Bundestag Başkanvekili Aydan Özoğuz’un, Gazze'de hastane bombalayan İsrail’i siyonizmle suçlayan Instagram story’si 24 saatte silindi gitti ama Alman siyaset sahnesindeki hiddet 240 saattir silinmiyor. Tepkinin dozunda hafifleme şöyle dursun, sağ muhalefetteki Birlik partileri söverek el yükseltiyor. En son Özoğuz’u, Nazi savaş suçlusu Hermann Göring’le kıyaslayacak aşamaya kadar geldiler.
CDU’nun Meclis Grup Başkanvekili Jens Spahn, SPD’li Özoğuz hakkında birebir şu cümleleri kurdu: “Hermann Göring’den bu yana muhtemelen ilk kez, İsrail ve Yahudi karşıtı birinin başkanlığında toplanıp konuşuyor olmamız utanç vesilesidir. Bu kabul edilemez, derhal istifa etmelidir.” Gizli polis teşkilatı Gestapo’nun kurucusu, mareşal ünvanlı Luftwaffe komutanı, Nazi rejiminin ikinci adamı sıfatıyla Yahudi tehciri ve toplama kamplarının mimarı Göring, 1932-1945 yılları arasında Reichstag başkanlığını yürütmüştü. Siyanürle kendini öldürmese, Nürnberg Mahkemesi’nin idam hükmü gereği ipin ucunda sallanacak adamdı.
Netanyahu liderliğindeki İsrail’in Gazze’de soykırım suçu işlediği ortamda bu kadar grotesk bir benzetme, Nazi geçmişiyle yüzleşeyim derken hafıza kültürünü rayından çıkaran Almanya’nın ruhsal iklimi için bile fazla. Gazze savaşının ilk aylarında ateşkes istemek bile antisemitizm sayılıyor, “Filistin’e özgürlük” sloganıyla yürüyenler Yahudi düşmanı damgasını yiyor, savaşa itiraz eden kültür ve sanat insanları linç edilerek iptal kültürüne maruz kalıyordu.
İşte Özoğuz’un partilisi Başbakan Scholz da geçen İstanbul ziyaretinde hala “İsrail’in kendini savunma hakkını” savunuyordu; 42 bin Filistinlinin canı pahasına ve tamamına Gazze’den sürgün niyeti apaçık göründüğü halde. Gerçi artık ateşkes çağrısı yaparak, iki devletli çözümü de vurguluyor.
“Nehirden denize özgür Filistin” sloganı da İsrail’in varlığını yok saydığı gerekçesiyle neredeyse Hitler selamıyla bir tutularak yasaklanmıştı Almanya’da. Ancak bugüne kadar hiç kimse Göring ayarında azılı bir Nazi savaş suçlusuyla kıyaslanmamıştı. Hitler’e bir adım kaldı!
ÖZÜR BİLE İŞE YARAMADI
Üstelik Federal Meclis’in başkan yardımcılığı gibi önemli bir mevkide bulunan Aydan Özoğuz, İsrail karşıtı paylaşımının arkasında durmuş da değil; bir kıvırtma manevrasıyla hata yaptığını söyleyip özür diledi.
Olayın arka planında İsrail’in iki hafta önce El Aksa Şehitleri Hastanesi’ne yaptığı saldırı var; yerinden olmuş Gazzeliler Deyr el-Belah kentindeki hastane bahçesine sığınmış, çadırları bombalanıyor alevler arasında yine can veriyorlar. Ve “Jewish Voice for Peace” grubu alevlerin yükseldiği kareyi “Siyonizm budur” notuyla Instagram’da zihinlere mıhlıyor. Özoğuz da dünyadaki en büyük solcu Yahudi örgütlenmesi JVP’nin bu story’sini paylaşıyor. Amerika’daki ilerici Yahudilerin bir araya geldiği JVP eşitlik, adalet ve insan onuruna yakışır bir yaşam adına İsrail’in apartheid rejimine karşı Filistin’in özgürlük mücadelesiyle en geniş dayanışma zeminini oluşturuyor, İsrail’e boykot çağrılarını destekliyor ve İsrail’e silah satışının durdurulması için de baskı grubu kimliğinde.
