İlk, ortanca, en küçük: Ailenizin kaçıncı çocuğu olduğunuz bakın kişiliğinizi nasıl etkiliyor!

İLK ÇOCUK

Birçok bakımdan ilk doğan çocuk, ebeveynlerine nasıl ebeveyn olunacağını öğretir. Çoğu zaman bu, birçok karara dikkatle yaklaşacakları ve ebeveynlik tarzlarında çok fazla deneme-yanılma kullanacakları anlamına gelir.

Yeni ebeveynler biraz abartılı olma eğilimindedirler ve genellikle son derece dikkatlidirler. Kuralları uygularken genellikle daha katı olacaklar ve kitabına çok sadık kalacaklardır. Bu nedenle bazı uzmanlar bu durumun ilk doğan çocuğun mükemmeliyetçi olmasına neden olabileceğini söylüyor.

İlk doğan çocuklar genellikle ebeveynlerini memnun etmeye istekli olurlar ve çok çabuk olgunlaşma eğilimindedirler. İlk çocukların sıklıkla görülen bazı özellikleri şunlardır: Güvenilir, vicdanlı, dikkatli, kontrolcü, başarılı.

Philadelphia'daki Temple Üniversitesi'nde psikolog olan Ph.D. Frank Farley, ilk doğanların ebeveynlerinden gördükleri kesintisiz ilgi nedeniyle daha başarılı olma ihtimalinin daha yüksek olduğunu söylüyor. “Birçok ebeveyn ilk doğan çocuklarına okumaya ve bir şeyler açıklamaya daha fazla zaman harcıyor. Diğer çocukların devreye girmesi o kadar kolay değil. ” diye açıklıyor.

Bu nedenle ilk doğanlar IQ testlerinde daha yüksek puan alma eğilimindedir. Bu yüksek başarı derecesi onları çoğu zaman mükemmeliyetçiliğe sürükler ve ilk doğanlar kendilerini rahat bırakma konusunda zorluk yaşayabilirler.

White Plains, New York'ta çocuk ve aile terapisti olan Ph.D. Michelle P. Maidenberg, "Genellikle yoğun bir başarısızlık korkusu yaşarlar, dolayısıyla başardıkları hiçbir şey yeterince iyi hissettirmez " diyor. Bu bazen onların esnek olmamalarına ve konfor alanlarından çıkmakta tereddüt etmelerine neden olabilir.

ORTANCA ÇOCUK

İkinci çocukla birlikte ebeveynler artık zamanlarını iki çocuk arasında bölmek zorunda kalıyor. Bu, kurallara biraz daha az dikkat edebilecekleri ve muhtemelen daha az katı olabilecekleri anlamına gelir. Bazı durumlarda bu, ikinci çocuğun büyük veya küçük kardeşleri kadar ilgi görmemesi nedeniyle insanların hoşuna giden bir çocuk olmasına neden olabilir.

“Ortanca çocuk sıklıkla dışlanmış hissediyor ve 'Ben en büyükleri değilim' duygusuna kapılıyor. Ben en genç değilim. Ben kimim?'” diyor terapist Meri Wallace. Bu nedenle ortanca çocuklar akranları arasında daha sosyal ve popüler olabilirler.

Ortanca çocuk kişilik özelliklerinden bazıları şunlardır: İnsanları memnun etmeye özen gösterirler, ilk çocuğa göre biraz daha asidir, arkadaşlık ilişkileri başarılıdır ve geniş bir sosyal çevresi vardır, barışçıldır.

Ortanca çocuklar daha çok akışa ayak uyduran bir kişiliğe sahip olma eğilimindedir. Bunun nedeni muhtemelen aileye uyum sağlamak için sürekli pazarlık yapmaları ve taviz vermeleridir.

Ayrıca evde daha az ilgi gördükleri için akranlarıyla daha güçlü bağlar kurma eğilimindedirler. Ancak bazen ortanca çocuklar kendilerine değer verilmediğini düşündükleri için zorluk yaşayabilirler. Maidenberg , "Onların dışarıda bırakılması ve karmaşanın içinde kaybolması çok kolay" diyor.

SON ÇOCUK

Ailenin en küçük çocuğu en özgür ruhlu olma eğilimindedir. Bunun nedeni muhtemelen ebeveynlerinin, büyük kardeşlerine göre çok daha rahat bir ebeveynlik tarzını benimsemiş olmalarıdır. En küçük çocuğun bazı kişilik özellikleri şunlar olabilir: Eğlenceyi seven, karmaşıklıktan hoşlanmayan, yer yer manipülatif, dışa dönük, benmerkezci.

Bazı psikologlara göre, son doğanlar her zaman en güçlü ya da en zeki olanlar olmuyor, dolayısıyla dikkatleri başka şekillerde çekiyorlar. Daha dışa dönük, sosyal ve alışılmadık deneyimlere daha açık olma eğilimindedirler. En gençlerin bazen mücadele edebildiği nokta, yaptıkları hiçbir şeyin önemli olmadığını hissetmektir.

