Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Batı medyasında İsrail'in Gazze'ye saldırılarına yaklaşımını inceleyen Media Bias Meter grubu, oluşturduğu raporda Batı'nın ana medya kuruluşlarının İsrail'in Filistin'e saldırıları ve faaliyetlerini konu alırken İsrail merkezli bir anlatıyı öne çıkararak Filistin bağlamını geri plana ittiğini ortaya çıkardı.

        Batı medyasının, İsrail'in Gazze'ye saldırıları hakkında ürettiği içeriklerin çalışıldığı raporda, Kuzey Amerika ve Avrupa'dan 8 büyük haber kuruluşunun 7 Ekim 2023-Ağustos 2025 arasında yayımladığı 54 bin 449 makale incelendi.

        Çalışmada, The New York Times (NYT), BBC, Le Monde, Der Spiegel, Corriere della Sera, De Telegraaf, La Libre Belgique ve The Globe and Mail'in haber metinleri ve başlıkları, anahtar kelime analizine dayalı bir metin madenciliği sistemiyle değerlendirildi.

        İncelemelerin sonucunda, The New York Times, Der Spiegel, The Globe and Mail ve BBC'nin, en taraflı dört medya kuruluşu olduğu ortaya çıktı.

        Çalışmada, incelenen 8 medya kuruluşunun her ne kadar dil, ideoloji ve coğrafi bakımdan farklı yerlere ait olsalar da haber içeriklerinde tutarlı bir şekilde "İsrail'in bakış açısını desteklerken Filistinlilerin bakış açısını marjinalleştirerek Gazze soykırımı anlatısının sistematik bir şekilde çarpıttıkları" gözlemlendi.

        Bu sorunun öncelikle haber başlıklarına yansıdığı belirtilen çalışmada, 8 medya kuruluşunun manşetlerinin büyük ölçüde İsrail'in bakış açısına odaklandığı görüldü.

        - Batılı medya kuruluşları "işgal, yasa dışı yerleşimler ve abluka" gibi kelimeleri çoğunlukla kullanmadı

        Medya kuruluşlarının haber kurgularında Filistin'de yaşanan durumu ve İsrail'in saldırılarındaki "güç eşitsizliğini" tanımlamaya yardımcı olan, "işgal", "yasa dışı yerleşimler", "abluka" gibi kelimelerin çoğunlukla kullanılmadığı saptandı.

        Haber dilindeki bu kelime seçiminin, haber anlatısını Filistinlilere uygulanan şiddeti, işgal altındaki halkın direniş hakkından mahrum bırakılmasını, halkın direnişini "keyfi veya irrasyonel" gösterdiği kaydedilen çalışmada, bu durumun İsrail'in uyguladığı şiddeti, daha geniş çaplı güç dengesizliğini ve Gazze'de ve tüm Filistin'de süregelen insani krizi azımsadığı belirtildi.

        - "Batı medyasında sistematik önyargı ve tarafgirlik var" vurgusu

        Batı medyasında sistematik önyargı ve tarafgirlik olduğuna dikkat çekilen raporda, Filistinlilerin yaşadığı işgal koşullarının, zorla yerinden edilmelerin ve tarihsel mağduriyetlerin sistematik biçimde geri planda bırakılırken İsrail merkezli anlatıların öne çıktığı aktarıldı.

        Raporda, İsrailli yetkililerin açıklamalarının belirleyici olduğu, İsrail'in kayıplarının manşetlere taşındığı ve askeri operasyonlarının ise çoğunlukla "karşılık verme" ya da "meşru müdafaa" çerçevesiyle sunulduğu kaydedildi.

        Batı medyasının kamuoyunu sistematik bir şekilde yanlış bilgilendirdiği ifade edilen raporda, çarpıtılmış anlatının politikaları şekillendirdiği, toplumsal tepkiyi zayıflattığı ve adaletsizliği normalleştirdiği değerlendirmesine yer verildi.

