBİ GELİŞTİ”
İBB’nin sorumluluk alanının dikkate alındığı belirtilen iddianamede, “İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütünün tıpkı bir ahtapotun kolları gibi geliştiği, ilçe belediyelerinin sorumluluk sahasına giren konularda dahi suç örgütü üye ve yöneticilerinin karar alma yetkisine sahip olmuştur… Örgüt lideri İBB başkanı olduktan sonra 2019 yılında Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl binasının satın alınması sürecinde o dönemki il başkanı Canan Kaftancıoğlu’nu saf dışı bırakarak binanın satın alınma sürecini bizzat yürütmüş ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin yönetimine talip olduğuna dair gövde gösterisi yapmıştır” denildi.
AKIN GÜRLEK'TEN AÇIKLAMA
İstanbul Başsavcısı Akın Gürlek, düzenlediği basın toplantısında, iddianameye ilişkin şunları söyledi:
"İddianamenin giriş bölümünde suç örgütünün yapılanmasını ve şemasını anlattık. 6 tane örgüt yöneticisi var. Dijitallerin büyük çoğunluğu çözüldü. Ekrem İmamoğlu örgüt yöneticisi olduğu için diğer kişilerin suçlarından da sorumlu tutuluyor.
İddianamede gizli ve normal tanıklar var. 70’ten fazla etkin pişmanlıktan faydalanan var. Etkin pişmanlıktan faydalanan Adem Soytekin bize etkili bilgiler verdi. Adem Soytekin’i iddianamede örgüt yöneticisi olarak belirledik. Örgüt yöneticisi olarak verdiği bilgilerin eksik olduğunu belirledik. Ama verdiği bilgiler doğru. Ve kendisi ile ilgili bilgiler vermedi. Bilgiler eksik olduğu için tutuklandı.
Hüseyin Gün bu dosyada örgüt yöneticisi olarak yargılanıyor. Şu an 2 tane belediye başkanı da yargılanacak. Beylikdüzü ve Şişli. İSKİ, İGDAŞ ve Boğaziçi tesis yönetimi ile ilgili muhtemelen ek iddianame düzenlenecek. İncelememiz bunlarla ilgili henüz tamamlanmadı.
İhalelerin süreçleri ne şekilde dizayn edildiği çok önemli. Bunları iddianamede görebilirsiniz. Yazışmalar doğrudan dosyaya girdi. Mehmet Murat Çalık’ın whatsapp yazışmaları var. Dosyada ikrar içeren yazışmalar var. Kamu zararı toplam suç tarihinden itibaren 160 milyar TL ve 24 milyon dolar. 95 tane taşınmaz. Bunlar güncel değerler değil. Suç tarihi 10 yıllık süreci kapsıyor."
8 AYDA ÇOK SAYIDA OPERASYON YAPILDI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 19 Mart 2025 tarihinde aralarında İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun bulunduğu yüzlerce şüpheli hakkında “yolsuzluk” iddiasıyla operasyon talimatı vermişti. Yapılan operasyon sonucunda gözaltına alınan Ekrem İmamoğlu ile birlikte çok sayıda şüpheli 23 Mart’ta tutuklanarak cezaevine gönderildi.
19 Mart’taki İlk operasyonun ardından elde edilen yeni deliller, itirafçı beyanları ve gizli tanık ifadeleriyle 8 aylık süreçte 9 operasyon gerçekleştirildi ve birçok kişi tutuklandı. Ekrem İmamoğlu’nun tutukluluğunun 232’nci gününde (10 Kasım) savcılık soruşturmasını tamamlayarak suçlamalara yönelik iddialarını açıkladı.
“İMAMOĞLU’NUN İLK VE ASIL AMACI…”
İmamoğlu’nun asıl ve ilk amacının maddi zenginleşme olduğu belirtilen iddianamede, “2019 yılı yerel seçimlerinden sonra ikinci amacın suç gelirlerinden elde edilen maddi sermaye ile örgüt liderinin mensubu olduğu siyasi parti olan Cumhuriyet Halk Partisi’ni ele geçirmek olduğu… ilerleyen süreçte hedef olan üçüncü amacının ise İstanbul ili yerelinde kurmuş olduğu sistemi ülke geneline yaymak olduğu anlaşılmıştır” denildi.
Milletvekilleri Turan Taşkın Özer ile Özgür Karabat’ın dosyası ayrıldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi.
FON SAĞLANARAK PR YAPILDIĞI İDDİASI
İddianamede, Ekrem İmamoğlu’nun, suçtan elde ettiği kazancın bir kısmıyla kendisinin ve örgüt yöneticileri/üyelerinin zenginleşmesinde bir kısmıyla da Cumhuriyet Halk Partisi yönetimini ele geçirmede kullandığı belirtilerek, “İBB Başkanı olarak seçilmesinin ardından Kemal Kılıçdaroğlu yönetimini partiden uzaklaştırmaya yönelik çalışmalar yürüten örgüt liderinin bu amaç doğrultusunda kamuoyu desteği sağlamak üzere çeşitli gazetecilere fon sağlayarak pr yaptırmıştır. Suç örgütünün medya ve sosyal medya üzerindeki faaliyetlerini örgüt yöneticisi Murat Ongun organize etmiştir. Soner Yalçın, Şaban Sevinç, Batuhan Çolak, Yavuz Oğhan ve Ruşen Çakır gibi gazetecilerle çeşitli televizyon kanalları suç örgütü tarafından fonlandığı anlaşılmıştır” denildi.
