Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Rıdvan Dilmen Forvetsiz oyun bir şehir efsanesi

        Dünkü maçı yine keyifle izledim.

        Genelde geçmişe dönük istatistiklere ve yıllar sonra bunu yendik, bunu yenemedik gibi şeylere pek bakmıyorum. Çünkü hayat hızlı geçiyor.

        Asıl soru şu; biz neden daha önce İzlanda'ya ve Letonya'ya karşı bu kadar başarısız bir tablo çizdik? Bence problem biz de...

        Bizde derken; İzlanda geçmişteki kadrolarına göre daha da zayıfladı.

        Bizim Çocuklar'ın aldığı bu muhteşem galibiyetin sebebi de tabii ki bu değil.

        Şu anda bizim milli takımımız, Avrupa'da her takımla baş edebilecek düzeye gelmiş durumda. Aslında Avrupa Şampiyonası'nda dolu dolu oynamamamıza rağmen, kaybettiğimiz Hollanda maçı da dahil pırıltıları görmüştük.

        Belki çok iyi oynamadık ama "Türkler geliyor" mesajı vardı. "Türkler geliyor" mesajları uzun yıllardır var ama bu geçici bir süreçti.

        Şöyle ki; o dönem için sürpriz bir maç kazandık, evet "Türkler geliyor" ama daha sonra istikrarı yoktur biliyorsunuz.

        Şimdi bir oyun istikrarı yakalıyoruz. Oyun istikrarı nedir?

        Oyun anlayışı, topa sahip olma, daha fazla kompak bir oyun ya da çok risk alınan bir oyun.

        Artık bir oyuncu yapımız ve felsefemiz var. İspanya Milli Takım'nı görüyorum. Altyaş gruplarından, U21'den A Milli Takım'a gelen oyuncular var. Maç tecrübesini daha alt yapılarda yaşamış oyuncular.

        Türkiye'de Trabzonspor, Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş, Avrupa'da Benfica, Juventus, Real Madrid gibi çok önemli kulüplerde oynuyorlar. Buna bir de güven ekleniyor.

        Unu, şekeri karıştırıp iyi bir helva yapmak gerekiyorsa zaten Montella bunu yapıyor.

        Aslında Avrupa Şampiyonası'nda hocanın kafasında Uluslar Ligi'ne kadar belli bir oyun formatı yoktu. Gün gün gidiyordu fakat oyuncular teknik direktörlerine "Biz bunu oynayamıyoruz, dün ve daha önceki İzlanda daha önceki Karadağ maçlarındaki gibi oynamak istiyoruz" dedi. Bunun başlığı şu: Bağlasan durmaz!

        Oynadıkları oyunla "Hocam siz bizi bağlasanız da biz durmayız, hep öne doğru oynayabilecek oyuncular grubuyuz" diye çağrıda bulundular.

        Montella da Avrupa Şampiyonası'ndan sonra şöyle dedi ki; "Bu oyuncuları biz bağlasak durmaz!"

        Bu takıma kontrollü, dengeli oyun oynatamazsın. Bizim Avrupa futboluna göre farkımız da bu olacak.

        Tek tek oyunculara baktığımız zaman set oynayabilecek Hakan ve Orkun'un ortak özelliği, öne doğru da oynayabilen ve golcü orta sahalar. Önlerindeki Arda'nın da zaten ne kadar yaratıcı olduğunu biliyorsunuz.

        FORVET YOK DEĞİL FORVET BOL!

        Gelelim forvetsiz oyun şehir efsanesine... Şu anda Montella'nın en çok haksızlığa uğradığı eleştiri bu. Oyuncu tercihlerini, formatı eleştirebilirsiniz ama hocayı şu anda eleştirmek bu konuda büyük haksızlık. Neden mi? Biz bırakın forvetsiz değil, 4-5 forvetle oynuyoruz!

        Arda, Kerem, Kenan, Barış Alper, Bertuğ ve İrfan Can... Bu isimlerden 4'ü mutlaka forvet oynuyor. Arda ve İrfan Can'ın forvet arkası de özelliği var. Forvetsiz oyun büyük bir şehir efsanesi! Gol dağılımına baktığımız zaman; Kenan'dan, Kerem'den, Arda'dan, İrfan Can'dan, Barış Alper'den gol bekleriz. Hatta şutör Hakan ve Orkun'dan da bekleriz.

        Stoperlerimizin de duran toplardaki etkinliğini de asla unutmayalım. Karadağ maçında, Kaan Ayhan hariç oyuna giren çıkan isimlere bakarsak 7 forvetle oynadık.

        Forvet oyuncularını uzun boylu, ceza sahasında orta bekleyen bir oyuncu profili olarak adlandırmak asla doğru değil.

        Tabii ki yarın sıkışacak maçlar olacaktır. Milli takımlarda SINIRSIZ TRANSFER vardır. O yüzden hoca bazı maçlarla ilgili farklı kadro tercihleri yapabilir.

        Ayrıca şu anlamda gurur duyuyorum, Avrupa Şampiyonası (EURO2024) görmüş gencecik oyuncularımız var. En az 2-3 tanesi, 4 tane daha Avrupa Şampiyonası, 4 tane de Dünya Kupası görebilir. 2005 doğumlu oyuncularımız var ve tecrübeli dediğimiz oyuncular 25 yaşındaki Ferdi, 25 yaşındaki Kerem Aktürkoğlu ve 24 yaşındaki Barış Alper... En az ikişer üçer şampiyona görebilecek oyuncular. Kenan ve Arda'yı 2040'ta da göreceğiz.

        Arda'yla ilgili bir şey söylemek istemiyorum. O Türk futbolunun yeni kuşağının büyük yeteneği.

        KENAN YILDIZ'IN ÇOK FARKLI ÖZELLİKLERİ VAR

        Kenan'a ayrı bir parantez açmak istiyorum. Futbolcunun en verimli olduğu dönem 25-29 yaş arasıdır. 19-25 arasındaki fark da tecrübesizliktir. 25 yaştan sonraki 4 dönem, en büyük olgunluk dönemleri.

        Kenan Yıldız henüz daha 19 yaşında bir oyuncu olarak şunu görebiliyorum, gerçekten dünya futboluna farklı bir oyuncu geliyor. Enerjisini doğru yerlerde kullanılacağı günler olacak. Daha ekonomik oynayacak daha kolektif olacak. 19 yaşında bir oyuncu için çok ama çok fazla özellikleri var. Gururla ve mutlu bir şekilde izliyorum.

        Bizim ligimiz zaten A Ligi, Avrupa futbolunda A Ligi'ni hak ediyoruz. Önemli olan da orada kalıcı olmamız. Bundan sonraki dönemlerde Avrupa Şampiyonası ve Dünya Kupası'na daha fazla takım gidiyor. 2026, 48 takım ile oynanacak. Bu yaş grubunu Avrupa ve dünya şampiyonalarında göreceğimizi tahmin ediyorum.

        Avrupa'da 2 ülke büyük çıkışta; Türkiye ve Avusturya.

        Avusturya ile harika maç oynamıştık. Norveç maçlarını izledim, kaldığı yerden devam ediyorlar. Bu takıma elediğimizi unutmayalım. Türkiye ve Avusturya, İngiltere, Fransa, Almanya'nın yanına doğru hızla geliyor.