Futbolda yeni sezon bir ay sonra start alacak.
Takımlar kamp dönemini verimli geçirmek için çalışırken, bir yandan da eksik bölgelerine transfer yapma çabası içerisindeler.
Dikkat ederseniz her yıl olduğu gibi yine 3-4 kulüp milyon dolarlık transferler için kesenin ağzını açtı.
Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor kadrolarını güçlendirmek amacında.
Bu takımlar içerisinde en çok dikkat çeken ve herkesin konuştuğu kulüp şüphesiz Galatasaray.
Şampiyonlukta büyük payı olan Osimhen’i yeniden renklerine bağlamak isteyen Sarı-Kırmızılı ekip, Napoli’nin belirlediği 75 milyon Euro bonservis ücretini vermeyi düşünüyor.
Elbette, iş bu parayla bitmiyor. Osimhen’i alacağı ücret ayrı. Onun da kesin olmamakla birlikte yıllık 20 milyon Euro alacağı duyumlar arasında.
Kaldı ki, Osimhen kendisine önerilen daha fazla parayı yani yılda 40 milyon Euro’yu kabul etmeyerek Galatasaray’ı tercih ettiğini açıklamıştı.
Anlayacağınız bir oyuncu için 75 milyon bonservis, yıllık 20 milyon maaş ödenecek.
Büyük para. Bugüne dek ülkemizde bu kadar yüksek bir ücret hiçbir oyuncuya ödenmedi.
Galatasaray bu yükün altından nasıl kalkacak? Sanırız hesap yapılmıştır.
3 büyüklerin yanına Trabzon ve Başakşehir’i de koyalım.
Geriye kalan kulüplerin bütçesi aşağı yukarı 10-15 milyon civarında.
Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş’ın harcadığı paralar tüm takımların toplam bütçesinden çok fazla.
Böyle olunca ortaya çıkan tablo hiç de iç açıcı değil.
Nedenine gelince; büyük bütçeli takımlarla eşit yarışın mümkün olmadığı bir gerçek. Haksız rekabet bir yana, futbolun kalitesinin artması da söz konusu olamaz.
Gerçek şu ki, 4-5 kulüp dışında kalanlar mali durumları nedeniyle transfer yapmakta zorlanıyorlar.
3 BÜYÜKLERİN BÜYÜK HATASI
Rekabeti arttırmak için takımların belirli seviyede olması kaçınılmaz.
Transfer döneminde Türk oyunculara para vermek istemeyen 3 büyükler büyük bir yanlışın içerisinde.
Yabancı olsun da ne olursa olsun mantığından vazgeçmiyorlar.
Almanya’dan bir örnek vermek gerekirse, Bayern Münih Kulübü transfer bütçesinin yüzde otuzunu içerde harcamayı ilke edinmiş.
Amaç, ülke içindeki takımlara maddi destek sağlamak.
Bizde ise tam tersi. Bedava versinler diye kırk takla atılıyor.
Rekabetten, kaliteden, iyi futboldan, ülke gençlerinin gelişiminden söz etmek için Bayern Münih gibi duyarlı olmak gerekir.
Çok mu zor?
