Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki Grand Kartal Otel yangınına ilişkin, 19'u tutuklu 32 sanığın yargılandığı davanın duruşmasında müştekilerin beyanları alınıyor.

        Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesince, Bolu Sosyal Bilimler Lisesi'nin spor salonunda özel olarak oluşturulan alanda görülen davanın ilk duruşmasının 7'nci gününde, yangında hayatını kaybeden Ömür Kotan'ın (18) babası psikiyatrist Vahap Ozan Kotan'a söz verildi.

        Kotan, olaydan sonra her gün uyku ilacı kullandığını, Ömür'ün ve diğer canların yangında yaşadıklarını düşünerek uyuduğunu, çok yaşayacağını ummadığını ve bir gün oğluna kavuşacağını ifade etti.

        Kotan, sanıkların sergilediği oyuna "görmedim, duymadım, bilmiyorum, hatırlamıyorum" ismini verdiğini dile getirerek, "Seri katillerle ilgili diziler görüyorum. Davadan sonra bu ailenin de aynı şekilde dizisinin yapılacağını düşünüyorum. Burada kendilerini kurtarmak için ezberlenmiş yalanlar var. Kadınları kurtaralım, erkeklerin zaten kurtulma şansı yok diye düşünüyorlar. Bu katliamdaki vurdum duymazlık, aç gözlülük nedeniyle sanıklar, kadınlara 'çocukların annesi' kimliğine sığınarak kaçmaya çalışıyorlar. Emine hanım 3 torununuz var, sanırım onlara o kadar korkunç bir miras bırakıyorsunuz ki size kalan o otellerden daha korkunç. Kanımın son damlasına kadar adaletin tecelli etmesi konusunda en yakın takipçi olarak duruşmalara katılmak istiyorum. Şikayetçiyim." diye konuştu.

        - "Siz oğlunuzun is kokan saçlarını, buz gibi yüzünü öptünüz mü?"

        Anne psikiyatrist Zeynep Kotan da yaşadıklarından sonra insanlara nasıl merhem olacağını bilmeyen bir hekim olarak şu anda çalışamadığını, sanıklar nedeniyle oğlunun ardından çok sevdiği mesleğini de yitirdiğini ifade etti.

        Bütün ailesinin yasta olduğunu, hayatının 21 Ocak'ta kaosa döndüğünü belirten Kotan, "Olaydan önce oğlumla 7 dakika konuşmuştuk o 7 dakika benim hayatımın en değerli hazinesi. (Sanıklara dönerek) Siz oğlunuzun is kokan saçlarını, buz gibi yüzünü öptünüz mü? Ben oğlumun buz gibi bedenini öptüğüm için şanslıyım, bunu yapamayanlar da var. Psikolojinizi bozduğum için özür dilerim, hekimlik yapsaydım sizi tedavi ederdim ama şu anda çalışmıyorum. (Tutuklu sanık) Emir, sırıtma, utanç vicdanın izidir, sizde bundan eser yok." dedi.

        Kotan, otel işletmesinin kayak okulu sahibi Metin Güneş'e oda tahsis ettiğini aktararak, "Metin Güneş'in de soruşturmaya dahil edilmesini talep ediyorum. Kötülük çetesi, bizler, sizlerin karşısında ayaktayız. Canlarımıza borcumuz var. Sizin gibilerden insanları korumak için sorumluluğumuz var. Burada kötülük çetesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı yetkilileri hakkında soruşturma izinlerinin verilmesi lazım. Cezasızlık algısının yıkılması lazım ki bir daha kimse böylesine imzalar atılmasın, hiçbir misafir otel yöneticisi ve çalışanının insafına bırakılmasın." diye konuştu.

        Müşteki avukatı ve Ömür'ün teyzesi Elifnaz Nimet de kronometre çalıştırıp 1 dakika salondan sessizlik sağlanmasını isteyerek, bu tür olaylarda 1 dakikanın aslında ne kadar uzun bir süre olduğunu vurguladı.

        Nimet, yangından hemen sonra haber verilse, alevler oteli sarana kadar birçok canın kurtarılabileceğini söyledi.

