Fenerbahçe sonunda Mourinho’dan kurtuldu.
Türkiye’ye geldiğinden bu yana; ülkemizi, rakipleri, hatta kendi takımını yani herkesi küçümsedi.
Geçmişte kalan başarılı kariyerini sürekli anımsatıp, “Ben en büyüğüm” diyen Portekizli teknik adamın gönderilmesi taraftarları mutlu etti.
Fenerbahçe’de görev yaptığı süre içerisinde oynattığı oyun eleştirildi.
Savunma ağırlıklı bir anlayış ve ezeli rakipler önünde alanın kötü sonuçlar kendisi adına eksi yazdı.
Şurası bir gerçek; spor yorumcularının ve yazarların büyük çoğunluğu Mourinho’yu geldiği günden itibaren eleştirmişti.
Şampiyonluğu Galatasaray’a kaptıran bir teknik adamın yeni sezona başlamaması gerekirdi.
Yönetim bu konuda geç kaldı, hatta hata yaptı.
En büyük hedef olan Şampiyonlar Ligi gerçekleşmedi.
Eski gücünde olmayan Benfica’ya elenmek büyük hayal kırıklığıydı.
Bu maç öncesi yaptığı açıklamalar ve yönetimi suçlaması gitmek istediğinin çok açık ifade şekliydi.
Mourinho konusunda ısrar eden ve eleştirilere kulak kapatan yönetim de en az Portekizli kadar suçludur.
Olan oldu.
Şimdi, yeni bir dönem başlayacak.
BEŞİKTAŞ SERGEN’E EMANET
Avrupa defterini kapatan Beşiktaş tıpkı Fenerbahçe gibi teknik direktör değişikliğine gitti.
Sergen Yalçın 4 yıl sonra yeniden Siyah-Beyazlıların umudu oldu.
Beşiktaş, Sergen Yalçın'dan sonra en çok teknik adam değiştiren kulüp.
4 yıl içinde görev yapan teknik adamlar şu şekilde;
Valerien Ismael, Şenol Güneş, Burak Yılmaz, Rıza Çalımbay, Fernando Santos, Van Bronckhorst ve Solskjaer dışında kısa süreli olsa da Önder Karaveli ve Serdar Topraktepe.
Hayret verici bir süreç.
Bu kadar değişim içerisinde nasıl bir başarı beklenir ki!
Olmadı zaten.