Geçen hafta Kasımpaşa ile 1-1 berabere kalan Fenerbahçe, Antalyaspor’u 2-0 yenmeyi başardı.
Bu galibiyet Sarı-Lacivertli takım üzerinde dolaşan kara bulutları yok etti.
Taraftarın büyük ilgi gösterdiği karşılaşma oyuncuların birlikteliğini göstermesi nedeniyle de ayrıca önemliydi.
Antalyaspor karşılaşmaya katı savunma diyebileceğimiz bir taktikle başladı.
Günümüz futbolunda yeri olmayan bu anlayış, oyun seyrini ve kaliteyi yerle bir ettiği gibi her zaman risk içermekte.
Gol yemeyelim, bir kontra atakla sonuç alabiliriz düşüncesi çok da gerçekçi olmuyor.
Ceza sahasında 7-8 kişi ile örülen duvar elbet yıkılıyor.
Üstelik bu yoğunluğa rakip takım oyuncularının katıldığını da düşünürseniz topun ağlara gitmesi oldukça zor.
Bu nedenle ilk yarı inanılmaz kötü bir oyuna sahne oldu.
Top sürekli Fenerbahçeli oyuncuların hakimiyetinde olsa da beklenen gol gelmedi.
Sarı-Lacivertli takım Antalyaspor savunmasını açacak anahtarı bulamayınca ilk yarı golsüz sonuçlandı.
İkinci yarı farklı bir oyun izledik.
Bunun nedeni, iki bek Semedo ile Brown işin içine katıldı. Özellikle Semedo ofansif özelliklerini iyi kullandı. Brown biraz daha dikkatli ortalar yapabilse katkısı daha fazla olabilirdi.
Antalyaspor karşısında sahanın iyileri de vardı.
İsmail gibi, Skriniar ve Nene arkadaşlarına göre bir adım öndeydiler.
Kerem ise, tam olarak uyum sağlayamamış. Bir an önce golle buluşmak istiyor. Organizasyonda eksik. Biraz zamana ihtiyacı var.
Bir başka ayrıntı ise, kaleci Ederson bir kez kurtarış yaptı. Onun dışında kalesinde herkes gibi maçı izledi. Çünkü, Antalyaspor Fenerbahçe sahasına gelemedi.
Fenerbahçe ikinci yarı daha iyi bir oyun sergilerken, Antalyaspor ceza sahasına 26 kez girdi. 19 şut attı.
Sarı-Lacivertli oyuncular tek tek ele alındığında üst düzeyde oldukları bir gerçek. Tek sorun mental olarak uyumsuzluk ve koordinasyon.
Takım olmayı başardıklarında işleri kolaylaşacak.
Alınan galibiyet ilaç gibi geldi diyebiliriz. 3 puana çok büyük ihtiyaç vardı.