Oscar ödülü ve medeniyetin çöküşü
İnsanların salona girmeden önce fotoğraf çektirme alanında üzerinde yürüdükleri kırmızı halının rengini değiştirmenin anlamlı bir sosyal faaliyet olduğunu düşünebilen, üstelik bunu gerçekten inanarak yapabilen, "Oscar Ödül Komitesi" adındaki siyaseten doğrucu kalabalık "çete" son ödüllerini dağıttı.
Böylece bizler bir öğrencinin film akademisinde ev ödevi olarak yapıp hocasına teslim ettiği takdirde direkt sınıfta kalacağı türde kalitesizlik akan bir film bozuntusuna (Everything Everywhere All At Once) Oscar ödülleri yağdırılabildiğini de gördük.
Bu dünyada bilgi birikimini seyrettiği TikTok videolarına borçlu olan ve seyrettiği son Marvel filmini ağır entelektüel deneyim sanan insanların sevmesine şaşırmayacağınız türde bir film bu.
Onlar seviyor da ama siz geçmişte bilgi birikimi, sinema vizyonu ve kapasitesi yüksek olan filmlere de Oscar Ödülü verilmiş olduğu için sadece bu eskiden gelen saygınız nedeniyle filmi seyretmeye çalıştığınız takdirde en fazla yarım saat içinde ciddi bir mide bulantısıyla seyretmeyi bırakacaksınız.
Özetleyeceğim filmin konusunu şimdi okuyunca Marvel filmleri tutkunları ve sosyal medya ortamında ciddi entelektüel birikimi bulabilen insanların zevkten dört köşe olacaklarına eminim... Filmde çoklu evren ortamı var ve bu çoklu evrende seyahat edebilen tuhaf bir Çinli de bulunuyor. Üstelik bu Çinli eskinin Bruce Lee filmlerinin aratmayacak düzeydeki Kung-Fu sahnelerinde de yer alıyor. Bu rolü oynayan adama Oscar Ödülü gecesinde salonda sevgi seli aktı. Bu da "Oscar Ödülü Çetesi"nin neden olduğu siyaseten doğrucu terör ortamında çok normal. Çünkü o ortamda beyaz, erkek ve Amerikalı olmasın da bunun dışında nereden ve ne olursa olsun, tabii ki bu bir Çinli, Amerikan yerlisi veya Eskimo ve daha da önemli bir de kadın olursa hepsinden daha güzel olur. Ona sevgi verilmesi artık neredeyse mecburi hale otomatikman gelir.
Ben bu filmi çektiğim onca acıya rağmen seyretmeye çalışırken elimde olmadan boş bir ayakkabı kutusunu bir sanat eseri olarak sergileyen, bunu sadece sergilemekle de kalmayıp bu boş kutuyu Venedik Bienali'nde, Moma ve Tate gibi prestijli müzelerde de sergileyen "fenomen" aklıma geldi. Boş bir ayakkabı kutusunu sanat eseri olarak müzelerine kabul eden kurulun da "Oscar Ödül Komitesi Çetesi"nden farkı yok. Onlar da kendilerinden farklı olsun da ne olursa olsun fark etmez diyerek tuhaf deneylere ödül ve prestij dağıtıyorlar bu dünyada.
Boş ayakkabı kutusunu sanat olarak kabul edebilen dünyada o filmin de Oscar Ödüllerini toparlaması hiç şaşırtıcı değil. Çünkü bu yaratılan dünyada üst kültürü siyaseten doğrucu faşistler temsil ediyor. Alt kültür yani çoğunluk ise tüm bilgi birikimini sosyal medyadan alan insanlardan oluşturuyor bu global kültürel çölde. Bu çölün entelektüel aydınları ise sosyal medya fenomenleri. Son Oscar Ödülü bildiğimiz anlamıyla medeniyetin artık sonunda çökmüş olduğunun son işaretidir.
Marcel Duchamp zücaciyeciden satın aldığı bir pisuvarı sanat ürünü olarak kabul ettirdikten sonra bir adam da çıkıp dışkısını konserve kutusuna koyup bunu da sanat olarak sergilemişti.
Son Oscar Ödülü'nden sonra eğer bu kültürel çöküş sürerse ki, sürmemesi sürpriz olur. O zaman kısa süre sonra dışkılama faaliyetinin tuvalette yakın çekim çekildiği bir filmin de Oscar kısa film kategorisinde ödüllere boğulması şaşırtıcı olmayacaktır. "Oscar Ödül Komitesi Çetesi" eğer bu faaliyette bulunan beyaz bir Amerikan erkeği ise o zaman ödülü vermekte elbette zorlanacaktır. Ama eğer o çekimde yer alan kişi Çinli bir kadın olursa ödülün verileceği kesindir ve filmde "oynayan" kadının o dönemdeki ödül gecesinde sevgiye boğulacağı da bilinmelidir.
Bu bir savaştır. Kültürel çürümeye kendi ezik suçluluk duyguları ve önyargıları nedeniyle yol açan bu çetelere karşı farklı değerlerdeki yüksek kültürün savunulması ve bu savaşta gerektiği kadar acımasız da olunması gerekiyor. Yoksa bir gün hepimiz bu çapsız insanların dışkıladığı kültürel ortamda boğulacağız.