        - "Elif hanım gözlerinizi yummayın videoya bakın"

        Yangında hayatını kaybeden Gülçin Akişli (66), Şenol Akişli (46), Mina Akişli'nin (11) yakını Volkan Akişli de sanıklara yönelik "Hiç mi vicdanınız sızlamıyor?" dedi.

        Akişli, sanık avukatlarının müvekkillerinin 2-3 saat uyuduğunu aktardığını dile getirerek, kendilerinin bu olaydan sonra hiç uyuyamadığını söyledi.

        Sanıklardan Elif Aras'a seslenerek, "Elif hanım gözlerinizi yummayın videoya bakın. Ömrümüz yettiği kadar bu duruşmalara katılacağız. Hepsinden şikayetçiyiz." diye konuştu.

        Mine Akişli'nin annesi Mesude Turan da sanıkların, söylediklerinden utanmadığını belirterek, internette en çok tavsiye edilen otellerden olduğu için Şenol Akişli'nin buraya geldiğini ve ertesi gün ceset torbasıyla otelden çıktığını söyledi.

        Kızının ve eski eşinin odasının 7. katta, resepsiyon müdürünün kaldığını odanın karşısında olduğunu ifade eden Turan, otel yetkilileri kimseye haber vermeden otelden çıkarken, kızının yatağında ölü bulunduğunu kaydetti.

        Turan, otel yetkililerinin kaçmak yerine birkaç odayı uyarsa daha fazla insanın kurtarılabileceğini vurgulayarak, şöyle konuştu:

        "Çocuğumun cansız bedenine ulaşabilmek için 79 fotoğrafa baktım. O fotoğraflara tek tek bakmak zorunda kaldım. Kızım piliç dorsesinin içindeymiş. Onu ceset torbasının içinden aldım. 'Çocuğumun psikolojisi bozuldu.' diyorlar benim çocuğum yok artık o günden beri nefes almak zor geliyor bana, uyuyamıyorum. Halil bey uyuyamıyormuş, bir de utanmadan söylüyor. Onu koruyamadığım için her gün kendimi sorguluyorum. Aslında sadece benim değil, bu otelde büyük ihmali olan herkesin kendisini sorgulaması lazım. Bu katliamda ihmal ve kusuru olan herkesin en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum. Adaletin yerini bulmasını istiyorum."

        - "Yazıklar olsun size"

        Müştekilerden Bülent Akişli ise sanıklardan Emir Aras'ın gözünün içine bakmasını isteyerek, otelde annesini, kardeşini ve yeğenini kaybettiğini söyledi.

        Bu olayın peşine babasının hayatını kaybettiğini anlatan Akişli, sözlerini şöyle sürdürdü:

        "Emir Aras gözümün içine bakar mısın? Bugün sabah kamera kayıtlarını izledim. Diyordun ya 'Kapıları çaldım, bağırdım.' Hiç alakası yok, kapıyı açtın, telefonla dışarı çıktın, içeri girdin, eşini ve çocuğunu aldın, o masum insanlara sesini bile çıkarmadan çıkıp gittin. Sen 7. katta yatarken benim annem, kardeşim ve yeğenim de 7010 numaralı odada yatıyordu vicdansız, aynı koridordasın. İçimiz öyle yanıyor ki... Eve girdiğim zaman üstümü giyemiyorum, 'Acaba kardeşim giyebildi mi diyorum?' Bir babam kalmıştı o da gitti. Adaletinize güveniyoruz, bunlarda vicdan yok, onu da biliyoruz. Yazıklar olsun size. Sonuna kadar davacıyım."

        Konuşma sırasında katılımcıların bulunduğu alandan, sanıklara yönelik "Allah, bu şerefsizlere gün yüzü göstermesin." ifadeleri kullanıldı.

        Şenol Akişli'nin eşi Menşure Kaplan Akişli ise sanıkların en ağır cezayı almasını isteyerek, bir gün eşi gelecek diye yemek yaptığını, eşyalarını ütülediğini söyledi.

        Eşinin öldüğüne hala inanamadığını dile getiren Akişli, küçük çocuğunun, babasının öldüğünü değil, onun kayıp olduğunu bildiğini anlattı.

