Bugün 19 Ocak itibariyle yürürlüğe giren Gazze’de ateşkes ve esir takası anlaşması, yeni bir diplomatik hamlenin sonucu değil. İsrail ile Hamas’ın dolaylı pazarlığında Mayıs 2024’ten beri masada duran anlaşma taslağının İsrail kabinesinde onaylanmış halinden ibaret. Binlerce can giderken bugüne kadar neden onaylanmadı, herkesçe malum. Netanyahu, Kuzey Gazze’ye yerleşmeye göz dikmiş ultra milliyetçi kabine üyelerinden korktuğu için. Şimdi neden onaylanmasına önayak oldu? Trump’tan korktuğu için.
Haber portalı “Walla”nın Knesset muhabiri Tal Shalev’in dediği gibi “Netanyahu’yu korkuları yönetiyor. Düne kadar, Ben-Gvir ve Smotriç etkisiyle koalisyonun çökmesini en büyük tehdit görüyordu. Ama artık en büyük korkusu Donald Trump.” Yakın çevresinden sızan bilgilere göre Netanyahu ta geçen yaz, Trump seçimi kazanır da iş başına gelirse ancak o zaman Hamas’ın elindeki rehineleri kurtarmak için harekete geçeceğini söylüyordu. Trump’ın daha göreve başlamadan bu kadar ağır baskı uygulamasını ise beklemiyordu ama nihayetinde “bağımlılık” gereği teslim olması gerektiğini anladı.
İran’ın nükleer programına karşı önleme veya imha harekatında Trump’ın desteğine ihtiyacı var Netanyahu’nun. Gazze savaşı nedeniyle tavsayan Suudi Arabistan’la uzlaşma ve Batı Şeria’daki yasa dışı yerleşimlerin genişletilmesi konusunda da Trump’a muhtaç.
Neticede Trump, selefi Biden’ın yapamadığı işi kısa sürede kotardı. Hem de Katar ve Mısır’ın arabuluculuğunda Biden ekibinin de katkısıyla Mayıs 2024’ten beri masada duran koşullarla. O tarihten bu yana on binlerce Filistinli daha can verdi, içerideki tepkiye rağmen Netanyahu inatla savaşı sürdürdüğü için İsrailli rehinelerin sekizi öldü, İsrail’in asker kaybı da 122’yi buldu. Ordu yönetimi Gazze’de mutlak kontrolün mümkün olmadığını söylediği halde Netanyahu, Hamas’a karşı “topyekûn zafer” propagandası yürüttü. Ne zaman ki Trump “20 Ocak’ta ben başkanlığı devralmadan rehineler bırakılmazsa sorumlulara cehennemi yaşatacağım” tehdidini savurdu, her ne kadar gülünç kaçsa da etkisini gösterdi. Ortadoğu temsilcisi Steve Witkoff’u gönderip işi bitirdi. “Şabat günü gelmemesi” salık verilen eski gayrimenkul yatırımcısı Witkoff’un Yahudi olduğu halde bu muameleye çok öfkelenip “Anlaşmaya mecbursunuz” diye nokta koyduğu malum.
Trump'ın özel temsilcisi Steve WitkoffYARGI KILICI TEPESİNDE
Gazze’de ateşkesin akıbeti şu aşamadan itibaren maalesef Bibi’nin cambazlık maharetine bağlı. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin yakalama kararından daha keskin bir kılıç var tepesinde; bağımsız İsrail yargısı. İtamar Ben-Gvir ve Bezalel Smotriç gibi ultra sağcı bakanlar kabineyi terk ettiği takdirde seçime gidilecek ve koalisyon çökünce İsrail yargısının Netanyahu aleyhindeki yolsuzluk davasını karara bağlaması için süreç başlamış olacak.
