Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Esin Övet Kıskançlık, hasetlik iş başında

        Ülkenin en iyi oyuncularından biri olan Serenay Sarıkaya'nın geldiği durumu bir haberci olarak dehşetle izliyorum.

        Şöyle ki, daha önce de yazdım yine tekrarlıyorum. Serenay Sarıkaya'yı oynadığı "Adanalı" dizisinin setinde tanıdım. Sanırım 16 yaşındaydı ve Selanik'te çekilen bölümlerinde üç gün geçirdiğim genç kız güler yüzlü, pozitif, vicdanlı, pırıl pırıl, heyecanlı ve yetenekliydi. O günden bugüne de takip ediyorum, izliyorum, sayısız röportaj yaptım. O küçük kız ile tek farkı geliştirdiği oyunculuğu. Bir kez bile saygısız, asık suratlı, terbiyesiz, edepsiz bir yanını görmedim, göstermedi. Sahada dolaşan muhabir arkadaşlara da bir saygısızlık yaptığını ne işittim, ne duydum. Ki bizler camiamızda, kendi aramızda ünlülerin değerlendirmesini illa ki yapar, konuşuruz. Bir kez bile Serenay hakkında tuhaf düşüncelere şahit olmadım. Ve bu yetenekli, çalışkan, kendi tırnakları ile bir yere gelmiş kadının "Torpil" adı altından harcanmasının çok büyük acımasızlık olduğunu düşünüyorum. O yüzden de dün izlerken üzüldüm. Ve şu an, "Altın madeni bulmuş" gibi Serenay'a saldıranların da "Kıskançlık, hasetlikten" hissiyatı ile mutlu olduklarını görüyor ve izliyorum.

        Yazık!!!

        Gerçekten magazin tarihine dönüp baktığımızda bu tarz olayların çok örnekleri var. Tek fark, "Serenay Sarıkaya" savcının karşısına geçip, "Kamufle bir aşk yaşamıyorum. Yaşadığım aşk gerçek. 5 milyon dolar da almadım. Hesaplarımı kontrol edin" diyor. Yani olay mahkemeye intikal etti.

        "Daha neler göreceğiz?" derken bunu da gördük, yaşıyoruz.

        Daha önce de yazdım, yine yazıyorum. Keza bir menajer olarak Ayşe Barım'ın da menajerliğinin harcandığını düşünüyorum. Hak-hukuk meselesine gelirsek çıkamayız bu konudan. Çünkü birçok sektörün daha da fazla hak-hukuk yiyenleri vardır. Ki Ayşe bir menajer olarak yapması gerektiğini yapıp sanatçılarına da çok iş bağladığı için suçlanıyorsa o zaman bizler daha çok suçlu menajerleri ekleriz bu listeye ve günlerce konuşuruz.

        Velhasıl!!!

        Çoğu kişinin çok sevmeyeni var. İlla ki, herkes herkesi sevmek zorunda değil. Ancak sektörde maalesef hasetlikle, kıskançlıkla beslenen de çok insanı var. Tüm rolleri, tüm işleri, tüm şaşaalı lüksleri o kişilere verseniz de mutlu edemezsiniz. Hiç bir zaman da mutlu olmazlar. Çünkü hep daha fazlanın peşindeler.

        Bu tiplerin köpürtmesiyle de bu konu daha da dallandı, budaklandı ve çirkin bir hal aldı.

        ***

        Bizim ülkemizin bir de olmazsa olmazları var

        -Kendi imkanlarınla bir yere gelemezsin mesela. Eğer geldiysen ve başarılı olduysan illa ki torpil yapılmıştır!

        -Hele ki tırnaklarınla kazımış, bir yere gelmiş ve bir de üstüne üstelik kadınsan vah haline!!! Olmaz canım, olamaz... İlla ki, birileriyle bir şeyler yapmışsındır. Yetenekli olmanda hiç fark etmez. Kadınsın ya illa ki, birilerinin yatağından geçmişsindir. Yoksa nasıl geleceksin canıııım!..

        Diye uzar gider bu mesele..

        Maalesef erkekler kadar bu düşüncede olan kadınların varlığı bir hayli çok ve en çok da bu korkutuyor beni. Kadının kadına ettiği de burada devreye giriyor.

        Çünkü başarılıysan, arkanı birine de yaslamadıysan kimse inanmıyor. İlla ki birileriyle yatıp, kalkmışsındır. Ne senin yaşadığın zorlukları tahmin edebiliyor, ne de düşünebiliyor. Sadece "Olmuştur", "Yapmıştır" diyerek buna inanıyor. Ve bu fikrinden de asla vazgeçmiyor.

        Yıllardır bu camiada olup kendi başıma, dimdik ayakları üzerinde duran bir kadın olarak ben de zaman zaman bu zihniyet ile savaştım. Hala da savaşıyorum. Ama üzgünüm bu tipler yok olmuyor, olmayacaklar.

        Sonuç olarak;

        Serenay Sarıkaya'yı bu suçlamalar yıkmaz. Daha da güçlendirir. Çünkü yetenek "Torpil" ile var olan bir şey değil.

        Ayşe Barım'ı da yıkmaz. Tabii şirketinde bazı vergi usulsüzlükleri çıkmazsa o da bu durumdan gayet güçlü çıkar ve onunla çalışmayan, çalışmak istemeyen ünlüler de onunla çalışmak ister.

        ***

        Kısacası

        Gelinen noktada da magazin dünyasında bu tarz çok olaya şahitlik ettik, gördük, duyduk, gözlemledik. Bu olayda da illa ki, usulsüzlük var ise ortaya çıksın, çıkmalı da...

        Birçok sektörde sıkıntı var ise onlar da çıkmalı. Sonuç olarak kocaman bir sektör ve çok ciddi çalışan var. Ancak sektörün kendi içinde de çok sökükleri var. Kendi aralarında da bu sökükleri yamamadan dikmeleri ve düzeltmeleri de şart. Ama bu da çok zor ve imkansız gözüküyor.