ADAY GÖSTERİLMEYİNCE GİZLİ ÇALIŞMALARINI HIZLANDIRDI İDDİASI
Ekrem İmamoğlu’nun 2023 yılı Cumhurbaşkanlığı Genel Seçimlerinde ‘Cumhurbaşkanı Adayı’ olarak gösterilmeyince CHP’nin o dönemki genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı parti içi gizli çalışmalarını hızlandırdığı belirtilerek, “Kemal Kılıçdaroğlu’na yakınlığı ile bilinen CHP’li yöneticileri çeşitli vaatlerle yanına çekmiş ve bu konuda gizli toplantılar yapmıştır. İnternet üzerinde yapılan toplantılardan biri kamuoyuna yansımış, bu görüntülerde parti siyasetinde kendisinden daha üst konumumda bulunan kişilere emir ve talimatlar verdiği, Cumhuriyet Halk Partisinin fiili genel başkanı gibi davrandığı anlaşılmıştır” denildi.
MURAT ÇALIK’IN İNCELENEN TELEFONU
İddianamede Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık’ın dijital materyallerinin incelenmesine de yer verildi. Çalık’ın Whatsaap’ına 542 Hünkar Akdağ 542 isimli bir kişiden, “Aylardır beni rahatsız edenler var naylon faturanızdan dolayı ben çok rahatsız oldum herkes yaptığı işin bedelini istiyor yazdığı dilekçenin yazdığı makalenin bir zahmet ödeyin” şeklinde mesaj olduğu belirtildi.
“KONUŞTURMAYIN BENİ” MESAJI
Ayrıca Çalık’ın telefonunun “Resimler” bölümünde de aynı şahısla yapılan konuşmaların ekran görüntüleri olduğu belirtilerek, “Söz konusu görüntü de yine aynı 542 Hünkar Akdağ 542 adı ile kayıtlı şahsın sırasıyla “Artık konuşalım Mehmet Çalık, Naylon, Fatura, Vergi Mahkemesi, SGK, Daha konuşayım mı, konuşturmayın beni, ayıp” şeklinde mesajlar attığı, şüpheli Mehmet Murat Çalık isimli şahsın da mesajı yazdığı ancak iletmeden ekran görüntüsü aldığı, bu ekran görüntüsünde “Hünkar bu işlere ne kadar çok kafanı takmışsın (…)” şekilde cevap verdiği..” anlatıldı.
150 MİLYON TOPLAMA GÖREVİ
Ayrıca telefonda, “Ya Ekrem İmamoğlu, Serdal’ı, Murat’ı bu 100 milyon 150 milyon toplayın diye görevlendirmiş”, “Senden 10 milyon mu istedi o proje için?” ve “şuan benden elektrik direklerinden 10 milyon istiyor adam”, “Abi Avrupa yakasında 20 milyon istiyor adamlar 20 değil 15 vermeye razı Avrupa yakasına koysan” ve “şey mi medya pano mu 15..” ses kayıtları olduğu iddianamede anlatıldı.
SELİM İMAMOĞLU ADINA AÇILAN ŞİRKETTEN PARA AKLANDI
İddianamede Ekrem İmamoğlu’nun oğlu Selim İmamoğlu ve babası Hasan İmamoğlu şüpheli sıfatıyla yer aldı. Ekrem İmamoğlu’nun çıkar amaçlı örgütten elde ettiği paraların bir kısmını Hasan İmamoğlu ile ortak olduğu inşaat firmasına aktardığı, Hasan İmamoğlu’nun bu paraları farklı tarihlerde Selim İmamoğlu’nun hesabına gönderdiği anlatıldı. Bu parayı yurt dışına çıkarmak için ise Selim İmamoğlu adına Hırvatistan’da şirket kurarak aktardıkları belirtildi. Selim İmamoğlu’nun “Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama” suçundan 9 yıldan 20 yıla kadar hapsi istendi.
80 MİLYAR LİRALIK KAMU ZARARI OLUŞTUĞU İDDİASI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca "İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütü"ne yönelik soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, 2020-2025 yılları arasında 185 milyon ton kaçak hafriyat dökümü yapılarak, Ekrem İmamoğlu'nun da aralarında bulunduğu 4 şüphelinin fikir ve eylem birliği içerisinde 80 milyar liralık kamu zararına yol açtıkları belirtildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, 105'i tutuklu, 5'i "müşteki şüpheli" olmak üzere toplam 407 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamede, şüpheliler Murat Gülibrahimoğlu ve İbrahim Bülbüllü tarafından Cebeci Maden bölgesindeki birçok maden sahasının farklı yollarla alınarak, bölgede hakimiyet sağlandığı anlatıldı.
