Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Aşırı sağın gölgesinde: Avrupa Parlamentosu seçimleri neden önemli? | Dış Haberler

        27 ülkede 373 milyon seçmen, 6-9 Haziran tarihleri arasında bir sonraki Avrupa Parlamentosu'nu seçmek üzere sandık başına gidecek. Kazanan 720 milletvekili, emisyon hedeflerinden bankacılık kurallarına, Rusya-Ukrayna Savaşı'ndan sığınmacı politikasına kadar çeşitli yasalar üzerinde çalışarak AB'yi yönetmede önemli bir role sahip olacak. AB'nin Ukrayna'ya yönelik mali ve askeri yardıma verdiği güçlü destek bu seçimden etkilenebilir.

        Ancak çoğu Avrupalı bile bu seçimin önemini anlamakta zorlanıyor. Avrupa Parlamentosu kararlarının bağlayıcı olmaması, daha çok 'telkin' statüsünde bulunması bunun en büyük sebeplerinden biri.

        AB'NİN DÜMENİ PARLAMENTODA

        Ancak Avrupa Parlamentosu, yasaları değiştirerek ve kabul ederek ve uluslararası anlaşmalar ve genişlemeler hakkında karar vererek AB yasalarının ve politikalarının yönünü şekillendirebiliyor. AB'nin yıllık bütçesi parlamentodan geçiyor ve Komisyon'dan mevzuat önermesini istemek de parlamentonun yetkisinde.

        REKLAM

        AP milletvekilleri Komisyon ve Konsey'in çalışmalarını denetler. Komisyon tarafından önerilen yasaları kabul etme sorumluluğunu Konsey ile paylaşırlar.

        Yeni seçilen Parlamento'nun ilk önemli görevi, önümüzdeki beş yıl boyunca AB'yi yönetecek 27 kişiyi oylamak olacak. Bu da Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve komisyon üyelerine yeşil ışık yakmak ya da yakmamak anlamına geliyor.

        2024 seçimlerinde aşırı sağın yükselişinin sandıklara yansıması muhtemel. Bu da önümüzdeki beş yıl içinde AB'nin çevre ve iklim önceliklerinden uzaklaşarak imalat, güvenlik ve tarıma daha fazla destek vereceği, göç konusunda daha sert bir tutum sergileyeceği anlamına geliyor.

        İtalya'dan Fransa'ya, Avusturya'dan Belçika'ya, Almanya'dan Hollanda'ya ve ötesine, aşırı sağ partiler önemli kazanımlar elde etmeyi hedefliyor.

        Merkez sağ Avrupa Halk Partisi'nden Avrupa Komisyonu Başkanı Von der Leyen, merkez sol ve liberal parlamenterlerle net bir çoğunluk sağlamakta zorlanabileceğini düşünerek, parlamentonun yapısının nasıl olacağına bağlı olarak aşırı sağcı Avrupa Muhafazakârları ve Reformistleri (ECR) grubuyla çalışmaya açık kapı bırakıyor.

        REKLAM

        Bu sert sağa kayış anketlerde açıkça görülüyor. Fransa'da Marine Le Pen'in Ulusal Ralli'si rahat bir galibiyete doğru ilerlerken popülist Almanya için Alternatif Partisi, Şansölye Olaf Scholz'un Sosyal Demokratları ile başa baş ikinci sırada yer alıyor.

        Ancak bu seçim 27 ülkede gerçekleşen ayrı ulusal oylamalar formatında ve oylamaları düzenleyen farklı kurallar var.

        Ülkenizin nüfusu ne kadar büyükse, parlamentoda o kadar fazla sandalye hakkınız olur. Alman milletvekilleri 96, Fransızlar 81 sandalyeye sahipken Malta, Kıbrıs ve Lüksemburg sadece altışar sandalyeye sahip.

        Bir partiye oy verdiğinizde aynı siyasi tondaki uluslararası bir grupta yer alırsınız. Yani Fransa'da Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Rönesans partisine oy verirseniz, bu AP üyeleri Danimarka ve Çekya gibi ülkelerden gelen diğer liberallerle birlikte 'Yenilenen Avrupa' grubunda yer alacaktır.

        İşleri daha da karmaşık hale getirmek için, Avrupa Parlamentosu'nun kendisi hem Brüksel hem de Strazburg'da bulunmaktadır; milletvekilleri komite çalışmalarının büyük bir kısmını Belçika'da, yasaları oyladıkları aylık oturumların çoğunu ise Fransa'da yapmaktadır.

        REKLAM

        En önemlisi, AB'nin yürütme organı olan Avrupa Komisyonu'nun bir sonraki başkanının, en çok sandalyeyi kazanan siyasi gruptan gelmesi gerekiyor.

