Hafta sonu AK Parti’nin 31. İstişare ve Değerlendirme toplantısı Kızılcahamam’da gerçekleşti. Kuşkusuz kamuoyunda dikkatler bu toplantıya çevrilmişti. Programın açılış ve kapanışında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan iki konuşma yaptı. Gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vereceği mesajlar, gerekse de muhtemel tartışma ve konuşmalar merakla bekleniyordu.
2024 yerel seçim sonuçlarında ortaya çıkan tablonun ardından, hem parti tabanında hem de partiye yakın kamuoyunda ciddi beklentiler oluştu. Peki ortaya çıkan tablo bu beklentileri karşıladı mı? Bu sorunun cevabını, konuşma metinleri ve katılımcılardan aldığım kulisler üzerinden size aktarmak istiyorum.
Açılış konuşmasında Cumhurbaşkanı, AK Parti olarak ortak akla ve istişareye verdikleri önemi hatırlattı. Toplantının teması da “Türkiye’nin Ortak Aklı” olarak belirlenmişti. Seçmenin değişim taleplerine dair değerlendirmelerini kısaca aktarayım:
“Milletimizin başta değişim ve yenilenme talebi olmak üzere sandık sonuçlarıyla bize ulaştırdığı beklentilerinin tamamının farkındayız. Mesajların gereğini vakti saati geldiğinde muhakkak yapacağız. Bu süreçte ince eleyip sık dokuyor, gerçekten çok titiz davranıyoruz.” Erdoğan tüm bunları “kurucu değerlerin rehberliğinde kendilerini güncelleyerek” yapacaklarını da ifade etti.
Bu bölümdeki “AK Parti’nin ve Cumhur İttifakı’nın surlarında gedik açma girişimlerine fırsat vermeyeceğiz” cümlesi de, seçim sonrası yapılan değerlendirmelerin farklı hesaplar içermemesine yönelik bir uyarıydı. Aynı zamanda ittifakın devamı konusundaki kararlılığın.
“KONUŞMAYA ZAMAN BULAMADIK”
Bugün AK Parti’nin geçmişini yaşayan ya da bilenlerin büyük bir çoğunluğu “kurucu değerler”in yeniden hayat bulmasını istiyor. Ancak bunun için de köklü olduğu kadar, zaman geçmeden yapılacak bir değişim talepleri var. Her zeminde bunu dile getiriyorlar.
Dün toplantıya katılan pek çok isimle, özellikle de milletvekilleriyle konuştum. “İki gün boyunca parti yönetimi ve kimi bakanlar tarafından yapılan sunumları dikkatle dinlediklerini, ancak kendilerinin görüşlerini ifade etmeye yeterince zaman bulamadıklarını “ dile getirdiler. Aldığım izlenime göre bunun şöyle bir nedeni var. Bugüne kadar hep başarılar üzerinden bu toplantılar yapıldı ve işleyiş biraz da bunun rahatlığıyla planlandı. Oysa şimdi ortada 2024 yerel seçim sonuçları var. bu durum dikkate alınarak herkesin eleştiri ve görüşlerini daha geniş ifade edebileceği bir akış planlanabilirdi.
Mesela şu cümle, Erdoğan’ın açılış konuşmasında yer alıyordu: “Sizlerden hiçbir perde koymadan, düşüncelerinizi ne kadar keskin olursa olsun, tenkit ve tespitlerinizi bizimle paylaşmanızı istirham ediyorum.”
KONGRE TAKVİMİ UZUYOR
Toplantı sonrasında aldığım ikinci önemli izlenim, il ve ilçe kongre takviminin Haziran sonunda değil, Eylül’de başlatılması. Dolayısıyla da büyük kongrenin 2025 yılına kalma ihtimali. Bu durumun dün itibarıyla kamuoyuna da yansıdığı gibi, değişim beklentilerini karşılamaktan uzak bir takvim olduğu hayli yüksek sesle tartışılıyor.
Üçüncü bir izlenim ve eleştiri daha aktarayım. Özellikle seçim işleri, yerel yönetimler ve teşkilat başkanlıkları tarafından yapılan sunumların, “seçim sonuçlarını değerlendirmekten uzak olduğu” ve daha çok “sayısal veriler üzerine bina edildiği”.
Kızılcahamam toplantısına katılanlardan, en azından benim konuştuğum isimler, değişim konusundaki beklentinin toplumda çok yüksek olduğu ve bu sürecin fazlaca zamana yayılmasının çok riskli olduğu kanaatinde. Seçim sonuçlarından birinci derecede sorumlu olan isimlerin, değişime giden yol haritasını belirlemesi ve az önce dikkat çektiğim “kongre takviminin giderek uzaması” da bu tablonun bir başka yanı.
EN ÖNEMLİSİ EKONOMİK PROGRAM
Toplantıda sokak hayvanlarından ekonomiye kadar pek çok konu kısa başlıklar halinde gündeme gelmiş. Ancak gayet net aktarabilirim. Görüştüğüm her katılımcı, diğer başlıkların ekonomideki tablonun yanında sıradan olduğun ifade ediyor. “Gittiğimiz her yerde bize sorulan ilk soru, ekonominin ne zaman düzeleceği yönünde.”
Peki insanlara ne cevap veriyorlar ve aldıkları karşılık ne? “Ekonomik programla ilgili genel beklenti hayli olumlu. Ama insanlar şu açıdan sabırsız. Bir an önce umut bağlayacakları bir ışık görmek istiyorlar. Kızılcahamam’da yeterince konuşamadık. Ancak bu ekonomik program etrafında toplumun beklentileri kadar bizim de beklentimiz yüksek. Kararlı biçimde devam edilmesini istiyoruz. Bizim de, ülkenin de tek çıkış yolu bu.”
Daha önce bu köşede sizlere AK Parti’nin son Merkez Karar ve Yürütme Kurulu toplantısında Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yaptığı sunumu aktarmıştım. O sunumu dinleyenler, Şimşek’e pek çok soru yöneltmiş ve aldıkları cevapları gerçekçi ve umut verici olarak değerlendirmişti. Seçim sonuçları, mevcut yakıcı tablo, insanların alım gücündeki büyük zorluklar. Siyasetin ve özellikle de iktidarın ana gündemi bunlar olmak zorunda. Mevcut ekonomik programa dair güvenin bu şartlara rağmen toplumda yüksek oluşu önemli ve değerli. Hükümet açısından da ciddi bir avantaj.
Kızılcahamam ve AK Parti notlarına yarın da devam edeceğim. Özellikle bürokrasinin durumu ve mevcut hükümet sistemiyle ilgili önemli kulisler var.