        - Batılı medya kuruluşları başlık ve metinlerinde İsrail'e, Filistin'e kıyasla ezici ölçüde daha fazla yer veriyor

        Raporda, Batılı medya kuruluşlarının başlık ve metinlerinde İsrail'e, Filistin'e kıyasla ezici ölçüde daha fazla yer verdiği tespit edildi.

        The New York Times'ın haber başlıklarında "İsrail" ifadesinin "Filistin" ifadesine göre yaklaşık 186 kat daha fazla geçtiği kaydedilen çalışmada, The Globe and Mail'ın haber başlıklarında ise bu oranın yaklaşık 66 kat olduğu aktarıldı.

        NYT'de "Filistin" ifadesini içeren son başlığın 14 Mayıs 2024'te yayımlandığına dikkat çekilen raporda, 7 Ekim 2023'ten bu yana bu kelimenin başlıklarda yalnızca 10 kez kullanıldığı belirtildi.

        Raporda, New York Times'ın, ABD'nin resmen tanımadığı devlet isimlerine yer vermemeyi gerekçe gösterebileceği, ancak aynı dönemde resmi olarak tanınmayan Tayvan'ın 88'den fazla başlıkta geçtiği vurgulandı.

        BBC'nin Filistin kelimesini içeren 91 manşetinden 80'inin "Filistin Hareketi", "Filistin yanlısı protestolar" veya "Özgür Filistin grafitileriyle" ilgili olduğu belirtilen raporda, bunların yalnızca 11'inin Filistin'in kendisiyle ilişkili bulunduğu kaydedildi.

        - Başlık ve gövde metinlerindeki atıflar

        Başlık ve gövde metinlerinde "İsrail" ve "Filistin" atıfları birlikte ele alındığında, The Globe and Mail"in en dengesiz tabloyu sergilediği belirtilen raporda, İsrail'in Filistin'e göre 33 kat daha fazla anıldığı tespit edildi.

        Raporda, metinlerde İsrail'in Filistin'e göre The New York Times'ta 29 kat, De Telegraaf'ta ise 27 kat daha fazla geçtiği ifade edildi.

        Diğer kuruluşlarda bu oranın 7 ile 24 kat arasında değiştiği kaydedilirken, Corriere della Sera'da ise farkın 5 kata kadar azaldığı aktarıldı.

        - İsrailliler ve Filistinliler ifadelerinin kullanılması

        Raporda, yalnızca "İsrailli/İsrailliler" ile "Filistinli/Fililistinliler" kelimelerinin sayılarına bakıldığında, metinlerde ilk bakışta kısmen dengeli bir dağılım görülebileceğine ancak bu durumun yanıltıcı olduğuna dikkat çekildi.

        Tüm yayınlarda "İsrailli/İsrailliler" ifadesinin "Filistinli/Filistinliler" ifadesine göre 1,33 kat daha fazla geçtiği belirtilen raporda, önemli olanın nicel denklik değil bağlam olduğu kaydedildi.

        Raporda, Filistinlilerin ezici bir çoğunlukla yerinden edilme, kuşatma ve kitlesel sivil kayıplarıyla karşı karşıya kaldığı bir savaşta, kelime sayısındaki görece denklikten anlatısal denklik sonucu çıkarılamayacağı vurgulandı.

        İsrailli aktörlerin haberlerde daha sık doğrudan alıntılanan, özne konumuna yerleştirilen ve "yetkili" olarak sunulan taraf olduğu ifade edilen raporda, Filistinlilerin ise çoğu zaman dolaylı biçimde, "haklarında konuşulan" taraf olduğu kaydedildi.

        - Batı medyasının haberlerindeki bilgi ve terim eksikliği

        Yasa dışı İsrailli yerleşimciler veya yasa dışı yerleşim yerleri hakkında yapılan haberlerde, çoğu Batılı medya kuruluşunun "yasa dışı" veya "uluslararası hukuku ihlal eden" gibi hukuki nitelemeler kullanmaktan sürekli kaçındığı saptandı.

        NYT'nin yerleşimciler terimini kullandığı içeriklerinde "yasa dışı" terimi kullanma oranının 58'e 1 olduğu saptanırken, bu durumun Corriere della Sera 53'e 1 olduğu gözlemlendi.

