Galatasaray sahasında Bodrum FK’yi2-0 yenerek şampiyonluk yolunda hata yapmadan emin adımlarla ilerliyor.
Karşılaşma öncesi öngörülen hiçbir şey gerçekleşmedi.
Neler söyleniyordu diyeceksiniz.
Bodrum FK’nin iyi savunma yaptığı, kontra toplarla gol aradığı hatta son maçlarını gol yemeden (Fenerbahçe hariç) bitirdiği biliniyor.
Bu nedenle acaba Galatasaray’a karşı da aynı performansı gösterebilecekler miydi?
Öyle olmadı.
Galatasaray, elbette Okan Buruk bu oyunu bekliyordu. Bu nedenle oyuna önde başladılar. Rakibin ceza sahasındaki duvarını nasıl yıkacaklarını planlamışlardı.
Sağlı sollu ataklar, şutlar, direkten dönen toplar, korner atışları ve rakip ceza sahasında topla buluşma tahmin edilenden çok fazlaydı.
Önce karşılaşmanın istatistiklerine göz atalım.
Sarı-Kırmızılı takım 35 şut attı. Bunun 14’ü isabetliydi. 16 korner kullandılar. 59 kez rakip ceza sahasına girdiler. Topla oynama ise 71’e 29 Galatasaray’ın lehineydi.
Bodrum FK kalecisi Sousa’nın 11 kurtarış yaptığını da belirtelim.
Galatasaray kalecisi Muslera bu maçta çok sıkıldı. Hani kale arkasında taraftarla tavla oynasa yeriydi. Top gelmedi. Arkadaşları geri pas yapmasa topa değmeden maçı bitirecekti.
Buna karşın Bodrum FK, sıfır yanlış okumadınız sıfır şutla maçı bitirdi. Bir kez bile Galatasaray ceza sahasına giremediler.
Bu rakamlara bakınca, futbol adına utanç verici bir durumu izledik.
Bodrum FK çağ dışı bir futbol oynuyor. 1-9-1 dizilişi mahalle maçlarında bile olmaz.
Ne pas yapabildiler ne de ikili mücadele kazanabildiler. Açıkçası bir varlık gösteremediler. Çok güçsüzdüler. Amatör takım gibiydiler.
Doğal olarak, Sarı-Kırmızılılar çok etkili bir oyun oynadı. Rakibine nefes aldırmadı.
Bu maçın skoru 10-0 olmalıydı.
O kadar çok pozisyon vardı ki. Torreira ve Sanchez’in golleri etten duvarı aşarken, Osimhen’in gol atamayışı yadırgandı.
Bodrum’un oyun anlayışı Süper Lig’e yakışmıyor. Teknik direktörleri Türk olsa çoktan ipi çekilmişti.
İşte tam da bu nedenle lig de kalite beklemek ütopik olmaktan öteye gitmiyor.