Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Esin Övet Tüm sırlar ortaya dökülecek

        Malumunuz öyle bir devirdeyiz ki, adeta astrolog enflasyonu yaşıyoruz. Ancak sözü dinlenen üç-beş güvenilir astrolog da uzun zamandır, "Sır diye bir şey kalmayacak. Her şey ortaya dökülecek. 2025, 2026'nın fragmanı olacak. Perde arkasında yaşanan gizlilikler ortaya saçılacak. Türkiye'de yer yerinden oynayacak. Gizli, çetrefilli işler çevirenler dikkat!!! O çevirdiğiniz işlerle ilgili her şey ortaya saçılacak" diye diye bas bas bağırıyor.

        Ve son günlerde peşi sıra patlayan mevzulara baktığımızda da haklı çıkmış gibi gözüküyorlar.

        Hatta "Öyle olaylar duyacağız, öyle olaylara şahit kalacağız ki, artık hiç kimse eskisi gibi olamaz" deyip birçok sektörü işaret etmişlerdi. Tabii onların başında da magazin geliyordu.

        Ve olan oldu, son günlerde dizi-sinema sektörü Arap saçına döndü.

        Rekabet Kurulu'nun ardı arkası kesilmeyen şikayetler üzerine menajerlik şirketleri ve cast ajanslarıyla ilgili soruşturma başlatması, haliyle büyük yankı uyandırdı, uyandırıyor. Ünlülerin menajerleri, ajansları konuşulmaya başladı. Burcu Biricik, "O koca pastanın dilimlerini sürekli olarak kimlerin paylaştığını konuşmamız gerekirken biz yine magazin çukuruna düştük" diyerek olayın magazin haberinden çok başka bir boyutta olduğunu işaret etse de, konuştuğumuz isimler maalesef ünlü ve magazin figürleri olduğu için bu konu şu ara sosyal medyanın dilinde. Hatta bizim sektörün de çok dışına çıktı ve artık Ayşe, Fatma Teyze'nin de diline düştü. Yani kısırlı altın günlerinin, Ahmet, Mehmet amcanın çay içip muhabbet ettiği kahvehanelerin de en baş konularından biri oldu.

        Bana da sürekli;

        -Ayşe Barım kim Esin?

        -Farah Zeynep kime sallıyor?

        -O konuşulan iş adamı bilmem kim mi Esin?

        -Eeee oyuncular birbirine girecek şimdi ne olacak dizi sektörü?

        Diye diye sorular geliyor ve haliyle uzayıp gidiyor. İşi olanın da olmayın da bir fikri var. Ancak bu sektör ve bazıları için belli ki, Pandora'nın Kutusu açıldı ve kapanacak gibi de gözükmüyor.

        Şahsi fikrimi soracak olursanız;

        1-Tekelleşme sadece dizi-sinema söktürende yok maalesef her sektörde var.

        2-Haksız kazanç sağlayan, bir başkasının hakkını yiyen kim olursa olsun cezalandırılsa...

        3-Erkek-kadın gözetmeden kim suçluysa cezasını çekse...

        4-Sektörleri ne olursa olsun kim bunu yapıyor, bir başkasının hakkını yiyip işinden ediyorsa yüzde yüz belirlense...

        5-Birileri elbet bu soruşturmada cezalandırılacak. Ama bazıları da yine paçayı kurtaracak. İşte artık eğer suçlu kimse paçayı kurtarmasa...

        Çünkü ne olursa olsun hangi sektörde olursa olsun bu düzen kabul edilemez, edilmemeli. Bu arada eskiden de yok muydu?

        Elbet vardı.

        Türkan Şoray'lar, Fatma Girik'ler, Ediz Hun'lar, Tarık Akan'lar da bu düzensizlikten nasibini almadı mı? O dönemde de birçok oyuncu adını, sanını duyuramadan yok olmadı mı?

        Elbet olmuştur. Ancak şu var ki, artık bu dönem o dönem değil.

        1-Hayat sosyal medya dünyasında yaşanıyor.

        2-Artık kimse eskisi gibi güçlü değil.

        3-İnsanlık, "Ben yandım o da yansın" düşüncesini ilk sıraya koymuş durumda.

        4-Kimsenin rezil olma korkusu kalmadı.

        O yüzdendir ki, bu dönemin, yaşadıklarımızın elbet bir sebebi olacak. Eğer bu dönem değişikliği dizi-sinema sektörü ile başlayacaksa varsın başlasın. Pandaro'nın Kutusu her sektör için açılsın. Kim kime ne yaptıysa çıksın ortaya. Yani artık korku imparatorluğu hüküm sürmesin.

        ***

        Ayrıca

        Birçok kadın gibi, Ayşe Barım için kullanılan kelimeler ve üslup beni de rahatsız etti. Çünkü, bir insan iddialar doğrultusunda birilerinin hakkını yemiş olabilir. Ancak bazı iddialar o kadar çirkin ve üslupsuz ki, bazı çirkin kelime ve cümlelerin kullanılması ve bunun ön plana çıkartılmasını "Kadın tacizi" olarak yorumluyorum.

        Keza bu iddialar bir erkek üzerinden yaşansaydı inanın bu kadar üstüne basa basa bazı çirkin ifadeler kullanılmazdı. Ki arşivlere bakarsanız bunun örneklerini bulabiliriz. Tamam haberi yapalım, konuşalım ama bazı çirkin ifadeler son dönemdeki yapılan çirkin, yalan-yanlış magazin haberciliğinden farksızdır. Ve yıllardır bu işi yapan biri olarak bunu da kabul etmiyorum.

        Özellikle biz kadınların da buna izin vermemesi gerektiğini düşünüyorum.

        Ve yine tekrar ediyorum ki, ortada "Haksızlık, bir başkasının hakkını yemek" varsa bunun arkasında hepimiz durmalıyız ve araştırmalıyız. Eğer adı geçen kişiler suçluysa ifadelerini vermeli ve cezalarını da çekmelidir. Kim olursa olsun.