Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Esin Övet Gupse ve "Kıskançlık Kası"
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Şu ara Barış Ardıç ve Hande Erçel "Rüzgara Bırak" filmi gündemde. Dizinin başrol oyuncusu Barış Arduç'un eşi Gupse Özay'a, "Kıskanmıyor musunuz?" diye bir soru sorulmuş.

        Gupse de "Hande ve Barış'ı aşırı beğeniyorum ikisi de çok güzel bir enerji yakaladı. Kıskançlık duygum yok. O kasım eksik. Kaç senelik evliyim, duygu olarak da öyle bir duygum yok. Zekasını kıskanıyorum bütün arkadaş grubumda bunu biliyor" demiş.

        Şahsen kendi adıma Gupse'yi anlıyorum. İşin içinde "İş" var ise, yani mantık çerçevesinde ilerliyorsa bazı şeyleri ben de kıskanmam. O "Kıskançlık kas"ı denen şey bende de yok. Ancaaaaak, ama, lakin, velakin, "Benim asla kıskançlık duygum yok, hiçbir şeyi kıskanmam" diyen kadına da inanmam. İlla ki, bir şeyleri kıskanma duygusu vardır hele ki, biz kadınların. Özellikle hemcinslerimiz bu konuda da bizleri rahatsız ederse illa ki kıskanırız bir şeyleri. Demek ki, Gupse'yi bu konuda kimse rahatsız etmemiş, Hande çok usturuplu davranmış öyle yol almış ki, o kas devreye girmemiş. Bu da iyi bir şey.

        Bir kadının hele ki, Gupse gibi akıllı bir kadının "Kıskançlık kas"ı harekete geçerse vah ki ne vah Barış'a. Aman dikkat!!! Hatta bunun üzerine bir film bile çıkar. Hem Gupse Özay'ın filmlerinde aslında, kıskançlık başrolde. Gerek "Görümce" olsun, "Lohosa" olsun ciddi ciddi kıskançlık temaları işleniyor. Ve sanırım o kası orada devreye sokuyor, kullanıyor, tüketiyor normal hayatına bulaştırmıyor. Bu da akıllıca bir yöntem. Fakat söylediği "Kıskançlık kası" ibaresi günlük dilde yaygın olmayan bir söz. Bunu da özellikle filmlerine yerleştirmesini bekliyorum.

        ***

        Şirinler Köyü

        Ferdi Tayfur ölümünün ardından vasiyeti açıklandı. Vasiyetine göre, Ferdi Tayfur'un; İstanbul ve Yalova'daki evlerinin bir kısmı Darüşşafaka, TSK ve LÖSEV'e. Yalova'daki 8 villa LÖSEV'e. Marmaris'te iki daire, İstanbul'da bir daire Darüşşafaka'ya. Mudurnu'daki daire TSK'ya. Şarkılarının hakları yeğeni Nilüfer'e. Kalan mal varlıklarını çocukları, torunları, yeğenleri ve nikahlı eşi Zeliha Bayburt'a bıraktı.

        LÖSEV Başkanı Üstün Ezer de, Ferdi Tayfur'un bağışladığı Yalova Çınarcık'taki 8 villanın, lösemili çocukların nefes alacağı bir "Şirinler Köyü'ne dönüşeceğini hemen açıkladı.

        Bunların hepsi çok güzel, çok keyifli. Tek keyifsiz yanı çocukların miras kavasına girmesi.

        İnanın artık böyle ünlü insanların miraslarını bölüşme çabasında olan çocuklarla ile ilgilenmeyeceğim. Onları konuşmayacağım, dillendirmeyeceğim bile. Onları edepsizliği ile baş başa bırakmak istiyorum.

        Çünkü Ferdi Tayfur ölmeden önce kendi istediği bir şeyi beğenmeyip kavga ediyorlar. Arkadaş bu adam çocukluğundan bu yana çalışıyor, didiniyor, bin tane zorluk çekmiş. Ne çocukluğunu, ne gençliğini, ne yaşlılığını doğru düzgün yaşayamamış. Sen adamın parası için kavga ediyorsun, hak talep etmeye çalışıyorsun.

        Cenazesinde saygı göstermediniz bari şimdi az biraz saygı gösterip susun az biraz!!!

        ***

        Övünün

        -Ne kıymetli babamız varmış.

        -Ne kıymetli bir adamın soyadını taşıyorsunuz.

        -Ne güzel ne kıymetli bir iz bıraktı arkasında.

        -Devletine yararlı oldu.

        -Ne güzel yerlere bağışlamış parasını. Herkese deva olacak.

        Diye sevinmeniz lazım yine arkasından tonlarca laf, kavga, gürültü, tartışma. Pes!!!

        Allah ıslah etsin.