Emekli doktor, 4 kuşaktır süren tarım geleneğini kızıyla tropikal meyve serasına dönüştürdü
ADANA'da yaşayan emekli doktor Mustafa Güzelsoy (62), kızı Damla Güzelsoy (25) endüstri mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra beraber kurdukları tropikal meyve serasıyla 4 kuşaklık aile geleneğini sürdürüyor.
ADANA’da yaşayan emekli doktor Mustafa Güzelsoy (62), kızı Damla Güzelsoy (25) endüstri mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra beraber kurdukları tropikal meyve serasıyla 4 kuşaklık aile geleneğini sürdürüyor. Mustafa Güzelsoy, "Devlet desteğiyle kurduğumuz 70 dönümlük tropikal sera bahçesinden verim almaya başladık. Tropikal meyvelerin Türkiye’de tüketimi artıyor. Biz de pazarın geleceğini görerek seramızı kurduk, üretime başladık. Çiftçilik geleneğimizi Damla ile 5'inci kuşağa aktarıyoruz" dedi.
Kentte yaşayan emekli kadın doğum uzmanı doktor Mustafa Güzelsoy, 27 yıl görev yaptıktan sonra emekli oldu. Güzelsoy, kızı Damla Güzelsoy’un endüstri mühendisliği bölümünden mezun olmasıyla birlikte ailelerinin 4 kuşaktır sürdürdüğü tarım geleneğini devam ettirmeye başladı. Akdeniz meyvelerinde yaşanan ekonomik dalgalanma nedeniyle üretim modelini değiştiren Güzelsoy ailesi, edindikleri bilgilerle tropikal meyve serası kurup, mango ve avokado yetiştirdi.
Mustafa Güzelsoy, tropikal meyve üretimine yöneldiklerini söyleyerek, "Mango ve avokado gibi tropikal meyvelerin Türkiye’de tüketimi giderek artıyor. Biz de pazarın geleceğini görerek seramızı kurduk ve üretime başladık. Çiftçilik geleneğimizi Damla ile 5'inci kuşağa aktarıyoruz" dedi.
Güzelsoy, 4 kuşaktan beri narenciye bahçelerinin olduğunu ve artık narenciye sektörünün kentte doygunluğa ulaştığını anlattı. Farklı fikirlere yöneldiğini ifade eden Güzelsoy, "Geleceğini gördüğümüz tropikal meyve yetiştiriciliğinde, 40 dönüm avokado serası ve 30 dönüm mango serası kurarak faaliyete geçtik. Devlet bankasının teşvikinden faydalanarak bu bahçeyi açtık. Ağaçlarımızın bakımlarını güzelce yapıyoruz, iyi ilgileniyoruz, ağımızı genişleterek çok daha büyütmek istiyoruz" diye konuştu.
‘TROPİKAL MEYVELER HALKIMIZ TARAFINDAN BİLİNMİYOR’
Güzelsoy, bu sektöre girerken risk aldıklarını da belirterek, "Şu an tropik meyveleri halkımız tam anlamıyla bilmiyor. Hepsi yurt dışından geldiği için geliş süreleri 1 ayı buluyor ve bu nedenle hep ham kesiliyor. Gerçek lezzeti, tadı ve kokuyu vatandaşlarımız bilmediği için tepkiyle karşılaşabiliyoruz. Bu sene hasat yaptık, yerel bir markete sattık ve satışlarımız çok daha yüksek oldu. Yerli malı tanıttık ve rağbet arttı. Burada ektiğimiz avokado cinsi, en verimli ve en sağlıklı has cinsi. Buna özen gösterdik. Ağaçlarımız fidan vasfında olduğu için çok verim alamadık fakat 3-4 sene sonra tam verimi alacağımızı düşünüyorum. Tabii ki narenciyeden çok daha fazla verim elde ediyoruz ve bu durum bizi mutlu ediyor. Girişim yapacak kişilerin tropik meyvelere yönelmelerini tavsiye ediyorum. Hem rekabet açısından hem de lezzet açısından üst seviyelere ulaşacağımızı düşünüyorum” dedi.
Atalarının mesleğini devam ettirmenin gururunu yaşadığını belirten Damla Güzelsoy da ülkeye katkı sağlamak açısından bu işe heveslendiğini dile getirdi. Güzelsoy, "Küçükken babamın doktorluğunun yanı sıra tarlalarımız da vardı. Oraya babamla birlikte gelerek ondan burada çalışma prensibini öğrendim. Küçük küçük projelerle aslında beni eğitmeye başlamıştı. Genlerime işlediği için farklı bir kariyer düşünmedim açıkçası. Endüstri mühendisliğini ise bu nedenle tercih ettim. Sera işi yaparken açık alanda da bizim ağaçlarımız ve meyvelerimiz var. Don olsun, dolu yağışları olsun, bizi çok etkiledi. Yaşanan son felaketler, ürünlerimizi örtü altına veya file altına geçirmemiz, iklim değişikliğine karşı nasıl korunmamız gerektiğini gösterdi” diye konuştu.
Kadın girişimcilerin bu tarz işlere yönlenmesinin artık önünün açıldığını aktaran Güzelsoy, “İçerisinde bulunduğum süreçte, buradaki insanlar artık 10 sene önceki gibi değil; kadınları ve gençleri tarımda daha çok görmeye alıştı. Benim bulunduğum toplulukta genç ve kadın çiftçiler hala az ancak arkamızda bir başarımız olduğu için artık ciddiye alınmaya başladık. Biz kadınlar olarak birbirimizi çok destekliyoruz. Her zaman birbirimizin arkasındayız. Umarım bu destek her alanda artarak ilerler ve güçleniriz" ifadelerini kullandı.
'FINDIK VE ÇAY HARİÇ HER ŞEY YETİŞİYOR'
Adana Ticaret Borsası Başkan Vekili Osman Bağış ise Çukurova'da çay ve fındık hariç her şeyin yetişebileceğini aktarırken, tropikal meyvelerin de bu topraklarda iyi verim elde edebileceğini belirtti. Bağış, "Narenciyede yaşanan istikrarsızlık ve arz-talep dengesinin kaybolması nedeniyle üreticiler yeni bir arayış içerisine girdi. Burada bir avokado serasında bulunuyoruz, bu topraklarda avokadonun yetişebildiğini görüyoruz. Ejder meyvesi, mavi yemiş, mango eken arkadaşlarımız var. Yakın zamanda ithal edilen bu ürünlerin artık bu topraklarda yetişebildiğini söyleyebiliriz. Üreticiler yeni bir ürün deniyor ve avokado büyük ilgi görüyor. Sağlıklı beslenmenin en önemli besinlerinden biri olan avokadonun bölgemizin bereketli topraklarında yetiştiğini görebiliyoruz” dedi.
Anadolu Ajansı, DHA ve İHA tarafından geçilen tüm Adana haberleri, bu bölümde Haberturk.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak ajans kanallarından geldiği şekliyle yer almaktadır. Adana Haberleri alanında yer alan haberlerin hepsinin hukuki muhatabı haberi geçen ajanslardır.