Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Trump İncil’e el basarak yemin edip başkanlık görevini alır almaz ışık hızıyla kaçak göçmenlere sınır dışı harekatını da başlatacak diyordu bir üst düzey danışmanı. Gerçi Trump yemin töreninde İncil’e el basmamayı tercih etti ki, zaten şart değil. Amerikan başkanları tanrıya değil, Anayasa’ya bağlılık yemini ediyor. Melania Trump, müteveffa kayınvalidesinin İncili’yle Lincoln’un İncili’ni elinde tutmak suretiyle kocasının yanında durdu, o kadar.

        Trump kutsal kitaba el basmadı ama eli yasa dışı göçmenlerin yakasında olacak. Ancak göçün kaynağı Latin Amerika ülkelerindeki siyasi iklim, özellikle de milyonların terk ettiği Venezuela’daki Maduro faktörü, Küba’daki kaynamalar, Nikaragua’da giderek otoriterleşen Ortega yönetimi ve bölge liderleri arasındaki ideolojik kamplaşmalar yeni Dışişleri Bakanı Marco Rubio açısından önemli bir gündem oluşturacak. Kübalı göçmen bir ailenin oğlu olan Rubio, senatörlük döneminden beri Küba’daki komünist rejime düşmanlığıyla biliniyor ve “Havana’nın kabusu olacak” yorumları yapılıyor.

        20 Ocak 2025 - Trump'ın yemin gününde Meksika'da ABD sınırına yürüyen göçmenler
        20 Ocak 2025 - Trump'ın yemin gününde Meksika'da ABD sınırına yürüyen göçmenler

        Trump törendeki konuşmasında “Ülkemizi dış tehdit ve istilalara karşı savunacağız” diyerek daha önce de dillendirdiği bütün ipuçlarını verdi ve hemen ardından aynı gün içinde güney sınırını göçmen akınına kapatan kararnameleri imzaladı. Meksika sınırında “ulusal acil durum” ilan eden kararnameye ilaveten “güney sınırındaki mevcut durumu istila olarak sınıflandıran” başkanlık kararları çıktı. İlk başkanlık döneminde “Meksika’da kal” politikasını başlatmıştı, şimdi kaldığı yerden devam. Uyuşturucu kartelleri ve çeteler terör örgütü olarak sınıflandırılacak. Yeni dönemde Meksika sınırındaki duvar inşaatı yeniden başlatılacak ve 3 bin 200 kilometrelik sınırda devriye gücü artırılacak. Ancak sınırda konuşlandırılacak kuvvet sayısı henüz belli değil.

        Kampanya döneminde Trump, Meksika sınırında teftişte
        Kampanya döneminde Trump, Meksika sınırında teftişte

        ABD’deki mevcut mültecilerin yerleştirilmesi işlemi de dört ay süreyle askıya alındı. ABD’den iltica talebinde bulunanların başvuru yaptığı CBP One mobil uygulaması ise Trump yemin eder etmez öğle saatlerinde kapatıldı. Daha önce verilmiş randevular iptal edildi. Bu uygulama üzerinden günde ortalama 1.450 kişi başvuruyordu. Randevu iptalleri 30 bin kişiyi etkileyecek.Yeni yönetimin yetkilileri “iltica hakkı”nın tamamen son bulacağını ve her kaçak göçmenin anında sınır dışı edileceğini söylüyor.

        Sınır dışı tehlikesiyle karşı karşıya olan ABD’de yerleşik yasa dışı göçmenlerin sayısı 2024 resmi verilerine göre 11 milyonu buluyor. Bunların arasında cezaevlerindeki 435 bini aşkın tutuklu ve hükümlü ile 650 bin sabıkalı da bulunuyor. Ancak göç uzmanları, Biden döneminde sınır geçişlerinin rekor seviyeye ulaşması nedeniyle sayının 11 milyondan fazla olduğu görüşünde.

        Biden’ın ilk üç yılında, sınırı geçenlerin sayısı yılda 2 milyonu buldu. Ancak geçen yıl itibariyle Biden, bugüne kadar hiçbir Demokrat yönetiminde görülmemiş düzeyde bir çökertme harekatına girişti. Meksika’yla işbirliği yapılarak sınırı geçmeye yeltenen kaçaklar tutuklandı; sınırı geçenler ise ABD göç sisteminden men edildi. Neticede Meksika sınırından kaçak geçişler geçen yıl yüzde 24 oranında düştü.

        EN POTANSİYEL KAYNAK VENEZUELA

        Trump tarihi bir deportasyon kampanyası başlatarak “milyonlarca yabancı suçluyu geldikleri yere göndereceğini” söylüyor. İlk göreve geldiği 2017’de de milyonlarca göçmeni “derhal” sınır dışı edeceği tehdidini savurmuş, milyonun yanına bile yaklaşamamış, o yıl sınır dışı sayısı ancak 271 bini bulmuştu.

        Son yıllarda Küba, Haiti ve Nikaragua’dan Amerika’ya göç akınında yoğun artış var. Guatemala, Honduras ve El Salvador ise son üç yıldır çeteler arası savaş yüzünden Amerika yönünde kaçışlara sahne oluyor.