Netanyahu 2020’de başlayan yargılamada rüşvet, sahtekarlık ve güveni suiistimalle suçlanıyor; kendisi ve karısı Sara’yla ilgili medyada yandaş propaganda için Bezeq Telecom Israel şirketine 500 milyon dolarlık kıyak, karısıyla birlikte Hollywood ve Avustralya’daki milyarder Yahudi iş insanlarından 210 bin dolar değerinde hediyeler almak, muhalif medyaya kumpas kurmak gibi suçlamalar var. Rüşvetin cezası on yıla kadar hapis ve/veya para cezası, güveni suiistimal ise üç yıla kadar hapisle cezalandırılabilir. Bununla birlikte Netanyahu suçlamaları kabul etmediği için hızlı bir yargı kararı da beklenmiyor. Başbakanlıktan düştükten sonra anlaşma yoluna gitmediği takdirde mahkeme heyetinin hüküm vermesi aylar sürebilir.
Netanyahu geçen ay Tel Aviv mahkemesinde ifade verdiNetanyahu hapis badiresini atlatmak için yasal düzenlemeyle yargı yetkilerini kısıtlamaya çalıştığı dönemde İsrail haftalar süren protesto gösterilerine sahne olmuştu. Ancak Gazze savaşının başlamasıyla birlikte Netanyahu davası gündemden düştü, birlik ruhu hasıl oldu, yargıya darbe protestolarının yerini rehine yakınlarının isyanı aldı. Bütün gözlemci ve analistlerin fikir birliğine vardığı üzere Netanyahu’nun rehineleri kurtarmak gibi bir planı yoktu. Koalisyon çöker korkusuyla oyalama yoluna gitti.
YENİ BAŞLANGIÇ NE KADAR SÜRECEK
Şimdi iki tarafta yeni başlangıç umudu var; Gazzeliler nihayet çocuklarının ölmeyeceği ve harabeye çevrilmiş de olsa kuzeydeki evlerine dönüş umudunda. İsrail tarafında ise yakınları rehinelerin dönüş yolunu gözlüyor.
Ateşkes anlaşması uyarınca ilk 42 gün içinde çocuklar, kadınlar ve hastalarla yaşlılar dahil 33 rehine; ardından erkek askerler ve askerlik yaşındaki erkekler serbest bırakılacak. Buna karşılık İsrail cezaevlerindeki bin Filistinli salıverilecek. İsrail ordusu aşamalı olarak Gazze Şeridi’nden çekilmeye başlayınca, kuzeye dönüş mümkün kılınacak. Ateşkesin kalıcılığı sağlandığı takdirde savaş sona erecek, yeniden imar dönemi başlayacak. Eğer her şey yolunda giderse!
Anlaşma her biri 42 günlük, diğer bir ifadeyle altışar haftalık üç aşamadan oluyor. İlk gün serbest bırakılacaklar arasında beş kadın asker de bulunuyor. Ardından her yedi günde bir diğer rehinelerin bırakılması takip edecek.
İlk günden itibaren Gazze’ye insani yardım hızlanacak; günde 600 kamyon yardımın Mısır sınırından geçirilmesi planlanıyor. Anlaşmanın bu veçhesi bile İsrail’in Filistinli sivilleri aç bırakmayı savaşta silah olarak kullandığını, insani yardımı müzakere konusu haline getirerek kasten düşük tuttuğunu gösteriyor.
Han Yunus'ta yemek dağıtımı, yaşananlar içler acısıİkinci aşamanın sonuna kadar İsrail ordusunun topyekûn çekilme işlemini tamamlaması gerekiyor. Üçüncü aşamada ise Gazze’nin yeniden imarı başlıyor. Galibi olmayan ama 47 bin Filistinlinin canına mal olan savaş bitmiş oluyor. Eğer ilk aşamanın 16’ncı gününde başlayacak yeni müzakere faslı selametle devam edebilirse!