Siyonizm, Filistin topraklarında Yahudi devleti kurulması hedefiyle 19’uncu yüzyılda doğdu, 1948’de İsrail kuruldu. Şimdi bu devletin uyguladığı şiddete karşı duran Barış için Yahudi Sesi’nin paylaşımına ortak olmak Almanya’da skandal kıvamına geliyor. Story otomatik siliniyor ama ekran görüntüleri X’ten yayılıyor. Aydan Özoğuz’a ilk hücum muhalefetteki CDU/CSU’dan geliyor, “İsrail’i savaş suçu işlemekle suçlayan bir örgütün antisemitik mesajını yaymakla” suçluyorlar. “Bizim görüşümüzü temsil etmiyor” diyerek istifasını istiyorlar. “İğrenç, korkunç, kırmızı çizgileri aştı, tarih bilincinden yoksun” gibi yakıştırmalar yapılıyor. Özoğuz’un kimlik itibariyle aynı tarihi hafızaya sahip olmadığına gönderme de var muhtemelen.
SPD’li Meclis Başkanı Bärbel Bas da yardımcısını antisiyonist bir görseli yaydığı için eleştiriyor, meseleye kutuplaştırıcılıktan uzak mesafeli yaklaşmak gerektiğini söylüyor. Yahudi Merkez Konseyi ve Almanya-İsrail Dostluk Grubu gibi kurumların da tepkileri ekleniyor ve istifa çağrıları üzerine Aydan Özoğuz geri adım atmak zorunda kalıyor; “O Instagram story’sini paylaşmak hataydı, özür diliyorum. Amacım toplumda köprüler kurarak insanları bir araya getirmekti. Ama bu post tam aksi yönde etki yaptı. Artık mesafeli duruyorum” diyor.
SPD yönetim kadroları bu özrü yeterli buluyor ve istifaya gerek kalmadığını söylüyor. Özoğuz’un ofisinden ise şu açıklama geliyor: “İsrail’in kendini savunma hakkını tanıyor, ancak kadın ve çocuklar dahil on binlerce sivilin ölümüyle giderek yükselen şiddet sarmalını da görüyor. Amaç sadece iki tarafta da yaşanan sivil acılara dikkat çekmek. Herhangi bir taraftaki radikal gruplara destek söz konusu değildir.”
Bütün bu dil dökmeler Hermann Göring’le kıyaslanmaktan kurtarmıyor.
“Siyonizm budur” postu, Aydan Özoğuz’un ülkede infiale yol açan ilk sosyal medya paylaşımı değil. Geçen nisanda İran, Şam konsolosluğuna İsrail’in yaptığı hava saldırısına füze salvosuyla misillemede bulununca Özoğuz X’te İsrail’in olayı provoke ettiğini, bölgenin tehlikeli eşiğe geldiğini yazmıştı. Şiddetli tepkilere bakılırsa Özoğuz, her şeyden Yahudileri sorumlu tutan o köhne klişeye başvuruyordu. Neticede X’teki paylaşımını sildi.
Aynı günlerde Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier’in Türkiye ziyaretine eşlik eden Aydan Özoğuz, Alman medyasının sorularıyla karşılaştı: Tahran’ın karşı saldırısında İsrail’in de payı olduğunu düşünüyor muydu? Cevap: “Ben uğradığı saldırıda suç İsrail’in demedim. Şam’daki saldırıya ne gerek vardı yazdım. Çünkü şiddet sarmalına karşıyım ve hep birlikte bunun içinden çıkmayı diliyorum.”
Bu cevap üzerine sağcı medya hükmünü verdi; Aydan Özoğuz sildiği mesajında yazdıklarından pişman değildi.
