Demek ben klasik bir tidsoptimistim
Tidsoptimist, sahip olduğundan daha fazla zamanı olduğunu düşündüğü için sürekli geç kalan kişi anlamına geliyor. Yani ben.
Tidsoptimist, İsveççe’de zaman optimisti yani zaman iyimseri anlamına geliyor.
Zamana karşı iyimser olan, alışkanlık olarak her yere geç kalan çünkü sahip olduğundan daha fazla zamanı olduğunu düşünen, ne kadar zamanı olduğu konusunda aşırı iyimser olan ya da yeteri kadar gerçekçi olmayan, genellikle işlerin ne kadar süreceğini hafife alan ve bu nedenle istemese de sık sık geç kalan kişiye tidsoptimist deniyor.
Bütün düğmelere aynı anda basmak gibi bir tanımlama oldu sanki.
Bu kişiler, olduğundan daha fazla zaman olduğunu sandıkları için randevularına sürekli geç kalıyorlar. İşlerin süreceği zamanı ayarlayamıyorlar. İyi niyetli olmalarına rağmen genellikle zamanı yanlış değerlendiriyorlar.
Bu beni mükemmel şekilde tanımlıyor.
Demek ben klasik bir tidsoptimistim
Arkadaşlarım genellikle randevularına erken gelir ya da tam zamanında ve benim geç kalmamı son derece rahatsız edici bulurlar. Ben de her yere geç kalmaktan, insanları bekletmekten hoşlanan biri değilim. Ama dürüst olmak gerekirse zamanlama konusunda hala dakik olduğumu söyleyemem.
Yirmili yaşlarımda, üniversitede yatılıydım. Yurt binaları okulun içindeydi ve derslikler yurt binasının hemen yanındaydı. Yani aslında şartlar geç kalmamak için biçilmiş kaftandı. Yataktan kalkıp, üstüme bir şeyler giyip, saçımı toplayıp derse gitmem çok kısa sürüyordu. Yani sürmeliydi…
İronik olan neydi? Her zaman geç kalıyordum. Eskisine göre biraz daha gerçekçi oldum, ama hala çok sıkça geç kalırım.
Peki, neden genellikle geç kalıyorum? Bir yere gitmek için yapmam gereken hazırlıklar ve yolda geçireceğim zaman konusunda her zaman aşırı iyimserim. Derse girmeden evvel kantinden almak istediğim kahve için hiç sıra beklemeyecekmişim gibi, arkadaşlarımla karşılaşıp sohbet etmeyecekmişim gibi ya da asansör her zaman beni bekleyecekmiş gibi, yolda hiç trafik olmayacakmış gibi ve dünya buluşma noktasına mümkün olan en kısa sürede ulaşmam için elinden geleni yapacakmış gibi aşırı iyimser hissediyorum.
Mükemmel zamanlama var mı?
Salak değilim, tembel hiç değilim ama nedense zamanı hesaplamak ve tahmin etmek konusunda hiçbir zaman çok gerçekçi olamadım. Gitmem gereken yere ne çok erken gitmek istiyorum, ne de geç kalmak. Tam zamanında orada olmak istiyorum. Ama böyle mükemmel bir zamanlama dünyamızda genellikle mümkün olmuyor.
Bu sorun yüzünden boşanma noktasına gelen bir arkadaş tanıyorum; sayesinde balayına gidecekleri uçağı kaçırmışlardı. Kızı ağaç ettiği randevu sayısını hatırlamıyorum bile. Ben uçağı kaçırma riskimin olduğunu düşündüğüm zamanlarda uyumuyorum. Çözüm mü? Bence evet.
Trafik olur. Alarmlar çalmaz. Arabaların benzini biter. Dünya kaçınılmaz olarak ara sıra size sürprizler yapar. Hayat nadiren dakiktir.
Ancak, randevularınıza sürekli geç kaldığınızı fark ederseniz siz de zaman optimisti olabilirsiniz. Bu durum, sürekli geç kalmaya ve stres, kötü ruh hali, üretkenlik kaybı ve hatta işle ilgili sıkıntılara yol açabilir, dikkat edin.
Bendeki bu sıkıntının bir adı varmış: Tidsoptimizm.
Ben bir tidsoptimistim.
Tidsoptimist, sahip olduğundan daha fazla zamanı olduğunu düşündüğü için sürekli geç kalan kişi anlamına geliyor. Yani ben. Temel sorun zaman kavramını anlamamaları değil, görevlerin tam olarak ne kadar süreceğini hesap edememelerinde yatıyormuş.
Tidsoptimizmin üstesinden gelmek için yapılabilecekler
Neyseki uzmanlar tidsoptimist olmanın üstesinden gelmek için çeşitli stratejiler sunuyor.
Yapacaklarınıza süre vermenizi öneriyorlar. İşlerin ne kadar süreceğini tahmin etme oyunu gibi bir oyun. Not almaya başlayın. Bulaşık makinesini boşaltmanın 15 dakika süreceğini düşünürken 3 dakika sürdüğünü, duş almanın en az 20 dakika süreceğini düşünürken 11 dakika sürdüğünü görünce şaşıracaksınız. 3 defa aynı işi yaptıktan sonra notlarınızı kontrol edip, hesaplamalarınızı ve kararlarınızı ona göre verin.
Zihniyetinizi değiştirmeye çaba göstermek de iyi olabilir. Geç kalmanın sizi nasıl olumsuz etkilediğini yazdığınız bir günlük tutun. Etkilerini derinlemesine düşünün. Gününüz ve ruh haliniz bu durumdan nasıl etkiliyor? Zamanında varmak için yeterince erken çıktığınızda nasıl hissediyorsunuz? Zaman optimizminizin hayatınızı ve zihniyetinizi nasıl etkilediğinin daha fazla farkına varırsanız, bunu aşmak için potansiyel olarak daha motive olabilirsiniz.
Genellikle optimizm harika bir şeydir
Ancak gitmeniz gereken yere varmak için yeterli zaman ayırmak söz konusu olduğunda, biraz gerçekçilik büyük bir fark yaratabilir. Sonuçta, geç kalmak strese sokacak, ruh halini olumsuz etkileyebilecek bir durum ve potansiyel olarak üretkenliği ve hatta işinizi mahvedebilir.