Hafriyat dökümleri için kullanılmaya başlanan, Ekrem İmamoğlu'nun gizli ortağı olduğu maden sahasının Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın raporuna göre aktif maden rezervi bulunan, içerisinde orman alanlarının yer aldığı, bir su havzasının bulunduğu ve hafriyat dökülemeyecek bir bölge olduğu ifade edildi.
İddianamede, Alibeyköy Havza Koruma Kuşağı içerisinde yer alan Cebeci Maden Bölgesi'ne İmamoğlu suç örgütü tarafından gerçekleştirilen kaçak hafriyat dökümü ve atık döküm işlemleri neticesinde insan sağlığı, can ve mal emniyeti açısından riskli durumların oluştuğu ve bu usulsüz, kontrolsüz işlemler nedeniyle maden alanının ciddi oranda daraldığı belirtildi.
Şüpheliler Ekrem İmamoğlu, Fatih Keleş, Murat Gülibrahimoğlu ve İbrahim Bülbüllü'nün eylem ve fikir birliği içerisinde kasten çevre kirliliğine yol açarak insan sağlığını, can ve mal emniyetini hiçe saydıkları aktarılan iddianamede, 2020- 2025 yılları arasında kaçak hafriyat dökümünün yapıldığı maden sahasına, toplam 185 milyon ton kaçak hafriyat dökülerek yaklaşık 80 milyar lira kamu zararına yol açıldığı kaydedildi.
İddianamede, çıkar amaçlı suç örgütünün en önemli gelir kaynağı olan kaçak hafriyat döküm işi için, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından düzenlenen döküm sahası izni olmamasına karşın, belediye tarafından "Atık Taşıma ve Kabul Belgeleri" düzenlenerek, kaçak döküm işleminin örgütün faaliyet gösterdiği maden sahasına yaptırıldığı anlatıldı.
"31 MİLYAR LİRANIN ÜZERİNDE SUÇ GELİRİ ELDE EDİLDİ"
Atık taşıma ve kabul belgesi verilerine göre yapılan hesaplamada, İSTAÇ'a gitmesi gereken ancak örgütün kontrolündeki alana yapılan izinsiz hafriyat dökümü ile toplam 185 milyon 887 bin 621 ton dökümün bedelinin örgütün "sistem" adını verdiği yapıya aktarıldığı ifade edilen iddianamede, kamu zararına yol açıldığı ve şüphelilerin eylem ve fikir birliği içerisinde "dolandırıcılık" suçunu işledikleri belirtildi.
İddianamede, şüphelilerin iştirak halinde birden çok ihaleye fesat karıştırdıkları, "kamu kurumu zararına dolandırıcılık" ve "ihaleye fesat sokmak" suretiyle kurmuş oldukları kaçak döküm işlemleri esnasında çevre kirliliğine neden olup, maden sahalarına ve orman alanlarına telafisi mümkün olmayacak şekilde zarar verdikleri anlatıldı.
Şüphelilerin vergi ödememek amacıyla naylon fatura düzenleyerek ve çek ödemeleri suretiyle elde ettikleri gelirleri şirketlerden çıkardıkları aktarılan iddianamede, suç gelirlerinin bir kısmının örgüt mensuplarının şahsi zenginleşmelerinde, bir kısmının ise siyasetin dizaynı amaçlı kurulan "Sistem" adlı havuza aktarıldığı belirtildi.
İddianamede, Cebeci Maden sahasına yapılan dökümün herhangi bir izne dayanmadığı, 2021-2025 yılları arasında yapılan kaçak döküm neticesinde 31 milyar liranın üzerinde suç gelirinin elde edildiği ve yapılan kaçak döküm neticesinde maden sahalarının zarar görmesine neden oldukları vurgulandı.
İSTANBUL BELEDİYE BAŞKAN ADAYLARININ EKREM İMAMOĞLU VE RIZA AKPOLAT TARAFINDAN BELİRLENDİĞİ İDDİASI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca "İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütü"ne yönelik soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, 2024 yerel seçimlerinde Türkiye genelindeki il ve ilçe belediye başkan adaylarının örgüt elebaşısı şüpheli Ekrem İmamoğlu tarafından belirlendiği, İstanbul'daki 9 belediye başkan adayının İmamoğlu'na yakın isimlerden seçildiği, 5 adayın ise İstanbul İl Başkanlığı seçimlerinde oynadığı rol nedeniyle Rıza Akpolat tarafından belirlendiği iddia edildi.
İddianamede, örgüt elebaşı konumundaki Ekrem İmamoğlu'nun 2014 yerel seçimlerinde Beylikdüzü Belediye başkanı olarak göreve başladıktan sonra ilk olarak 2015 yılında kendi başkanlığı yetki alanındaki inşaatlardan ruhsat, imar, iskan izni gibi belediye işlemlerinde çeşitli usulsüzlükler yaparak firma sahiplerinden maddi menfaat temin eden bir yapılanma kurduğu aktarıldı.
