Hollanda ekibi Feyenoord’a 2-1 yenilen Sarı-Lacivertliler tur umudunu İstanbul’a bıraktı.
Karşılaşmanın geneline bakıldığında iyi bir futboldan söz etmek mümkün değil.
Öncelikle, geçen sezon sıkça dile getirilen bir alışkanlık yine devam ediyor.
Portekizli teknik adam Mourinho, savunmaya önem veriyor. Doğrudur. Önce savunma, sonra ofansif düşünce.
Ancak, savunma yapılırken forvette bir umut görmek isteyen taraftar 90 dakika bunu izleyemedi.
Fenerbahçe'de oyuncular arası ya da hatlar arası kopukluk çok net ortada.
Savunma bloğu ile orta saha oyuncuları kendi sahalarına fazla kapanıyorlar.
İleride oynayan oyuncular ile aradaki mesafe çok açılıyor. Onlar da geriye gelince oyun Sarı-Lacivertlilerin sahasına yığılıyor.
Karşılaşmanın ilk yarısı, önceki maçlar da olduğu gibi boşa gitti.
Pozisyon yok. Şut yok. Rakibi kontrol etmek ve zaman geçirmek şeklinde geçti.
İkinci yarı biraz öne çıkıldığında gelen baskıyla birlikte Fenerbahçe’nin ne yapmak istediğini anlamış olduk.
Mourinho nedense ilk 45 dakikaları kendi alanında kabul eden bir taktiği seviyor.
Fakat, daha iyi bir takım karşısında bu taktik çok baş ağrıtır.
Feyenoord öyle çok güçlü bir takım değil.
Tek özellikleri fizik gücü. Kenarları kullanmak istediler. Topu hızlı kullanıyorlar.
Yalnız Fenerbahçe’nin değil öteki takımlarımız için de geçerli olan şey, fiziksel yetersizlik.
Bu işi Avrupa takımları iyi yapıyor.
Sarı-Lacivertlilerin iyi bir orta saha beynine ihtiyacı var. Top kapacak, pas trafiğini yönetecek, forvete alan açacak Fred’in daha iyisine.
Ayrıca iki kanat oyuncu bu takımın gol yüzdesini arttırır.
Savunmaya yapılan yatırımların benzerini ofansif gücü olan forvet için de yapmalı.
Son söz; Feyenoord’u ikinci maçta yenmek hiç de zor değil…