        Suchiate Nehri'nde Meksika ulusal muhafızınca yolu kesilen Honduraslı göçmenler
        Suchiate Nehri'nde Meksika ulusal muhafızınca yolu kesilen Honduraslı göçmenler

        Ancak en büyük potansiyel Venezuela’dan kaynaklanıyor. Nicolas Maduro’nun iktidara geldiği 2013’ten bu yana yokluk ve baskılar nedeniyle sekiz milyon vatandaş ülkeyi terk etti. 2024 Temmuz seçiminde muhalefetin adayı Edmundo Gonzalez önde giderken Maduro’nun galip ilan edilmesi ülkede bunalımın dozunu artırdı. Maduro altı yıl daha görevde kalacağı için özellikle genç kuşak ülkeden kaçış yollarını gözlüyor. Bu nedenle önümüzdeki dönemde kitlesel göç hareketi bekleniyor.

        Venezuela’dan göç Biden yönetimini uzun süre test etti. Kolombiya-Panama arası cangılları ve Meksika üzerinden Rio Grande Nehri’ni aşarak Teksas sınırına kapağı atıyordu binlerce Venezuelalı. Cumhuriyetçi Teksas yönetiminin bu göçmenleri otobüslere doldurup New York gibi Demokrat kentlere bıraktığı vakalar yaşandı. Biden göç krizini bertaraf etmek için Venezuela ile uzlaştı; serbest ve adil seçim güvencesi karşılığında Venezuela’ın altın, gaz ve petrolüne ambargoyu kaldırdı. Ancak seçim beklediği gibi yürümedi, Maduro’nun galibiyetini tanımadı Washington. Kitlesel göç hareketinin başlangıcı da Maduro’nun 2015’te parlamento seçimlerindeki yenilgiyi kabul etmemesi olmuştu.

        Guatemala'dan Meksika'ya geçen Venezuelalı göçmenler
        Guatemala'dan Meksika'ya geçen Venezuelalı göçmenler

        Küba ve Nikaragua da Trump yönetiminin göç dalaşına gireceği ülkeler olarak gösteriliyor. Çin’den başlayıp Küba’ya uzanan komünizm nefretiyle bilinen Dışişleri Bakanı Rubio bu ülkeleri kast ederek “Uyuşturucu teröristleri, diktatörler ve despotlar kadın ve çocuk ticareti yapmak, şehirlerimizi fentanil ve azılı suçlularla doldurmak için açık sınırları kullanarak kitlesel göçü kışkırtıyor” diyor.

        Amerika’ya kıta dışından göç akını son dört yılda yüzde 53 oranında arttı. Bu trendin baş sorumlusu olarak Nikaragua lideri Daniel Ortega gösteriliyor; başkent Managua havalimanını insan kaçakçılarının transfer merkezi haline getirmekle suçlanıyor. Dünyanın dört bir yanından gelen düzensiz göçmenler yüklü bir giriş vergisi ödedikten sonra Amerika’nın yolunu tutuyor.

        Zamanında Somoza diktasına son veren Sandinistaların devrimci lideri Ortega’nın otoriter lider olarak geçirdiği evrim ise Nikaragua vatandaşlarını göç yollarına döküyor. Ülkeyi aile şirketine çeviren Ortega başkan yardımcısı yaptığı karısı Rosario Murillo ile birlikte devlette mutlak hakimiyeti kurdu. Giderek zenginleştiler, medyayı ele geçirip yargıyı kontrol altına aldılar.

        Daniel Ortega ve karısı Rosario Murillo
        Daniel Ortega ve karısı Rosario Murillo

        Küba’da 2021’de patlak veren protesto gösterilerinin ağır hapis cezalarıyla bastırılmasının ardından devrimden bu yana en büyük kaçış furyası yaşandı; yaklaşık yarım milyon Kübalı adayı terk etti.

        Trump cephesine göre Biden, Latin Amerika’nın “solcu diktatörleriyle” mücadeleyi beceremediği için göç akınını da önleyemedi.

        Şili’nin sosyalist Devlet Başkanı Gabriel Boric de Venezuela’daki seçim sonuçlarına “Bu diktatoryadır” diyerek tepki gösterdi. Ancak Latin Amerika’nın en nüfuzlu iki ülkesi, Meksika ve Brezilya çekimser davranarak dolaylı yoldan Maduro’ya destek vermiş oldu. Meksika’nın yeni Devlet Başkanı Claudia Scheinbaum, Venezuela’nın egemenliğinden dem vururken, Brezilya lideri Lula da Silva’nın İşçi Partisi ve hükümete yakın sivil toplum örgütleri Maduro’nun zaferini kutladı. Aşırı sağ kontenjanından Trump’ın yemin törenine katılan Arjantin lideri Javier Milei ise Maduro’nun rakibi Edmondo Gonzalez’den yana tavır aldı.

        Şimdi Trump yönetiminin sınırları kapatıp yaptırımların dozunu artırarak güneydeki otoriter solcu liderlere cephe açması bekleniyor. Diplomatik şahin Dışişleri Bakanı Rubio ilk işaretleri verdi; Ortega rejimini Amerika’nın ulusal güvenliği ve çıkarlarına tehdit olarak nitelerken, Venezuela’ya petrol ambargosunun sertleştirilmesini savunuyor. Biden yönetimi altı aylık süre sonunda yaptırımları yeniden uygulamaya koymuştu, ancak Chevron’un petrol lisansı halen geçerli ve Rubio’ya göre Maduro bu sayede lüzumsuz yere zenginleşiyor.