İmamoğlu'nun belediyede kurduğu bu yapılanmanın yetkisini kötüye kullanarak proje-arsa sahiplerine gerekli izinlerin verilmesi neticesinde maddi menfaat temin etmeye başladığı, bununla birlikte imarsız alanları imara açma, yapılardaki usulsüzlükleri görmezden gelme gibi eylemlerde bulunduğu ifade edilen iddianamede, yapılanmada şüpheliler Fatih Keleş ve Adem Soytekin'in İmamoğlu'nun talimatlarıyla hareket ederek firma sahipleriyle görüştükleri, inşaat projelerindeki usulsüzlüklerden elde edilen maddi menfaatin firma sahiplerinden rüşvet olarak alınmasından sorumlu oldukları anlatıldı.
İddianamede, şüpheliler İmamoğlu, Fatih Keleş, Adem Soytekin, Mehmet Murat Çalık ve Tuncay Yılmaz'ın imar izni, yapı ruhsatı, iskan verilmesi için kişilerden maddi menfaat elde ettikleri, bu amaçla bir araya gelerek ekonomik çıkar sağlamak üzere suç örgütünün kurulduğu ifade edildi.
İMAMOĞLU'NUN, ÖRGÜTTEN ELDE EDİLEN PARALARI İBB BAŞKANI SEÇİLMEK İÇİN KULLANDIĞI İDDİASI
Örgütün 2015-2019 yılları arasındaki kuruluş dönemine denk gelen süreçte rüşvet ve suç gelirlerinin aklama suçları başta olmak üzere tespit edilen eylemlerin tümüne şüpheli Ekrem İmamoğlu'nun bizzat iştirak ettiği ve örgüt yöneticileri ile üyelerini yönlendirdiği vurgulanan iddianamede, "Şüpheli Ekrem İmamoğlı'nun kurmuş olduğu çıkar amaçlı suç örgütünün Beylikdüzü Belediyesi'nde yapmaya başladığı usulsüzlüklerle örgütün temellerini attığı, bahse konu suç örgütünün eylemleri neticesiyle elde ettiği maddi menfaati ise 2019 yılında İBB başkanı seçilebilmesi amacıyla kullandığı.." ifadelerine yer verildi.
İddianamede, İmamoğlu'nun İBB Başkanı olarak seçilmesinin ardından o dönemki CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yönetimini partiden uzaklaştırmaya yönelik çalışmalar yürüttüğü, bu amaç doğrultusunda kamuoyu desteği sağlamak üzere çeşitli gazetecilere fon sağlayarak PR yaptırdığı vurgulandı.
İMAMOĞLU'NUN CHP'NİN FİİLİ GENEL BAŞKAN GİBİ DAVRANDIĞI BELİRTİLDİ
2023 yılı Cumhurbaşkanlığı Genel Seçimlerinde Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmeyen İmamoğlu'nun o dönemki CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na karşı parti içinde gizli çalışmaları hızlandırarak Kılıçdaroğlu'na yakın yöneticileri çeşitli vaatlerle yanına çektiği ve bu konuda gizli toplantılar yaptığından bahsedilen iddianamede, İmamoğlu'nun CHP'nin fiili genel başkanı gibi davrandığı kaydedildi.
İddianamede, şu ifadelere yer verildi:
"8 Ekim 2023'te yapılan Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanlığı seçimlerinde parti içi siyasette Kemal Kılıçdaroğlu'na yakınlığıyla bilinen, yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklanan Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat ile ittifak yaparak, Kemal Kılıçdaroğlu'nun aday gösterdiği Cemal Canpolat'a karşı Rıza Akpolat'ın aday gösterdiği, yakın arkadaşı Özgür Çelik'i desteklemiştir. Örgüt elebaşının o dönem delegeler ve ilçe belediye başkanları üzerinde mutlak hakimiyeti bulunmadığı için Rıza Akpolat ve onunla birlikte hareket eden birkaç belediye başkanı ile ittifak yapmak durumunda kalmıştır. İstanbul'un en 'zengin' ilçelerinden Beşiktaş'ın belediye başkanlığını yapan Rıza Akpolat'ın yolsuzluklarla büyük maddi güce ulaştığı, il başkanlığı seçiminde oy kullanacak delegelere maddi menfaat sağladığı ve bu konuda vaatlerde bulunarak oy tercihlerini Özgür Çelik'ten yana kullanmalarını sağlamıştır."
CHP İstanbul İl Başkanlığı seçimlerine karıştırılan usulsüzlüklerle ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada Rıza Akpolat ve diğer şüpheliler hakkında açılan davanın halen sürdüğü belirtilen iddianamede, "38. İstanbul İl Kongresi'nde 'delegeleri satın alarak' desteklediği il başkanının seçilmesini sağlayan örgüt elebaşının 4-5 Kasım 2023'te yapılan Cumhuriyet Halk Partisi 38. Olağan Kongresinde Kemal Kılıçdaroğlu'nun karşısında aday olarak Özgür Özel'i belirlediği, İstanbul İl Başkanlığı seçimlerinde yaşanan sürecin benzerinin genel kurultayda da yaşandığı, 'delegelerin satın alınarak' Özgür Özel lehine oy kullanmaları sağlanmıştır. Olağan kurultayda yaşanan usulsüzlükler hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmanın derdest olduğu.." şeklinde ifadeler yer aldı.
