Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Nasuhi Güngör Külliye sonrası yeni süreç
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın DEM Parti İmralı heyetiyle yaptığı görüşme, başından itibaren geçtiğimiz aşamalarda özel bir yere ve öneme sahip.

        Bu kabulün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapılmasının taşıdığı sembolik değer, aynı zamanda devletin zirvesinin hiçbir tartışmaya kapı açmayacak düzeyde bir irade beyanıyla bütünleşmiş durumda.

        Görüşmede AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala ve MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın da yer alması ayrı ayrı, ama yine izlenen ana stratejiyi besleyen ve bütünleştiren anlamlar taşıyor. Efkan Ala, tahmin edilenden çok daha uzun zamandır bu meseleye dair çalışmalar yürütüyor. Raporlar, saha çalışmaları, farklı kesimlerden isimlerle yapılan görüşmeler üzerinden deyim yerindeyse bu sürece dair hayli geniş ve zengin bir altyapı oluşturuldu.

        Diğer yandan MİT Başkanlığı’nın sürecin ortaya çıkmasından bugüne kadar sağladığı katkı, elbette büyük bölümü mahremiyet içinde olsa da, katkı ve sonuçlar itibarıyla öngörülenin çok ötesine geçti.

        ALINAN MESAFE KÜÇÜMSENEMEZ

        Türkiye, içinde yaşadığı belli sorunlar üzerinden elde ettiği başarıların ya da aldığı mesafelerin farkında olmayan bir ülkeye dönüştü. 40 yıldır kendisine dayatılan bir sorunu, gerek çerçeve, gerekse siyasal irade açısından doğru ve kararlı biçimde ele alarak bu cendereden çıkmayı hedefliyor. Gelinen aşamayı küçümsemek büyük bir haksızlık olur.

        MHP lideri Devlet Bahçeli’nin yaptığı çıkışlar ve ortaya koyduğu söylemin, daha başından itibaren Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından desteklendiğini kimbilir kaçıncı kez yazıyorum. Aylar boyunca Cumhur İttifakı’nın iki ortağı arasında görüş ayrılığı bulunduğu, Cumhurbaşkanının süreçten rahatsız olduğu farklı sözler ve iddialar üzerinden dile getirildi.

        Gerçek bundan çok daha farklıydı. İki lider hiçbir şekilde birbirini açığa düşürecek, alan daraltacak veya oyun bozacak bir yaklaşım içinde olmadı. Dün ortaya çıkan tablonun, gerek sıcaklığı, gerekse hem görüşme öncesinde, hem de sonrasında heyet tarafından yapılan açıklamaları, bu tartışmaları tümüyle geride bırakacaktır.

        Ancak Cumhurbaşkanının bu kabulüyle ortaya çıkacak başka gelişmelere de dikkat çekmekte yarar var.

        SÜREÇ HIZLANACAK

        Öncelikle bugün itibarıyla sürecin hızlanacağını öngörebiliriz. Nitekim Efkan Ala’nın kısa süre önce yaptığı açıklamalar da buna işaret ediyor.

        İkincisi, sürecin devlet ve siyaset katında en üst düzeyde sahiplenilmesi, toplumsal katkı ve rızayı artıracak; ancak daha önemlisi sabote etmek ya da mecrasından saptırmak isteyenlerin de alanını daraltacaktır. Hemen her kesimde bu yönde fırsat kollayanlarının olduğu malum. Belki şöyle ifade etmek de mümkün. Bu saatten sonra sürecin siyasi anlamda dışında kalmanın da maliyeti çok yüksek hale gelecektir.

        Üçüncüsü, geçmişin acı ve can yakıcı hafızasına değil, geleceğe odaklanma anlamında bu tablo yeni bir dönemin başlangıcı olacaktır.

        Dördüncüsüne gelince. Bu hamle terörsüz ve daha güçlü bir Türkiye’nin ortaya çıkışını hedefliyor. Bu yönüyle sancılı olması, hepimizin kabullenmekte güçlük çektiği boyutlarının bulunması da çok normal. Ancak silahlı bir örgütün vesayetinin ortadan kalktığı bir demokratik zemin ve siyaset, hepimizin tasavvurlarını aşan sonuçlar üretecektir.

        Belki meseleyi bu geçiş sürecinde tartışırken en fazla dikkat etmemiz gereken nokta burası. Bugün kavradığımızın ötesinde, bir anlamda çoğumuzu geride bırakacak ve şaşırtacak sonuçlarla karşı karşıya kalacağız.

        Aceleci hükümlerin, olmadık senaryoların ve kurguların değil; sakin ve katkı sağlamaya dönük yaklaşımların peşinde olmak. Zor, meşakkatli ve bir o kadar da değerli bir yolculuk bu.