Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Rıdvan Dilmen Forvetsiz değil hedef santrforsuz

        Maalesef korktuğum başıma geldi en son yazımda belirttiğim gibi Karadağ grubun en zayıf halkası olsa da asla maçı bırakmayan sürekli oyun içinde kalan bir takım görüntüsü vermişti.

        Grubun kaderini Karadağ’ın çizeceğini de aynı yazıda dikkat çekmiştim. Kazandıkları hatta puan aldıkları tek maç bizim maçımız oldu. Bizim iyi bir takımımız var; son haftaya lider girdik ve olabilecek en kötü sonuçla da play-off oynamak zorunda kaldık.

        Yine grubumuzda maçların tamamını özetlediğimiz zamanda en kötü maçlarımızdan birisi buydu. Bir diğer kötü oynadığımız maç ise Galler'den bir puan aldığımız mücadeleydi. Oradan aldığımız 1 puan ve sonrasında aldığımız galibiyetler bizi grup liderliği için favori haline getirmişti.

        Kayseri'de oynanan maçta ciddi şekilde yüklenmemize rağmen fazla pozisyon üretemememiz ve son dakikada kaçan penaltıdan sonra Karadağ ile final oynamak zorunda kaldık. Bu finali de kaybettik.

        Aslında grubu analiz ettiğimiz zaman oynanan 6 müsabakaya baktığımızda İzlanda'ya 2 maçta 7 gol attık. Aynı şekilde Galler de İzlanda'ya 2 maçta 6 gol attı. Geride kalan 4 maçta attığımız gol sayısı 2. A Milli Takım'ın 9 golü var, İzlanda maçlarını çıkardığımız zaman 4 maçta sadece 2 gol atabilmişiz. Bu tartışmaların temel noktalarından biri olarak gözüküyor.

        Hafta içi Okan Buruk'la bir röportaj yapmıştık, güzel bir sohbet olmuştu. Milli Takım'ı sorduğumuz zaman çok ilginç bir cevap aldım. Haksız da değildi... Ana problemimizin evet bu; Bizim bekimiz diyebileceğimiz bir oyuncu olmadığını söylemişti.

        Tabii ki bir diğer sorun da tipik santrfor problemi Milli Takım’da. Santrfor dediğimiz oyuncu City'deki Haaland, Barcelona'daki Lewandowski, Harry Kane yine Barcelona'dan hatırladığımız Suarez gibi... Ligimize geldiğimiz zaman tipik santrfor olarak Cenk Tosun, Avrupa'da oynayan ve sakatlıktan çıkan Enes Ünal ile alttan gelmekte olan ve Beşiktaş’ta oynayan Mustafa'yı söyleyebiliriz.

        Montella'nın kendi inandığı doğruları var; “Ben 4 forvetle oynuyorum” diyor. Evet doğru, Montella 4 forvetle oynuyor. Arda, Kerem, Barış ve Yunus hatta sağlıklı olduğu zaman İrfan Can da buna dahil ama bu oyuncuların dördü de hedef santrforlardan değil. Medyanın da forvet konusunda baskısından dolayı Montella'nın inat problemi var...

        Real Madrid'de de bunu görüyorum bu kadar maç trafiği olan bir takımda Arda'nın süre almamasını medya baskısından Ancelotti'yi negatif etkilediğini görüyorum.

        En azından Avrupa Şampiyonası'nda problemsiz bir şekilde kenarda oturup oyuna girdiği zaman da çok kritik zamanlarda mesela elenmek üzereyken Çekya maçında golü bulan Cenk'in bazen ilk 11'de bazen de sonradan oyuna girmesi gerekiyordu. Galler ve Karadağ maçlarında Cenk'e çok ihtiyacımız vardı. Enen Ünal'ın da ülkemizdeki en iyi santrforlardan biri olduğunu düşünüyorum ama çok ciddi bir sakatlık geçirdi o yüzden neden oynamadığını eleştiremem.

        Gerçek şu ki; önde oynayan Arda'yı çıktığımız zaman, Montella ileride 4 oyuncu kullanıyor. İrfan Can, İzlanda'da sağ tarafta oynadı, santrforda Kerem solda Kenan oynamıştı daha sonra Kenan cezalı olduğu için solda Barış yine merkezde Kerem ve sağda Yunus'la oynamıştı. Dünkü maçta ise sağ tarafta Yunus yine merkezde Kerem solda ise Kenan'la başladı.

        Bunun altını çizmek istiyorum; forvetsiz oyun oynamıyor Türkiye, hedef santrforsuz oyun oynuyoruz. Montella'da doğru yapmayarak Cenk'e güvenmediği için kadroya almadı. İçlerinde bir tek Semih Kılıçsoy karambol oyununda uzun boylu olmamasına rağmen bu saydığım 4 oyuncudan daha santrfor bir oyuncu.

        Semih’i de son dakikalarda kullandı Montella, Galler maçında da kullanmamıştı. En azından maçın belli bölümünde santrforsuz oynamayı inatlaşmanın eseri olarak görüyorum. Zemin şartlarında fizik olarak daha kuvvetli oyuncularla başlanmalıydı. Örneğin Barış Alper Yılmaz, çamuru söker hem de rakipleriyle omuz omuza mücadelelerde daha kuvvetli kalırdı.

        Mesela kadro tercihleri de yanlıştı, örneğin; savunmada daha önceden oynamış olduğu için sağ bek Barış'ı başlatıp Merih'in yanında Kaan'ı oynatabilirdi. Stoperlere Merih ve Kaan'la başlayabilirdi. Rakibin hemen hemen tek silahı ani ataklar, kontra ataklar Barış gibi atlet bir oyuncu da diğer oyunculara göre daha avantajlı olurdu.

        Montella'nın Barış'la başlamasının bir diğer avantajı da Kaan ve Barış'ın Galatasaray'ın ligde ve Avrupa'da oynadığı birçok maçta beraber oynaması olurdu. Tabii ki hocaların doğruları vardır... Buna Real Madrid örneğini verebiliriz, geçen sene bu şekilde şampiyon oldu.

        Bence marta kadar olan bölümde inatlaşmayıp Cenk ya da Enes Ünal iyileşirse onlara bakmakta fayda var. Barış, Kerem, İrfan Can ve Kenan 4’lüsünden santrforda birinci sırada oynayabilen oyuncu Barış'tır ama onu da kenarda kullandı. Elimizdeki A Grubu şansını kaçırmanın üzüntüsü içerisindeyiz. Bu kadroya güveniyoruz, Montella ile de yeni tartışmalar başladı. Dünya Kupası Elemeleri de başlayacak. Montella'nın da özeleştiri de yapıp ekibinin yardımıyla Cenk ve Enes Ünal gibi oyuncuları kadroya daha fazla dahil etmesi lazım.