İMAMOĞLU'NUN CUMHURBAŞKANLIĞI ADAY ADAYLIĞINI GÜNDEME GETİREREK KURDUĞU ÖRGÜTÜN TARTIŞILMASINI ENGELLEMEYE ÇALIŞTIĞI İDDİASI
CHP Genel Başkanlığı'nda yaşanan değişimin ardından partinin kontrolünün tamamen İmamoğlu'na geçtiği belirtilen iddianamede şu ifadeler kullanıldı:
"2024 mart ayında gerçekleştirilen yerel seçimlerinde İstanbul ilçelerinde ve Türkiye genelinde il ve ilçe belediye başkan adaylarının birçoğu örgüt elebaşı (Ekrem İmamoğlu) tarafından belirlenmiştir. Şişli, Üsküdar, Beylikdüzü, Esenyurt, Eyüpsultan, Bakırköy, Sancaktepe, Kadıköy, Çekmeköy gibi ilçelerde örgüt elebaşı kendisine bağlı kişileri aday göstermiş, Büyükçekmece, Küçükçekmece, Tuzla Belediye Başkanlarını ise kendisine tabi kılmıştır. Avcılar, Sarıyer, Beyoğlu, Bayrampaşa ve Gaziosmanpaşa belediye başkan adayları ise İstanbul il başkanlığı seçimleri ve olağan kurultaydaki rolünden dolayı Rıza Akpolat tarafından belirlendi."
İddianamede, belediyeleri ele geçiren şüpheli Ekrem İmamoğlu'nun, soruşturma aşamasından haberdar olması üzerine hızlandırılmış Cumhurbaşkanlığı aday adaylığını gündeme getirerek kurduğu örgütün kamuoyu nezdinde tartışılmasını engellemeye çalıştığı vurgulandı.
İBB'NİN "ADRESE TESLİM" İHALELERİYLE KAMUNUN MİLYONLARCA ZARARA UĞRATILDIĞI İDDİASI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca "İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütü"ne yönelik soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraklerinden Medya AŞ'nin, İBB tarafından açılan "adrese teslim" ihaleleri kazandığı ve sonrasında daha yüksek bedelle alt kiralama yaptığı, böylece kamunun milyonlarca lira zarara uğratıldığı belirtildi.
İddianamede, şüpheliler Ekrem İmamoğlu, Murat Ongun, Tolga Volkan Aslan ve Fatih Keleş'in sorumlu olduğu "ihaleye fesat karıştırma" suçuna ilişkin ifadelerine başvurulanların, İBB tarafından gerçekleştirilen ana ihaleler ile buna bağlı olarak yapılan alt ihalelerin hangi şirketler üzerinde kalacağının en başından bu yana belirli olduğunu, bu organizasyonun İmamoğlu'nun talimatıyla örgüt yöneticisi Murat Ongun tarafından sağlandığını anlattıkları bildirildi.
İfadeleri alınan kişilerin, belediyece yapılan ihalelerin suç örgütünün organizasyonu dahilinde önceden ayarlanarak "adrese teslim" şekilde gerçekleştiğini beyan ettikleri aktarılan iddianamede, beyanların bilirkişiler tarafından yapılan tespitlerle uyumlu olduğu kaydedildi.
İddianamede, "Muhtelif birçok şahsın aynı yönde beyanda bulunmasının, hayatın olağan akışı içerisinde tesadüfle açıklanmasının mümkün olmadığı değerlendirilmiştir." ifadesine yer verildi.
"2024 Yılı Muhtelif Video Çekimleri, Film Yapımları, Kitap Basımları, Medya/Basın Takip Hizmetleri ile Mobil İletişim Araçları Temini Alımı İşi" ihalesine fesat karıştırıldığı aktarılan iddianamede, açık ihale usulüyle yapılan bu ihale dokümanını 6 isteklinin Elektronik Kamu Alımları Platformu (EKAP) üzerinden indirmesine rağmen, ihaleye İBB'nin iştirak şirketi Medya AŞ ile birlikte 2 şirket tarafından teklif verildiği, sadece MEDYA AŞ'nin teklifinin geçerli sayıldığı, 22 Ekim 2024'te Medya AŞ ve idare arasında 168 milyon 305 bin 500 lira bedelle sözleşme imzalandığı belirtildi.
İddianamede, aralarında kabul edilebilir doğal bir bağlantı olmayan ve farklı hizmet sunucuları tarafından yerine getirilebilecek farklı uzmanlık konularına ilişkin hizmet işlerinin tek bir ihale kapsamında ihale edilmesi, farklı hizmetlerin bir araya getirilerek ihale hacminin büyük tutulması ve bu işlerin kısmi teklife açılmamasıyla rekabet ortamının sağlanmadığı, eşit muamele, kaynakların verimli kullanılması ve ihtiyaçların uygun şartlarla karşılanması ilkelerine aykırılık bulunduğu bildirildi.
