Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu üyelerine ait olduğu öne sürülen yazışmaların ortaya çıkması şaşırtıcı olduğu kadar düşündürücüdür.
Eğer bu yazışmalar doğruysa, tarafsızlık ilkesi açıkça ihlal edilmiş ve intikam içerikli zihniyet su yüzüne çıkmıştır.
Yazışmalardan anlaşıldığı kadarıyla PFDK üyeleri bir kulübün sempatizanı hatta taraftarıdır.
Bu üyelerin aldığı kararlar ne kadar adaletli sorusu ister istemez akla gelmektedir.
Fenerbahçe Kulübü bu konuyla ilgili olarak Futbol Federasyonu’na başvurdu.
Gelişmeler sonucu TFF kurul üyelerinin istifasını istediği öne sürüldü.
Gün boyu süren bu tartışmalar sonucunda hala resmi bir açıklama yapılmaması da manidardır.
Dileriz bu yazışmaları doğru değildir.
Eğer, basına yansıyan bu haberin tamamen bir asparagas olduğu varsayılacak olursa sorun yok.
Yine de konuya muhatap olan kişi ve kurulların yani TFF ile PFDK’nın bir açıklama yapması gerekirdi.
Öyle anlaşılıyor ki, ateş olmayan yerden duman çıkmaz diyebileceğimiz bir olguyla karşı karşıyayız.
Futbolumuzu yöneten, yön veren, adalet dağıtan kurulların geldiği duruma bakınca üzülmemek elde değil.
Böyle bir durumda kim neye güvenecek?
Futbol federasyonu hiç beklemeden bir açıklama yapmak zorunda.
Tartışmaları bitirecek, güven duygusunu yeniden inşa edecek bir açıklama.
Spor ailesinin tüm bireylerinin dışında ülke sporunu ilgilendiren herkesin beklentisi bu yönde.
Temiz futbol söyleminin lafta kalmaması için ne yapılması gerekiyorsa acilen eyleme geçilme zorunluğu ortadadır.
Acayip, hatta çirkinlik içeren yazışmalar karşısında tüm spor kulüplerinin kafası ister istemez karıştı.
Adalet duygusunun zedelenmesi ne spor ahlakına yakışır ne de eşit yarışma ilkesine.
Bu sorun tek başına istifa ile geçiştirilemeyecek kadar derindir.
Adli makamlarında devreye girmesi futbolumuza yerleşen virüsü ortadan kaldırabilir.