        Almanya'dan von der Leyen bir kez daha Avrupa Komisyonu başkanı olmak istiyor ve merkez sağ EPP kazanma yolunda ilerliyor ancak yine de Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron gibi Avrupa liderlerinin onayına ihtiyacı var ve ardından Parlamento'da seçilmesi için gereken 361 oyu sağlamak için kıran kırana bir yarışla karşı karşıya.

        PARLAMENTODAKİ GRUPLAR

        Geleneksel olarak en büyük iki parti merkez sağ Avrupa Halk Partisi (EPP) ve merkez sol Sosyalistler ve Demokratlar İlerici İttifakı (S&D) olmakla birlikte diğer gruplar da giderek önem kazanıyor.

        Liberal Avrupa'yı Yenile grubu ve Yeşiller/Avrupa Özgür İttifakı son parlamentoda bir sonraki en büyük gruptu, ancak sağdaki iki grup gözlerini büyük kazanımlara dikti.

        Bunlar Avrupa Muhafazakârları ve Reformistleri (ECR) ile Kimlik ve Demokrasi (ID) grubu.

        İki küçük grup da kilit bir rol oynamaktadır. Biri daha küçük sol kanat GUE/NGL grubu, diğeri ise Macaristan'ın milliyetçi Fidesz üyelerinden İspanya'nın Katalonya bölgesinden bir avuç ayrılıkçıya kadar herhangi bir gruba bağlı olmayan AP milletvekilleri.

        REKLAM

        Anketler sağdaki iki grubun, ECR ve ID'nin, merkez solu geride bırakarak Parlamento'daki ikinci büyük güç haline gelebileceğini gösteriyor. Ancak Almanya'nın aşırı sağcı partisi AfD, bir dizi skandal nedeniyle ID grubundan ihraç edildi.

        FRANSA: AŞIRI SAĞIN YÜKSELİŞİ

        Fransa'da asıl merak edilen konu, 28 yaşındaki lider Jordan Bardella yönetimindeki aşırı sağın zaferinin ne kadar büyük olacağı.

        Anketlere göre Jordan Bardella ve Marine Le Pen'in partisi National Rally'nin oyu yüzde 32. Yani en yakın rakibinin iki katından fazla.

        Bardella, dün yaptığı açıklamada eğer partisi AP seçimlerinde Fransa'nın ilk sıradaki partisi olursa Fransız parlamentosunun feshedilmesini talep edeceklerini ve ülkeyi erken seçime götürmek için çalışacaklarını duyurdu.

        BELÇİKA'DA 'BÖLÜNME' TEHLİKESİ

        Belçikalıların çoğu Avrupa düzeyinde mi, federal düzeyde mi yoksa bölgesel düzeyde mi oy kullanacaklarını bilmiyor. Çünkü Belçikalılar 9 Haziran'da yedi farklı parlamento için vekil seçiyor.

        Ülkede sadece bir oylama konuşuluyor, o da Avrupa seçimleri değil, federal seçimler; çünkü Belçika'nın geleceği Flaman bölgesinin kuzeyindeki Flandre'de söz konusu olabilir.

        Hükümet edebilmek ve bir başbakan seçebilmek için Flamanca ve Fransızca konuşan partilerin federal düzeyde bir koalisyon kurması gerekecek.

        REKLAM

        Ancak tüm anketler aşırı sağcı parti Vlaams Belang'ın birinci geleceğini gösteriyor. Bu parti Flandre'nin bağımsızlığını ve dolayısıyla Belçika'nın sonunu istiyor.

        POLONYA'YI DÖNÜŞTÜREN OLAY: UKRAYNA-RUSYA SAVAŞI

        Anketler, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın son yılda Polonyalıların geleceğe bakışını en çok değiştiren konu olduğunu gösteriyor.

        Bu durum Polonya'nın merkezci ve AB yanlısı başbakanı Donald Tusk'ın ulusal güvenlik ve Rusya tehdidini neden seçim kampanyasının bir numaralı konusu haline getirdiğini açıklıyor.

        Kamuoyu yoklamaları Donald Tusk'ın partisini yüzde 30'luk bir oranla önde gösteriyor.

        SLOVAKYA: VURULAN BAŞBAKANIN GÖLGESİNDE SEÇİM

        Slovaklar önümüzdeki Cumartesi günü, Başbakan Robert Fico'ya yönelik suikast girişiminden bu yana ülkelerine çöken garip, sessiz ve zaman zaman gergin bir atmosferde oy kullanacaklar.

        Merkez sağ muhalefet, Fico'nun silahlı saldırıya uğramasının ardından kampanya çalışmalarını derhal askıya aldı.