"ALT İHALELERİN ÖRGÜTE MÜZAHİR FİRMALARDA KALMASINI SAĞLAMAK İÇİN KURGUSAL İHALE SİSTEMİ İŞLETİLDİ"
Suça konu ihalede, İmamoğlu suç örgütünün hedeflerine ulaşabilmesi adına ihaleye fesat karıştırıldığı belirtilen iddianamede, şunlar kaydedildi:
"İhalenin usulüne uygun yapılması halinde ihaleye çok sayıda katılımcının teklif verme imkanının bulunduğu ve işin çok daha uygun bedeller üzerinden yapılarak İstanbul Büyükşehir Belediyesinin kasasından daha az miktarın çıkmasının kuvvetle muhtemel olduğu, bu nedenle de tam olarak miktarının tespiti mümkün olmamakla birlikte ihalede rekabet ortamı sağlanmayıp gizli bilgilerin paylaşılması ve ihalenin adrese teslim olarak Medya AŞ'ye verilmesi nedeniyle kamu zararı oluşmuştur. "
İddianamede, "2025 Yılı Muhtelif Video Çekimleri, Film Yapımları, Kitap Basımları, Medya/Basın Takip Hizmetleri ile Mobil İletişim Araçları Temini Alımı İşi" kapsamında yapılan ana ihalede, Murat Ongun'un, İmamoğlu'nun talimatıyla örgüt üyeleri üzerindeki hiyerarşik gücünü kullanarak önceden ihaleyi alacak firmaları belirlediği, ihalenin kasıtlı olarak Medya AŞ üzerinde kalmasını sağladığı aktarıldı.
Medya AŞ'nin bu ana ihaleyi alt ihalelere konu edip, işi kısımlara ayırarak 4 farklı firmaya yaptırdığına işaret edilen iddianamede, "İmamoğlu suç örgütünün Kültür ve Medya AŞ nezdinde yapılan alt ihaleleri bir gelir kapısı olarak görmesinden kaynaklı olarak, yapılan alt ihalelerin örgüte müzahir firmalar üzerinde kalmasını sağlamak için tamamen kurgusal bir ihale sistemi işletilmiş olup, bu husus dosya kapsamına yansıyan bir çok şahsın beyanıyla açıklığa kavuşmuştur." ifadelerine yer verildi.
"BU PARALARI ÖDEMEYENLERİN İŞ YAPMASI ENGELLENİYORDU"
İddianamede, etkin pişmanlık kapsamında ifade veren İnova Reklam firmasının yetkilisi İnan Boztaş'ın ihalelerle ilgili beyanları yer aldı.
Boztaş, 2020-2024'te üçüncü şahıslardan kiralanan reklam mecralarını kullanmak için normalde İBB Kentsel Tasarım Müdürlüğünden izin almak gerektiğini ancak Kültür AŞ ve Medya AŞ'ye yönlendirildiğini anlattı.
Bu iştiraklerin, dron çekim hizmeti, grafik tasarım hizmeti, ajans hizmetleri, fotoğraf çekimleri hizmeti, arşiv video görüntü hizmeti gibi açıklamalarla şirketine fatura keserek, kendisinden zorla bazı paralar tahsil edildiğini belirten Boztaş, ifadesinde şunları kaydetti:
"Bu paralar ödenmezse reklam şirketlerine izin veya herhangi bir iş verilmiyordu ve bu paraları ödemeyenlerin iş yapması engelleniyordu. Bu faturaların açıklama kısmında belirtilen hizmetler normalde hiç yapılmamış olan farazi şeylerdir. Sadece para tahsil etmek için işler yapılmış gibi gösterilip iştirak şirketlerine para göndermemiz isteniyordu. Biz de bunu fatura kestikleri ve resmi olduğu için, aynı zamanda belediyeye gelir olduğunu düşündüğümüzden göndermek zorunda kalıyorduk. Bu bedeller bazen çok afaki ve acımasız olabiliyordu. Sistem 2019 belediye seçimlerinden önce böyle değildi."
KAMU MİLYONLARCA LİRA ZARARA UĞRATILDI
İddianamede, 2021'de İBB mülkiyetindeki Avcılar Denizköşkler, Bakırköy Florya, Beykoz Koru ve Zeytinburnu 1453 Çırpıcı Sosyal Tesisleri'nin organizasyon hizmetlerinin 3 yıl süreyle işletilmesine ilişkin ihalelerindeki usulsüzlüklere yer verildi.
İhalenin 3 milyon 715 bin lira tahmini bedelle açıldığı aktarılan iddianamede, ihaleyi 3 milyon 800 bin lira teklif veren tek istekli Medya AŞ'nin kazandığı, Medya AŞ'nin daha sonra tesisleri alt kiralama ihalesine açtığı bildirildi.
