İçinde Elon Musk, Kim Kardashian gibi dünya jet sosyetesinin ve Boris Johnson gibi ünlü siyasetçilerin, ünlü iş adamlarının yer aldığı zayıflama ilaçları kullanımı dünyada çılgınlık boyutuna ulaştı.
İlaçlara aşırı ilgi nedeniyle dünyanın en büyük ilaç firmaları üretime yetişemiyor, ilaçlar karaborsaya düştü.
Konuyu dünyanın ünlü dergileri manşetlerine taşıdılar, konusunda özel haberler yaptılar.
Economist’in Mart 2023 sayısında “Yeni ilaçlar dünyadaki obezite salgınına son verebilir mi” başlıklı makale çıktı.
The Guardian’da da haftalardır bu ilaçların sürdürülebilirliği ve insan sağlığını nasıl etkileyeceği konusunda yazılar çıkıyor.
Bilim dünyasında obezitenin ilaçla tedavi edilmesindeki artıları ve eksileri tartışıyor.
Aslında bu ilaçların popülaritesinin artmasının arkasında iki gerçek var.
Pandemide tüm dünyada obezite oranının artması ve klasik obezite tedavi yöntemlerinin yetersiz kalması.
Önemli bir bölümü bilimsellikten uzak, sürdürülebilir olmayan diyetler, kısa bir süre kilo verip tekrar kilo almaların sürekli diyet yapmanın getirdiği yorgunluk insanlarda bıkkınlık oluşturdu.
Sosyal medyada kontrolsüz reklamı yapılan zayıflama otları, bitkisel adı altında merdiven altı satılan, içeriği bilinmeyen, ruhsatsız, güvenilirliği kanıtlanmamış otlar ya da karışımlar nedeniyle birçok insan hayatını kaybetti.
Endikasyonu olmadan kontrolsüz olarak, uzmanlaşmamış merkezlerde yapılan zayıflama ameliyatları birçok insanda ciddi komplikasyonları ve sağlık sorunlarını beraberinde getirdi.
Öte yandan daha önceki obezite ilaçları etkili olmadı, ruhsat alabilen birkaç ilaç ciddi yan etkileri nedeniyle kısa sürede piyasadan çekildi.
Yeni çıkan GLP 1 / GIP analogları obezite tedavisinde ciddi klinik çalışmaları ve araştırmaları yapılmış, FDA, EMA gibi ciddi kurumlardan onay alan ilk ilaç grubu oldu.
Aslında GLP 1 / GIP analoglarının hikâyesi ilginç.
Bu ilaçlar önce kan şekeri kontrolünü sağladığı için diyabet ilacı olarak piyasaya çıktı.
Daha sonra bu ilaçların daha yüksek dozlarda kilo kaybı özelliğinin bulunması ile ilaç şirketleri araştırmalarını bu yana kaydırdı, ardından zayıflatma ilacı olarak piyasaya çıkardılar.
Şu anda aynı molekülün biri diyabet, diğeri zayıflama ilacı olarak pazarda dozları farklı, ama içeriği aynı iki ilacı var.
Yeni kuşak obezite ilaçları etkisini sindirim sisteminden salgılanan GLP 1 ve GIP hormonunu taklit ederek yapıyor. Bu hormonların vücutta gıdaların midede sindirimi yavaşlatan, iştahı kesen, tatlı krizlerini ve acıkma ataklarını önleyen etkileri var. Sonuçta bu ilaçların etkili bir kilo kaybettirici özelliği ön plana çıkıyor.
Bu grupta şimdilik Liraglutide, Semaglutide ve Trizepatide adlı üç molekül var. Bu ilaçların enjeksiyon ve tablet formları var.
Ancak bu ilaçların çok dikkatli kullanılması gerek.
Tüm ilaçlarda olduğu gibi bu ilaçların da yan etkileri var. Bazı hastalarda bulantı ve sindirim sistemi sorunları oluşturabiliyor. Kontrolsüz kullanımında pankreas enzimleri amilaz, lipaz yükselebiliyor nadiren pankreatit vakaları bildirilmiş.
Uzun süreli kullanımında doza karşı duyarsızlık oluşabiliyor. Zamanla doz titrasyonu yapılması gerekiyor.
Bu nedenle kesinlikle doktor kontrolünde kullanılması gerekli ve şu anda en büyük risklerden birisi bu ilaçların kontrolsüz kullanımı.
Bu grup obezite ilaçlarında başka önemli sorun ilaçların fiyatlarının çok yüksek olması. Hem insanların hem de bu ilaçları kendi sağlık sistemlerinde geri ödeme kapsamında olduğu ülkelerin bütçelerini zorluyor.
Yakın gelecekte 50 milyar dolarlık bir pazar oluşacağı tahmin ediliyor.
Ancak salgın hastalıkları bir tarafa bırakırsak dünyada en yüksek ölüm nedeni içinde ilk sırada kronik hastalıkların olduğu, kalp damar hastalıkları, hipertansiyon, diyabet gibi kronik hastalıklarında bir numaralı tetikleyicilerinden birisinin obezite olduğu unutulmamalı.
Son 50 yılda gelişen teknolojinin insan yaşamına getirdiği kolaylıklar hareketsiz yaşam, hazır yiyeceklerle beslenme, obezitenin dünya genelinde artışına neden oldu. Buna pandemi de eklenince obezite dünyada patladı, bir numaralı ölüm nedenleri arasında ilk sıralara çıktı ve ne yazık ki dünyada bugüne kadar hiçbir ülke obezite mücadelede başarılı olamadı.
Artık çocukların ve gençlerin üçte biri, erişkin erkeklerin yarısından fazlası kadınların dörtte üçü fazla kilolu.
Obezitenin kontrolü demek sadece estetik bir problemin çözümü değil, milyonlarca insanda yüksek tansiyonun, diyabetin, kalp damar hastalıklarının, kalp krizinin, felçlerin, kanserin kontrolü anlamına gelir.
Bu nedenle yeni kuşak obezite ilaçları çok önemli.
Obezite tedavisinde etkili ilaç demek sadece estetik sorunun çözülmesi değil kalp damar hastalıkları, diyabet, hipertensiyon gibi kronik hastalıkların önlenmesi demek.
Ancak fiyatının yüksekliği ilaçtan ekonomik gücü olmayan belirli kesimin kullanımını sınırlıyor.
Diğer taraftan kullanımdan bir süre sonra ilaca duyarsızlık gelişmesi, uzun dönemli sonuçları konusunda yeni verilere ihtiyaç olması uzun süreli kullanımda sorun oluşturuyor.
Günümüzde halen obezite tedavisinde doğru beslenmenin yerini tutan başka bir etkili yöntem yok.
Ama bu ilaçlar hem iştahı kontrol ettiği, aşırı beslenmeyi önlediği hem de sürdürülebilir diyet uygulamasını kolaylaştırdığı için önemli bir seçenek.
En azından gereksiz, etik dışı yapılan bazı obezite ameliyat uygulamalarına son verdiği için önemli.
Artık gelecekte bu ilaçların artı ve eksi yönleriyle hem ülke ekonomilerini ve hem de insan sağlığını nasıl etkileyeceği bilim insanları ve ekonomistler arasında ciddi olarak tartışılıyor.