Psikolog Dr. Kevin Leman, "Başarılarının hiçbiri orijinal görünmüyor" diye açıklıyor. “Kardeşleri konuşmayı, okumayı ve bisiklete binmeyi çoktan öğrendi. Bu nedenle ebeveynler onların başarılarına daha az spontan bir sevinçle tepki verirler ve hatta 'Neden daha hızlı kavrayamıyor?' diye merak edebilirler.”

TEK ÇOCUK

Yalnızca çocuklar benzersiz bir konumdadır. Tüm yaşamları boyunca ebeveynlerinin dikkatini ve kaynaklarını yalnızca onlar karşılar. Bu, ebeveynlerinin tüm desteğinin (ve beklentilerinin) onların omuzlarında olduğu anlamına gelir. Tahmin edebileceğiniz gibi bu hem iyi hem de kötü bir şey olabilir.

Tek çocukların kişilik özellikleri şunlar olabilir: Yaşlarına göre olgun, mükemmeliyetçi, vicdanlı, gayretli, lider ruhlu.

DOĞUM SIRASI GERÇEKTEN KİŞİLİĞİ ETKİLER Mİ?

Bu teori çok mantıklı görünse de psikoloji dünyasındaki herkes bununla aynı fikirde değil. On dokuzuncu yüzyılın sonları ve yirminci yüzyılın başlarındaki psikoterapist Alfred Adler, doğum sırası teorisine inanıyordu. İlk doğanların nevrotik olduğunu düşünüyordu.

Bunun nedeni, yıllarca ebeveynlerinin dikkatini çeken tek kişilerin onlar olması ve daha sonra esasen tahttan indirilmeleriydi. En küçüklerin daha hırslı, ortancaların ise duygusal açıdan daha istikrarlı olduğunu düşünüyordu.

Psikolog Frank J. Sulloway, daha fazla devrimci liderin son doğanlar olduğunu buldu. Bunun nedeninin daha büyük çocukların statükoyu reddetmek için daha az nedene sahip olmaları olduğunu söyledi. Ebeveynlerinin dünya görüşüyle ​​özdeşleşme olasılıkları daha yüksektir.

Doğum sırası teorisini destekleyen bazı çalışmalar da vardır. 1968'de yapılan daha eski bir araştırm, ilk doğanların tehlikeli sporlara katılma olasılığının küçük kardeşlerine göre daha az olduğunu buldu. 1980'deki bir başka çalışma , ilk doğanların daha düşük kaygıya ve daha yüksek egoya sahip olduğunu gösterdi.

Ancak bu çalışmaların birçoğu şüpheli yöntemler kullandığı için eleştirildi. En büyük sorun, bunların yalnızca belirli bir zamanda gerçekleştirilmesiydi. O halde, büyük kardeşler sadece ilk doğan değil, aynı zamanda daha büyük olanlardı.

Elbette ki çocukların kişilikleri büyüdükçe bir miktar değişecektir ve bu dikkate alınmaz. Diğer bir konu ise sadece bir kişinin kendisinin ve kardeşlerinin kişiliğini yargılamasıydı. Kendinize ilişkin algınız, başkalarının size ve sizin başkalarına ilişkin algınızdan farklı olacaktır. Bu da raporlamayı güvenilmez hale getiriyor.

AKSİ KANIT

2015 yılında Almanya'daki araştırmacılar çeşitli ülkelerden yirmi binden fazla kişiden elde edilen verileri inceledi. Kişilikte herhangi bir sistematik farklılık bulamadılar.

Diğer araştırmacılar teoriyi etkileyebilecek başka faktörlerin de olduğuna dikkat çekti. Örneğin bir kişinin ailesinin büyüklüğü doğum sırasını etkiler. Kardeş sayısı arttıkça geç doğanların sayısı da artıyor.

Almanya'daki Saarland Üniversitesi'nden psikolog Frank Spinath, doğum sırasının kişiliği etkilemesinin mümkün olduğunu ancak her ailede aynı şekilde etkilenmediğini söylüyor. “Başka bir deyişle, bir etki olabilir ama sistematik bir etki olmayabilir” dedi.

Ayrıca ebeveynlerin doğum sırasına bakılmaksızın her çocuğuna aynı şekilde davranmadığına dikkat çekti. Araştırmalar ebeveynlerin çocuklarının mizacına göre tepki verdiklerini ve onları buna göre yetiştirdiklerini gösteriyor.

Berlin'deki Max Planck İnsani Gelişme Enstitüsü'nden psikolog Ralph Hertwig, doğum sırası teorisini destekleyecek kanıtlar bulmaya çalıştı ama bulamadı. Son birkaç yılda yapılan birçok büyük çalışma buna karşı kanıtlar ortaya koydu.

Kaynak: Mystical Raven