İddianamede, ihalede tahmini bedelin hatalı ve düşük belirlendiği, ihaleye katılmak için yıllık 1 milyon 238 bin liralık bir iş için en az 2,5 milyonluk sermaye, 5 yıl için 4 milyonluk ciro, 1 milyonluk iş deneyimi, konusu "organizasyon hizmetleri" olmasına rağmen, dijital baskı veya medya hizmetleri ile reklam, tanıtım ve dijital yayıncılık hizmetlerinin tamamında aynı anda en az 3 yıl çalışmış ve halen de faaliyet gösteriyor olma şartlarının birlikte arandığını, bu durumun birçok firmanın ihaleye katılamaması sonucunu doğurduğu ve rekabetin sağlanamadığı kaydedildi.
Sonuçta ihaleye sadece Medya AŞ'nin katılım sağladığı gibi ihaleyi de kazandığı belirtilen iddianamede, kamunun 2 milyon 952 bin lira zarara uğratıldığı ifade edildi.
İddianamede, Sütlüce Mahallesi'nde 2 bin metrekarelik alana sahip etkinlik çadırının 2023'te 3 yıl süreyle aylık 32 bin lira tahmini bedelle kiraya verilmesine ilişkin ihaleye çıkıldığı, tek istekli Kültür AŞ'nin 3 yıllık toplam 1 milyon 200 bin lira teklifle katılıp ihaleyi kazandığı belirtildi.
Medya AŞ'nin, İBB'den metrekaresi 384 liraya kiraladığı yeri 2-3 ay sonra 34,5 kat bedelle alt şirketlere kiraya verdiği, böylece bu ihalede kamunun 28 milyon 627 bin lira zarara uğratıldığı vurgulanan iddianamede, ayrıca İBB ile Kültür AŞ arasında imzalanan sözleşme uyarınca, alt kiralama işlemi yapıldığında İBB'ye onaylatılması gerekirken, işlemden yaklaşık 5 ay sonra İBB'den kiralama muvafakati alındığı bildirildi.
İddianamede, bu ihale için "Muhammen bedelin yanlış hesaplanmasının, basit bir hatanın veya tesadüfün ürünü olmadığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin kasasına maksimum miktarda para girmesinin hedeflenmediği ve kamu menfaatleri gözetilmediğinden muhammen bedelin birçok eylem kapsamında olması gereken tutardan eksik hesaplanmasının, suça konu işten elde edilecek gelirin alt ihaleleri alan firmalar tarafından kazanılmasının amaçlandığının bir göstergesi olduğu, bu şekilde ana ihale kapsamına fesat karıştırılarak ihalenin Kültür AŞ üzerinde kalmasının sağlandığı anlaşılmıştır." değerlendirmesi yapıldı.
KÜLTÜR A.Ş. İHALELERİNDE 49 MİLYON LİRA HAKSIZ KAZANÇ SAĞLANDIĞI İDDİASI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, "İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütü"ne yönelik soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin (İBB) iştirak şirketi Kültür AŞ tarafından alınan ihale konusu işlerin tamamının alt yüklenicilere yaptırılmak suretiyle, herhangi bir hizmet karşılığı olmadan 49 milyon 319 bin 619 lira 50 kuruş haksız kazanç sağladığı belirtildi.
İddianamede Ekrem İmamoğlu, Murat Ongun, Emrah Bağdatlı, Murat Abbas, Fatih Keleş, Taner Çetin, Doğan Hamit Dogruer, Özge Bağdatlı, Ceyda Kıryak, Güldem Şık, Barış Kılıç, Gökhan Köseoğlu, Metin Bal, Kahraman Yeşilyurt, Merthan Açil, Ersan Şık, Tolga Özgen, Mehmet Muhittin Palazoğlu, Deniz Dörtyol, Serdar Solmaz, Özcan Demirci, Serkan Yıldız, Mustafa Değercan, Eray Demir, Orçun Muhittin Yılmaz, Mehmet Türkoğlu, Mustafa Karaoğlu, Serap Karay ve Mehmet Mandacı'nın şüpheli olduğu "ihaleye fesat karıştırma" ile "kamu kurum ve kuruluşları adına dolandırıcılık" suçunun detaylarına yer verildi.
İBB Halkla İlişkiler Müdürlüğü tarafından "2024 Yılı İstanbul Geneli Muhtelif Organizasyonlar ile Tanıtım-Duyuru Çalışmaları ve Baskılı Materyallerin Temini Hizmet Alımı" işi kapsamında açık ihale usulü ile ihaleye çıkıldığı belirtilen iddianamede, dokümanların 8 firma tarafından indirilmesine rağmen tek geçerli teklifin belediye iştirak şirketlerinden Kültür AŞ'ye kaldığı, şirketin ihaleyi 516 milyon 55 bin 250 lira ve KDV bedeliyle aldığı aktarıldı.
Bilirkişilerin tespitlerinin yer aldığı iddianamede, suça konu ihalenin, Kültür AŞ'nin tek başına katılım sağlayıp almasına rağmen kısmi tekliflere kapatıldığı ancak bir birinden farklı çok sayıda hizmet gruplarından oluşan, bir kısım mal alımı da bünyesinde barındıran 177 kalemden oluşan ihalenin kısmi teklife açık olması gerektiği belirtildi.
