Motosikletiyle çıktığı Anadolu turunda Çanakkale'nin simgelerini resmetti

Gittiği yerlerde transit geçiş yapmadığını, bazen 2 ay orada yaşadığını belirten Aydın, "Bu yolculuğu bir roman hikayesi ya da bir çizgi film karakteri gibi yapmak istedim. Bu yolculuğun sonunda hem resimlediğim hem de hikayesini anlattığım bir çocuk kitabı yazmak istiyorum. Milli değerlerimizi dikkate alan kompozisyonları da derleyip belki ulusal çapta bir sergi açabilmeyi hedefliyorum." diye konuştu.

Aydın, dünya turuna da çıkmayı planladığını dile getirerek, popüler yabancı filmlerdeki karakterlerden ziyade çılgın, maceracı, sanatçı, gezgin bir ressam, çizer ya da seyyah bir Türk'ün olabildiğini göstermek istediğini anlattı.

Anadolu'yu ve köyleri sevdiğini dile getiren Aydın, "Gezmeyi seviyorum. Bir yerde durmak istemiyorum, her yere gitmek istiyorum. Avrupa tarzı Batılılaşma çizimlerini değil, global çapta düşünüp kendi yöremi, Anadolu'mu çağdaş bir üslupla aktarabilirim dedim ve 'Geziyo, Çiziyo' projesi ortaya çıktı." diye konuştu.

- "Bu motosikletle 20 bin kilometre yol yapmış olacağım"

Aydın, Akdeniz, Ege, Karadeniz'in illerini gezdiğini, Rize Kalkandere'den sonra Çanakkale'ye ulaştığını anlatarak, "11 bin kilometre yol yaptım. Bu kilometre Türkiye'yi 5 defa gezebilecek bir kilometredir. Avrupa'yı da detaylı gezebilecek bir kilometredir. Trakya, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu'ya 10 bin kilometre gittiğimde bu motosikletle 20 bin kilometre yol yapmış olacağım." ifadesini kullandı.

Konakladığı yerlerde çevrim içi resim dersi verdiğini belirten Aydın, şöyle devam etti:

"Özel derslerden elde ettiğim gelir sayesinde tek başıma yolculuğumu yapıyorum. Çok lüks bir araba alıp sokaklarda gezebilirdim ama şunu istedim, hem sanatımı göstermeliyim hem Anadolu'yu anlatmalıyım hem çocuklara yararlı kitaplar olmalı hem de çocuklar maceraperest bir hayalin gerçek olabileceğine inanmalılar, korkularını bırakmalılar."

Aydın, yolculuğa çıkma fikrini, ailesinin korkuyla karşıladığını ancak yolculuğu süresince hep güzel insanlarla karşılaştığını anlattı.

Üçüncü kez geldiği Çanakkale'nin çok değerli bir kent olduğunu dile getiren Aydın, şunları kaydetti:

"Şehitliklere gitmek, durmak, dinlenmek, anlamak ve düşünmek, Abide'nin altında durmak ayrı bir anlam taşıyor. Canları pahasına, ayaklarındaki yırtık lastiklere rağmen, kimi 13-14 yaşında olmasına rağmen, biz bugün burada özgürce yaşayalım diye canlarını vermişler. Şuradan şuraya giderken korkarız ama insanlar o mermiler karşısında canlarını siper etmişler. Türkiye Cumhuriyeti'nde özgür bir şekilde yaşıyoruz. Onları anarak Gelibolu'yu gezdim. Mersin'deyken en çok gezmek istediğim yer burasıydı. Üniversitede bir günlüğüne geldiğim bir yerdi. Yeşilliklerin üzerindeki gelincikler, tabiri caizse kanı sembolize eden bir görüntüydü. O beni çok etkilemişti. Yeniden gelmeyi çok istiyordum. Çanakkale'de oturduğum bir çay ocağında Atatürk, Seyit Onbaşı ve Nusret Mayın Gemisi'nin resmini Türk kahvesi ile yaptım."