        Akişli, "katil" olarak nitelendirdiği sanıkların çocuklarına sarılacağını ama oğlunun babasına sarılamayacağına değinerek, şunları kaydetti:

        "Siz hiçbir şeysiniz. Bolu'ya geldik, burada kimse 'Bunlar iyi ailedir.' demiyor ama Bolu bizleri bağrına bastı. Halit Ergül, eşi ve çocukları dünyada şeytanın temsilcileridir. Benim eşimin de içinde olduğu 78 kişi şehit mertebesindedir. Adalet Bakanlığı, bilirkişi raporuna bakarak, kamu görevlilerin üzerindeki zırhı kaldırılmalıydı."

        - "Her katta bir yetkili var aslında ama kimseye haber vermemişler"

        Yangında hayatını kaybeden Nedim Türkmen'in (59) kızı, Yüce (24) ve Ala Türkmen'in (19) ablası Pelin Türkmen de odanın yamaçta olması nedeniyle kardeşlerinin 1,5 saat kurtarılmayı beklediğini söyledi.

        Kız kardeşinin mesajla bulunduğu odayı ve durumu anlatarak yardım çağrısında bulunduğunu ifade eden Türkmen, babasının alevlerin arasında kalarak hayatını kaybettiğini aktardı.

        Türkmen, baba ve kardeşlerinin öldürüldüğünü savunarak, kardeşinin yardım için gönderdiği ses kaydını salondakilere dinletti.

        Ağlayarak beyanda bulunmaya devam eden Türkmen, şöyle devam etti:

        "2025 yılından kar tatiline giderken babam ve kardeşlerim nasıl ölür? Böyle ölünür mü? Kardeşim 23 yaşındaydı. Tanıdıklarına yardım için ses kaydını göndermiş. Çünkü çocuk inanamamış 2025'te bir otel yangınında ölebileceğine. Babam doğum günlerini çok önemser ama artık kutlayamıyoruz. Benim kardeşlerim sadece babama ulaşamadıklarında yardım isterler, ilk kez kardeşlerimi böyle görüyorum. Ala'nın astımı var. Ala, itfaiyenin giremediği o odada boğuldu. Morg aklımdan çıkmıyor. Babamın yüzüne tam bakamadım, ağzı burnu kan doluydu. Akşamları zihnimdeki bu görüntüyle uyumaya çalışıyorum. Bu sanıklardan utanıyorum. Sizin çocuklarınız sizden utanacak, babalık böyle olmaz. Sizin suratınıza baktıkça 'Niye benim babam gitti?' diyorum. Zeki Yılmaz 9. katın katili sensin. Oradan kanlı canlı iniyorsun, benim ailemin katili sensin. Her katın katili var, her katta bir yetkili var aslında ama kimseye haber vermemişler. Oteliniz var, çoluğunuzdan çocuğunuzdan çıksın diyeceğim ama demeyeceğim çünkü babam üzülür, 'Kimseye böyle söyleme.' der. Tüm sorumlulardan, beni babasız, kardeşsiz bırakan herkesten şikayetçiyim. Bu olay bize gösterdi ki güvende değiliz. Emsal karar çıkması lazım ki böyle bir şey bir daha yaşanmasın. 36 çocuk ve 78 kişinin isimlerini zihninize kazıyacağız. Emir Aras bir daha babamın adını 'Nedim ağabey' diye ağzına almayacaksın."

        Pelin Türkmen'in konuşması sırasında mahkeme salonunda bir kadın, sanıklara hitaben 'Yazıklar olsun size, Allah belanızı versin." dedi.

        Müşteki vekilleri de dosyaya ilişkin savunma yaparak, taleplerini mahkemeye sundu.

        Anadolu Ajansı ve DHA tarafından geçilen tüm Bolu haberleri, bu bölümde Haberturk.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak ajans kanallarından geldiği şekliyle yer almaktadır. Bolu Haberleri alanında yer alan haberlerin hepsinin hukuki muhatabı haberi geçen ajanslardır.

        Günün Önemli Manşetleri

        Benzer Haberler