Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dikkat çektiği yaşlı nüfus tehdidi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜİK'in 2023 yılı doğum istatistiklerine dayanarak Türkiye'nin nüfus oranıyla ilgili karşı karşıya olduğu tehlikelere dikkat çekti. Ayrıntıları Habertürk'ten Bülent Aydemir yazdı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, istatistiklere göre; 2001 yılında 2.38 olan doğurganlık hızının 2023 yılında 1.51'e gerilediğini hatırlatarak şunları söyledi:
"Nüfusun kendini yenileme eşiği olan 2.1 seviyesinin altındayız. Açık söylüyorum bu Türkiye açısından varoluşsal bir tehdittir; felakettir. Biz bu tabloyu gördüğümüz için sürekli 3 çocuk tavsiyesinde bulunuyorduk. Maalesef zaman öngörülerimizde bizi haklı çıkardı. En az 3 çocuk çağrımızın önemi bugün daha iyi anlaşılıyor. Nüfus millet olarak en büyük gücümüzdür bunu korumak zorundayız. Önümüzdeki dönem bu konularda daha kararlı olacağız. Küresel dayatmanın en bariz olduğu alanların başında cinsiyetsizleştirme politikaları geliyor. Bunun dünyada nasıl vahim boyutlarına önceki hafta düzenlenen Eurovision yarışmasında şahit olduk. Gençlere takdim edilen tuhaf tiplerin toplumsal yozlaşmanın Truva Atı olduğu açıktır."
MGSB'DE NÜFUS TEHDİDİ
Türkiye’nin Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nde de yaşlanan nüfus, demografik yapının değişmesi, göç ve göçmenlerin yol açtığı sorunlar ulusal güvenlik tehdidi olarak değerlendiriliyor.
Nüfusun korunmasına yönelik alınacak tedbirler sayılırken; gelişmekte olan ülkelerdeki hızlı nüfus artışının toplumsal baskının büyük boyutlara varmasına yol açtığı, artan nüfus için yeni olanakları, daha çok gıda ve daha fazla konut temini ihtiyacı doğurduğu anlatılıyor. Nüfusun yeterince artmaması veya azalması da ülkelerin varlığı ve geleceği açısından tehdit olarak görülüyor. Ülke gerçeklerine uygun dengeli bir nüfus oranının yakalanması anlayışı ön plana çıkarken, ülkelerin kendilerine özgü jeopolitik, ekonomik, idari ve askeri koşulları ile kültürleri ve yaşam tarzları gibi etkenler her ülkenin kendi optimum nüfus oranını belirlemesini gerektiriyor.
Türkiye’nin de bu kapsamda kendine özgü koşulları ve sorunları dikkate alınarak tespit edilen optimum nüfus oranlarının, ülkenin değişen şartlarına ve ihtiyaçlarına göre zamanında güncellenmesi ve bu bilgilerin ışığında üretilecek doğru ve sürdürülebilir nüfus politikalarının uygulanması gerekiyor.
DEMOGRAFİK YAPININ DEĞİŞİMİ
Türkiye genç nüfusu görece yüksek olan ülkelerden biri olmasına rağmen, ülkedeki doğum oranları Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dikkat çektiği gibi giderek düşüyor; yaşlı nüfus oranı artıyor. Bu nedenle demografik dönüşümün gelecek yıllarda da önemli gündem maddesi olacağı öngörülebilir.
Demografik yapıyı etkileyen diğer önemli unsurlardan biri de göçler. İstikrarsız bölgelerden ülkemize doğru; düzensiz ve kontrolsüz göçler, sosyal, kültürel ve ekonomik yapıyı derinden etkilerken, diğer yandan şehirlerin demografik yapısını da önemli ölçüde değiştiriyor.
Araştırmalar, göçmenlerin ve sığınmacıların zaman içerisinde ülkelerine dönme eğiliminde olmadığını ve yüzde 80’inin gittikleri ülkelerde kalıcı olduğunu gösteriyor. Yapılan anketler, ülkemizde geçici koruma kapsamında bulunan Suriyelilerin büyük bölümünün ülkelerine dönmek istemediklerini gösteriyor.
Sığınmacı ve göçmenler nedeniyle demografik yapıda oluşacak büyük değişimler, ilgili bölgenin ekonomik ve sosyal yapısı ile toplumsal huzuru açısından muhtelif tehlikeleri beraberinde getiriyor. Bu kapsamda; Suriyeliler, Afganlar, Pakistanlılar; Ruslar ya da Ukraynalılar olsun, ülkemize kitleler halinde geçiş yapan yabancıların belirli bölge, şehir ve mahallelerde yoğunlaşmalarının engellenmesinin; içe kapanma ve radikalleşme gibi eğilimlerin önüne geçmek amacıyla tedbirler alınması önem taşıyor.
GÖÇ HAREKETLERİ
Göç hareketlerinin temel sebepleri arasında; iklim değişikliği kaynaklı ekonomik, çevre ve sağlık sorunları öncelik taşısa da kişisel tercihler, gelecek veya güvenlik endişesi, refah veya daha iyi bir hayat kalitesi gibi arayışlar da belirleyici oluyor.
Su sorunu, aşırı hava olayları, çatışmalar, küresel olarak zorunlu yerinden edilmenin önemli itici güçleri arasında sayılıyor. Bu unsurlar her yıl yaklaşık 30 milyon insanın evlerinden ayrılmasına yol açıyor.
* Haberin görseli Shutterstock'tan servis edilmiştir.