Galatasaray, Samsunspor deplasmanından 3 puanla dönerek önemli bir virajı hatasız atlattı.
Karşılaşma öncesi neredeyse bir hafta medyada Samsunspor Başkanı'nın demeçlerini okuduk. Kendi taraftarı ve takımı olabildiğince stresli bir ortama sürükledi ister istemez.
Avrupa hedefi olan ve sıralamada iyi bir yere sahip kırmızı-beyazlılar, Galatasaray maçına iyi hazırlanmamış.
Gerçi birkaç haftadır kötü oynadıkları bir gerçek. Galatasaray karşısında daha farklı bir oyun bekleniyordu.
Oysa, topu rakibe bırakıp kontra toplarla sonuca gitmek istediler. Bu taktikleri kağıt üzerinde kaldı. İstediklerini yapamadılar.
Karşılarındaki Galatasaray kalite olarak ve oyun bütünlüğü anlamında birkaç gömlek üstündü.
Maçı istedikleri gibi oynadılar. İlk 10-15 dakikalık bölümden sonra kontrolü ele aldılar.
Temposu düşük bir maç izledik. Bunun temel nedeni sarı-kırmızılı takımın özgüvenleri ve maçı kazanma kurgusuydu.
İlk 45 dakika Samsunspor, Galatasaray kalesine bir şut dahi atamadı.
Samsunspor yediği iki golde de savunma hatası yaptı. Önce Yunus, ardından Osimhen bu hatanın faturasını hemen kesti.
Bu tür iyi top yapan, kaliteli ayaklara topu bıraktığında işler çıkmaza girer.
Rakibe uzak oynamak, temassız kalmak çok amatörceydi.
Samsunspor sezonun ilk yarısındaki Samsun değil. Her geçen gün performans düşüşü gözle görünür halde.
Gerçi, onların da kadro sorunu var. Transfer yapamadılar. Kısıtlı bir oyuncu grubu ile mücadele ediyorlar.
Şu anda bulundukları yer başarıdır aslında.
Ancak, şaşırtıcı olan mücadele gücünün bu kadar düşük olmasıydı. Rakibi tehdit edecek en ufak bir girişimden uzaktılar.
Galatasaray, şampiyonluk yolunda emin adımlarla ilerliyor.
İyi oyun yerine skoru düşünüyorlar. Gol vuruşu yapabilecek oyunculara sahipler.
En önemlisi harika bir orta sahaları var. Torreira, Sara ve Lemina. Takımın motoru gibiler.
Ara transferde gelen Eren takıma uyum sorununu çözmüş durumda. Her geçen hafta daha iyi oynuyor.
Sarı-kırmızılılar zor gibi gözüken deplasmanı hata yapmadan rahat geçti.