        Sol popülist Smer partisi, silahlı saldırının ardından kamuoyu yoklamalarında önde gidiyor.

        REKLAM

        Avusturya'da, anketlerde önde giden aşırı sağcı muhalefetteki Özgürlük Partisi'nin (FPÖ) bir afişinde "AB kaosunu, sığınmacı krizini, iklim terörünü, savaş çığırtkanlığını, corona kaosunu durdurun" yazıyor.

        Avusturyalıların yüzde 27'si FPÖ'ye oy vereceklerini söylüyor ve bu oran her biri yüzde 22'de kalan Halk Partisi ve muhalefetteki Sosyal Demokratların önünde yer alıyor.

        İTALYA: MELONİ'NİN YÜKSELİŞİ

        Son Avrupa seçimlerinde Matteo Salvini'nin partisi yüzde 34'ün üzerinde oy alarak birinci olmuştu. Başbakan Giorgia Meloni'nin İtalya'nın Kardeşleri (FdI) ise yüzde 6 civarında kalmıştı.

        Şimdi bu durum tersine dönmek üzere. FdI oyların yüzde 27'sini kazanmaya hazırlanıyor.

        Beş yıl içinde 'gürültülü ama nispeten önemsiz' bir muhalefet figüründen başbakanlığa yükselen Meloni için bu kayda değer bir sonuç.

        Almanya'da muhafazakar muhalefet olan CDU anketlerde önde gidiyor ve en büyük soru, son zamanlarda yaşanan bir dizi skandala rağmen aşırı sağcı AfD'nin Scholz'un sosyal demokrat partisini geçip ikinci sıraya yerleşip yerleşemeyeceği.

        REKLAM

        MACARİSTAN'IN AMACI: BİRLEŞİK AŞIRI SAĞ

        Macar lider Viktor Orban'ın Fidesz partisi kolay bir zaferle evine dönmeyi ve ardından Avrupa'nın sağ kanadının yeniden şekillenmesine yardımcı olmayı umuyor.

        AB merkez sağının dışına itilen Fidesz, İtalya'dan Giorgia Meloni ve Fransa'dan Marine Le Pen ile birlikte "Avrupa için bir güç" olacak yeni bir grup kurmak istiyor.

        İspanya'da Muhafazakar Halk Partisi (PP), sekiz sandalyesinin tamamını kaybedebilecek olan iktidardaki sosyalist Ciudadanos'tan oy alarak en fazla kazanımı elde edecek gibi görünüyor.

        WILDERS VE ORTAKLARINDAN ZAFER BEKLENTİSİ

        Hollanda'da aşırı sağın lideri olduğu sağcı koalisyonun hükümeti kurmak için aylar sonra anlaşmasının gölgesinde Avrupa Parlamentosu seçimlerine gidiliyor.

        Anketler, aşırı sağcı Geert Wilders'in ve bir sonraki Hollanda hükümetini kuracak olan üç partinin Avrupa Parlamentosu'ndaki 31 Hollanda sandalyesinin neredeyse yarısına sahip olacağını gösteriyor.

        DANİMARKA'DA GÜNDEM İKLİM VE TARIM

        Danimarka'nın başkenti Kopenhag'da, 11 farklı partiden yaklaşık 170 aday Avrupa Parlamentosu'ndaki 15 sandalye için yarışırken, şehrin hemen her sokağındaki elektrik direklerine ve ağaçlara adayların posterleri asıldı.

        Bu seçim, Başbakan Mette Frederiksen ve geleneksel sol-sağ ayrımının ortasında yer alan merkezci koalisyon hükümeti için bir turnusol testi olabilir.

        Avrupa'nın çoğu bölgesinde olduğu gibi, Sosyal Demokratlar 2022 genel seçimlerinden bu yana Danimarka'da da anketlerde geriledi.

        Ancak iklim krizi ve tarım, Danimarka'nın kent-kır ayrımı boyunca uzanan yeni bir savaş alanı. Tarımın emisyon ayak izi ve önerilen karbon vergisi üzerine hararetli tartışmalar var.

        AVRUPA PARLAMENTOSU VE TÜRKİYE İLİŞKİLERİ

        Avrupa Parlamentosu, aday ülke statüsündeki Türkiye ile ilgili her yıl bir rapor düzenleyip parlamentonun onayına sunuyor.

        AP Raporu, Komisyon'un her yıl hazırladığı İlerleme Raporu hakkında AP'nin görüşünü teşkil ediyor.

        Avrupa Parlamentosu, son yayımladığı raporunda Türkiye tarafından köklü bir rota değişikliği yapılmadığı takdirde Türkiye'nin Avrupa Birliği’ne katılım sürecinin devam edemeyeceğini bildirmişti.

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