İddianamede, "Suça konu ana ihaleye ait İdari Şartname, Yaklaşık Maliyet Hesap Cetveli, Birim Fiyat Teklif Cetveli, İhale Komisyonu Kararı, Alt Yüklenici Sözleşmeleri ve Birim Fiyatları, Hizmet İşleri Kesin Kabul Tutanağı ve Hizmet İşleri Hakediş Raporu incelendiğinde, ihale konusu işlerin 177 kalem olduğu, bu kalemlerden 78 adedinin yapılmadığı, geriye kalan 99 kalem işin tamamının Kültür A.Ş. tarafından alt yüklenicilere yaptırıldığı tespit edilmiştir." denildi.
Bu durumun Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin alt yükleniciler başlıklı 18'inci maddesine aykırı olduğu vurgulanan iddianamede, "İBB iştirak şirketi Kültür AŞ tarafından alınan ihale konusu işlerin tamamının alt yüklenicilere yaptırılmak suretiyle herhangi bir hizmet karşılığı olmadan 49 milyon 319 bin 619 lira 50 kuruş haksız kazanç sağladığı, bu işin İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından alt yüklenicilere verilmesi halinde bu tutarın İstanbul Büyükşehir Belediyesi kasasında kalacağı tespit edilmiştir." ifadeleri kullanıldı.
İddianamede, İBB tarafından yapılan ana ihalelerin ve buna bağlı olarak yapılan alt ihalelerin, belirlenen şirketler üzerinde kalacağının en başından belli olduğu, ihalelerin suç örgütünün organizasyonu dahilinde önceden ayarlanarak adrese teslim şekilde gerçekleştiği yönünde şüpheli ve tanık beyanlarına dikkati çekildi.
Bu organizasyonun örgüt elebaşı Ekrem İmamoğlu ile örgüt yöneticisi Murat Ongun tarafından sağlandığı öne sürülen iddianamede, muhtelif birçok şahsın aynı yönde beyanda bulunmasının hayatın olağan akışı içerisinde tesadüf ile açıklanmasının mümkün olmadığı ifade edildi.
Medya AŞ'de görevli olan suç örgütü üyesi şüpheli Fatoş Ayık'ın kullanımındaki bilgisayarda yapılan inceleme sonucu Signal isimli uygulama üzerinden birtakım konuşmalar yapıldığının tespit edildiği aktarılan iddianamede, "Bu konuşmalar, İmamoğlu suç örgütü yöneticisi şüpheli Murat Ongun, örgüt üyesi olan şüpheliler Emrah Bağdatlı, Elif Güven, Fatoş Ayık, Nazlı Dalar, Can Akın Çağlar, Hakan Karaköse ve Kağan Sürmegöz tarafından İBB ve iştirakleri tarafından düzenlenen ihaleler ve iş alımlarının usulsüzce organize edildiğini, tüm süreci şüpheli Ekrem İmamoğlu'nun talimatıyla şüpheli Murat Ongun eliyle başta şüpheli Emrah Bağdatlı olmak üzere adı yer alan diğer şüpheliler tarafından hileli bir şekilde düzenlendiğini, bu suretle İmamoğlu suç örgülüne maddi kaynak sağlanma şeklini gözler önüne sermektedir." ifadelerine yer verildi.
SARIYER’DEKİ İL BİNASINA EL KONULMASI TALEP EDİLDİ
İddianamede, Sarıyer’de bulunan CHP il binasının, İmamoğlu suç örgütünün elde ettiği haksız kazanımlar ile satın alındığı, satın alma sürecini ise olay tarihinde CHP’nin İBB Başkan adayı olan ve sonrasında da belediye başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu’nun organize ettiği iddia edildi.
CHP İstanbul İl Başkanlığı binasının, suç gelirleri ile parti tüzel kişiliği adına satın alınarak suç gelirlerinin aklandığı, Mustafa Keleş’ten rüşvet olarak temin edilen dairelerin de etkin pişmanlıktan faydalanan ve örgütün yöneticisi olduğu belirtilen Adem Soytekin tarafından bu binanın tadilatının finansı için kullanıldığı öne sürüldü. Bu sürecin Ekrem İmamoğlu’nun bilgisi, yönlendirmesi ve parti organlarının onayıyla örgütün amaçlarından olan Cumhuriyet Halk Partisini ele geçirme amacıyla sistematik bir biçimde yürütüldüğü ileri sürüldü. Cumhuriyet Halk Partisi tüzel kişiliği adına kayıtlı olan Sarıyer’deki il binasına el konulmasına karar verilmesi talep edildi.
Ekrem İmamoğlu, Fatih Keleş, Mustafa Can Poyraz ve Tuncay Yılmaz’ın “Suç gelirini aklama” iddiasıyla cezalandırılmaları, Adem Soytekin hakkında ise ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi istendi.