        Analiz edilen 54 bin 449 makalede, ikisi The Globe and Mail'de, biri Le Monde'da olmak üzere sadece üç başlıkta "yasa dışı yerleşim yerleri" ifadesi kullanıldığı ortaya çıkarken, Der Spiegel'ın yasa dışı yerleşimcilerin şiddetini haber yaparken genellikle "radikal yerleşimciler" gibi daha yumuşak bir dil kullanmayı tercih ettiği görüldü.

        Bu durumun tesadüfi bir nüans değil, uluslararası hukuka aykırı ihlallerin sistematik bir şekilde örtbas edilmesi olduğu belirtilen raporda, bu kelime seçiminin yerleşimlerin yasa dışılığını ve Filistinliler için maddi sonuçlarını gizlediği kaydedildi.

        BBC, "işgal altındaki Doğu Kudüs" ifadesini, işgal altındaki statüsüne atıfta bulunmadan 168 haberlerinde kullanırken, "işgal altındaki" ifadesine yalnızca 35 haberde yer verdi.

        Corriere della Sera, İsrail'in 2007 yılındaki abluka ile ilgili her bir habere karşılık 215 kez "7 Ekim"e atıfta bulunurken, bu oran BBC'de 104'e 1, The Globe and Mail ise 45'e 1, Le Monde'de ise 4'e 1 şeklinde gözlemlendi.

        Raporda, atıflarda gözlemlenen bu dengesizliğin, 7 Ekim'in İsrail'in eylemlerini meşrulaştırmak için kullanıldığını ve ablukanın yanı sıra bunun Filistinlilerin günlük yaşamı üzerindeki etkilerinin göz ardı edildiğini ortaya koyduğu belirtildi.

        - Kıtlık yerine terörizm ön plana çıkarıldı

        Raporda, incelenen haber kuruluşlarının, Birleşmiş Milletler'in (BM) Gazze'de yaklaşan kitlesel açlık riskine ilişkin art arda uyarılar yaptığı dönemde dahi "terörizm" ifadesini, "kıtlık" ve "açlıktan ölme" gibi kelimelerden daha sık kullandığı kaydedildi.

        Le Monde, Der Spiegel ve De Telegraaf'ta terörle ilgili ifadelerin kıtlıkla ilgili ifadelere göre üç kat daha fazla olduğu vurgulanan raporda, The New York Times ve BBC’de ise bu oranın iki kat daha fazla olduğu belirtildi.

        Raporda, "İnsan eliyle yaratılmış bir kıtlık gerçek zamanlı olarak yaşanırken, medyanın büyük bir kısmı insani konular yerine güvenlik konularına öncelik vermeye devam etti. İsrail'in askeri harekatını haklı ve kaçınılmaz olarak sundu ve böylece kıtlığın derinleşmesine neden olan koşulların normalleşmesine katkıda bulundu." denildi.

        - Batılı medya kuruluşları Gazze haberlerini ne sıklıkla "terörizm" ile ilişkilendiriyor?

        Terörizm çerçevesinin haber anlatısının merkezinde yer aldığı belirtilen raporda, Filistinlilerin sistematik biçimde "tehdit" olarak sunulduğu ortaya kondu.

        Raporda, BBC'de Gazze'ye ilişkin tüm haberlerin yüzde 66'sında, Le Monde'da ise yüzde 69'unda terörle bağlantılı ifadelerin yer aldığı aktarıldı.

        Terörizm çerçevesine odaklı haberlerin sadece bu iki kuruluşla sınırlı olmadığına işaret edilen raporda, The New York Times, Der Spiegel ve The Globe and Mail'in de haberlerinin yaklaşık yüzde 40 ila 45'inde benzer bir dil kullandığı vurgulandı.

        - Kurumlar "hassas vuruşlar" terimini ne sıklıkla kullanıyor?