Ateşkesin en geç 16’ncı günü, ikinci aşamada atılacak somut adımları görüşmeye başlayacaklar. Her iki taraf da İsrail ordusunun çekilmesine dair ayrıntıları masaya getirecek – asker çekilirken aynı zamanda Filistinliler kuzeye dönebilecek mi? Geri dönüş nasıl ve kimin kontrolünde olacak? İsrail cezaevlerinden hangi Filistinliler salıverilecek?
Bu konularda taraflar büyük ölçüde farklı pozisyonlarda ve kısıtlı bir takvimde müzakerelerin tıkanması riski var. İsrail ve Hamas ikinci aşamaya birkaç hafta kala ihtilafa saplandığı takdirde ateşkes son bulabilir, geri kalan rehineler serbest bırakılmaz, ordu Gazze’de kalır ve savaş kaldığı yerden devam eder. Bu durum Netanyahu açısından Trump’ın dilekleriyle kabine şahinlerinin tehditleri arasında bir orta yol olabilir. O aşamada rehinelerin bir kısmı bırakılmış olacak, İsrail askeri ise Gazze’deki varlığını koruyacaktır. Savaş devam ederken, aşırı sağcıların yeni yerleşimler kurmak istediği Kuzey Gazze’ye Filistintilerin dönüşü suya düşer. Zaten Netanyahu’nun yakın çevresi, ilk altı haftadan sonra silahların yeniden ateşlenmesi ihtimalini dile getiriyor. Bu kesime göre neticede Trump, İsrail ordusu Gazze’nin neresini işgal altında tutuyor meselesiyle ilgilenmez, ayrıca Netanyahu uzlaşmaz tarafın Hamas olduğunu ABD başkanına izah eder!
GAZZE’Yİ KİM KONTROL EDECEK?
Bütün rehineler serbest bırakılıp İsrail askeri tamamen çekilse bile barışın ne kadar süreceği şüpheli. Çünkü Gazze kimin kontrolünde olacak henüz belli değil. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Gazze’nin tam yetkili sorumluluğunu üstlenmeye hazır olduklarını açıkladı. Ancak bu irade, 2007’de Gazze yönetimine hakim olan Hamas ile Batı Şeria’daki Fetih kadrosunu yeniden çatışma eşiğine getirebilir. Mevcut İsrail hükümeti de Abbas’ın Gazze’de kontrolü ele almasını kategorik olarak reddediyor; Gazze'ye yeniden yerleşme hayalleri dışında siyasi bir planları olmadığı da ortada. Belki bir teknokratlar hükümetinin iş başına gelmesi çözüm olabilir ki, Hamas aylar önce bu öneride bulunmuştu. Ancak Ramallah’ın katılımı olmadan imkansız görünüyor. Katar veya Mısır’ın bu rolü üstlenmesi ise ihtimal dışı.
Bu şartlarda geriye tek seçenek kalıyor, Hamas’ın Gazze’deki hakimiyetini sürdürmesi. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken geçen hafta, Hamas’ın kaybettiği savaşçı kadar yeni kuvvet topladığını açıkladı. İsrail hava bombardımanları ve kara muhareberinde, Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el Kassam Tugayları’nın 21 taburuna önemli ölçüde kayıp verdirdi. Hamas’ın ölen savaşçılarının sayısı bilinmiyor, İsrail’in iddiasına göre 20 bini buluyor. Hamas’ın topladığı eğitimsiz yeni kuvvetler de otomatik silahlar ve roketatarlarla aylardır gerilla savaşı yürütüyor. Bu nedenle İsrail’in, İsmail Haniye’den Yahya Sinvar’a Hamas’ın lider figürlerini öldürmesi pek ağırlık taşımıyor.
İsrail ordu istihbaratta Filistin masasının eski direktörü Michael Milshtein’a göre, Hamas ateşkesten yararlanarak yeniden silahlanıp askeri yapısını yeniden inşa edecek. Hamas sadece yenilmemekle kalmadı, savaşla geçen 15 ayın ardından Gazze’deki egemen güç olmaya devam ediyor.