Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Çoçuklar geçiyordu geçen ilkbahar parkın önünden.

        Ellerinde küçük küçük bayraklar...

        Sıra olmuşlar...

        Adımları birbirine uymuyor... Söyledikleri şarkı da keza... Kimisi şarkının ortasını söylerken, kimisi şarkısını bitirmiş, önündekiyle itişiyor bile...

        Yanlarında kadın öğretmenleri, eteğini çekiştirip duruyor... Kocaman beyaz çerçeveli siyah gözlüğü var...

        Dünyanın en sevimli geçidi bu...

        Şarkı söylüyor çocuklar...

        Ve aynı zamanda dizlerini sıkıştırmış, olduğu yerde zıplıyor çişi gelmiş olanlar...

        Gözleri ela...

        Gözleri kara...

        Gözleri yeşil, mavi...

        Benim umurumda değil aslında büyükler...

        Onlar hak ettikleri bir kirli-çirkin dünyanın içinde debelenip dursunlar...

        Bu ilkellikler...

        Bu çalınmış-soyulmuş yurt...

        Bu kendini akıllı herkesi aptal sanan, ama daha çok birbirini soyan, birbirini parçalayan... Ve dünyanın en verimli toprakları üzerinde yarı aç yarı tok yaşayan...

        Tercihleridir...

        Kendileri bilir...

        Ama çocuklar...

        Onların aynı kirli-pis bataklıkta debelenmelerini istemem... Birbirlerine düşman... Korku içinde...

        Ya da ahmak; bu devirde hâlâ demokrasiyi, hukuku, uygarlığı, çağdaşlığı, bir ilkel ortaçağ zihniyetinde arayan...

        Ve yabancı bir ülkeye gittiklerinde, Ortadoğu-Afrika mültecileriyle aynı kefede, narkotik köpeklerine koklatılan...

        Bunun için bin defa...

        Bin defa hayır...

        Diğer Yazılar