        Raporda, sekiz büyük medya kuruluşu arasında "hassas vuruş" terimini en sık kullanan medya kuruluşunun The New York Times olduğu ve bu ifadeye 68 haberinde yer verdiği belirtildi.

        Hassas vuruş ve nokta atışı gibi ifadelere De Telegraaf'ın 38, BBC'nin 34, The Globe and Mail'in 28, Le Monde'nin 28, Der Spiegel'in 26, La Libre Belgique'in 23 ve Corriere della Sera'nın ise 21 kez haberlerinde yer verdiği bildirildi.

        Raporda, bu ifadelerin "yüksek hassasiyet" ve "asgari sivil zararı" ima ederek sivil kayıplara rağmen bombardımanın gerçek etkilerini perdeleyen bir nitelik taşıdığı vurgulandı.

        - "İnsan kalkanı" terimi ne kadar kullanıldı?

        "İnsan kalkanı" söyleminin tüm medya kuruluşlarında tekrar edildiği belirtilen raporda, İsrailli yetkililerin uzun süredir dile getirdiği "Hamas sivilleri kalkan olarak kullanıyor" söyleminin haber diline neredeyse otomatik olarak yerleştiği kaydedildi.

        Raporda, "insan kalkanı" teriminin The New York Times tarafından 176 haberde, The Globe and Mail tarafından 98 haberde, BBC tarafından 81 haberde, Der Spiegel tarafından 75 haberde, Corriere della Sera tarafından 59 haberde, De Telegraaf tarafından 57 haberde, La Libre Belgique tarafından 53 haberde ve Le Monde tarafından 54 haberde kullanıldığına yer verildi.

        - Batı medyasının İsrail'in Filistin'e saldırılarını nitelendirirken "meşru müdafaa" terimi kullanımı

        Raporda, meşru müdafaa ifadesini Der Spiegel'in 292 kez, The New York Times'ın 243 kez, The Globe and Mail'in 173 kez, BBC'nin 129 kez, Le Monde'nin 95 kez, De Telegraaf'ın 93 kez, Corriere della Sera'nın 57 kez ve La Libre Belgique'in ise 55 kez kullandığı aktarıldı.

        Söz konusu söylemin, özellikle İsrail'in askeri operasyonlarına atıf yaparken yoğun şekilde kullanıldığına işaret edilen raporda, bunun ahlaki ve hukuki açıdan İsrail'in eylemlerini meşrulaştırmaya yönelik olduğu vurgulandı.

        - Kanıtsız sansasyonel habercilik

        Çalışmada, araştırma yapılmadan, kanıt verilmeden tüm dünyada kamuoyuna sunulan "kafası kesilmiş bebekler" hikayesi gibi duygusal açıdan çarpıcı ancak kanıtsız anlatıların gazetecilik standartlarını düşürdüğü aktarılırken, bu iddianın İsrail ve Batılı politikacılar tarafından halkın öfkesini körüklemek ve misillemeyi meşrulaştırmak için kullanıldığı bildirildi.

        Medya kuruluşlarının bu haberi bağımsız olarak araştırıp doğrulamadığı, daha sonra düzeltmediği veya yeniden ele almadığına dikkat çekilen çalışmada, sansasyonel editoryal seçimlerin durumun bir tarafına yönelik oryantalist ve insanlık dışı temsilleri nasıl pekiştirebileceğini gösterdiği aktarıldı.

        Çalışmada, haber dilindeki bu seçimler ve kararların Batı medyasının Gazze haberlerinde yapısal bir önyargı olduğunu ortaya koyduğu, bu taraflılığın Filistin bağlamını silmek ve basmakalıp anlayışları güçlendirmek suretiyle kamuoyunun algısını çarpıttığı kaydedildi.

        Anadolu Ajansı, DHA ve İHA tarafından geçilen tüm Ankara haberleri, bu bölümde Haberturk.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak ajans kanallarından geldiği şekliyle yer almaktadır. Ankara Haberleri alanında yer alan haberlerin hepsinin hukuki muhatabı haberi geçen ajanslardır.

        Günün Önemli Manşetleri

        Benzer Haberler