Dünya genelinde ‘Trump Tarifesi’ ile mücadele etmenin formülleri aranıyor. Asıl ilginç olan ise ABD’li şirketlerinin sahipleri ve profesyonel yöneticilerinin de bu konuyla nasıl başa çıkacaklarını bilmemeleri ve ne tür bir sorunla karşılaşacaklarını tahmin etmekte zorlanmaları...
Başkan Trump’ın son gümrük tarifesinin ABD’li şirketleri nasıl etkileyeceği için maalesef bir yol haritası henüz yok. Piyasalardaki karışıklığın ne zaman toparlanacağına dair yorum dahi yapılamıyor. ABD kadar dünyada karışmış durumda. Global şirketler için “glocal” stratejilerin daha ön plana çıktığı sürece girmiş durumdayız.
Daha vahim olan ise ABD’ye karşı tavır almak isteyen, kendi tarifelerini belirlemek için yola koyulan çeşitli ülkelerin, yeni gelişmenin hem kendilerini hem de iş birliği yaptıkları ülkelerde nasıl etki yapacağını da bilmiyor olmaları...
COVİD-19 sonrası iş dünyasında bozulan tedarik zinciri henüz toparlanamamışken dünyada “Trump Tarifesi” fırtınası çıkması hem dijital teknolojilerin gelişimini hem de endüstriyel üretimleri ciddi anlamda etkileyeceğinde ikinci bir tedarik zinciri vakasının ortaya çıkmasından endişe ediliyor.
Öte yandan ABD Başkanı Trump’ın 2 Nisan 2025’i ülkesi için yeniden zenginleşmenin tarihi olarak ilan etmesinin de ne anlama geldiğini ABD iş çevreleri bile tam olarak bir yere oturtabilmiş değil. Çünkü beraberinde getireceği kaos ve kargaşa hesap edilmediğinden sürekli olarak olumlu yanlarına bakıldığı yönünde eleştiriler yapılıyor. Hatta Başkan Trump’ın yeni ticaret politikalarının ABD’li şirketler için dahi ABD’de iş yapmayı, yeni yatırımları düşünmeyi çok daha maliyetli hale getireceği görüşü konuşuluyor.
ABD’nin alım gücünü veya tüketimdeki etkinliğini kullanarak ülkelere konumlarına göre getirdiği yeni gümrük tarifeleri öncelikle ABD’de ürünlerin tüketicilere daha pahalı olarak satılmasına sebep olacak. Bir çok şirkette bunun hazırlığını yapmaya başladı. Hatta yeni zamlı tarifeler açıklayan bile oldu. ABD’nin zenginleşmesi beklenirken halkını alım gücünü etkileyecek şekilde etiketlerin yukarı doğru hareketlenmesi bir süre sonra yoğun protestoları da beraberinde getirteceğini işaret ediliyor. Fakat Trump’ın yakın kaynaklar da ise o zamana kadar yeni tarifelerin olumlu etkilerinin de yansımaya başlayacağına dair inanç var.
‘Trump Tarifesi’nin ABD içinde yatırımları artıracağını dair beklentilere kısmen hak veriliyor. Buna rağmen ülke içindeki üretimlerin çalışma hayatı standartları başta olmak üzere çeşitli etkenlerle birim maliyetlerinin pahalı olacağı için ABD vatandaşını ne kadar mutlu edeceği de kestirilemiyor. Yeni ticaret politikası istihdam gücünü artırır veya işsizliği azaltır, ama alım gücünün düşmesine sebep olacak pahalılıkla ABD’nin tanışma sorununun nasıl yönetileceği de merak ediliyor.
Komşu ülkelerde, mesela Meksika’da ABD için yapılan yatırımların ve üretimlerin ‘Trump Tarifesi’ ile devre dışı bırakılmasının iki tarafları olarak zararı olacağı biliniyor. Fakat bu yatırımların ne kadar sürede ABD içine çekilebileceği ve üretim maliyetlerinin ne kadar tatmin edici olacağı yine tartışma konusu…
Meksika’daki otomotiv sektörünün neredeyse tüm kapasitesi ABD için çalışıyor. Varlık sebepleri de Amerikalılar için daha ucuz, hesaplı araç üretmek. Bu tabloya bakıp Meksika’ya düşük gümrük vergisi uygulandığından ABD’nin zarar ettiğini izaha çalışmak tuhaf bir durum.
Meksika’nın makul iş gücünü, ucuz hammadde katkısını dikkate alan ABD’li şirketler bu ülkede üretimi tercih ederek ABD’ye düşük maliyetli, ucuz ürün tedarik ediyorlardı. Ama bu konularda Trump ikna edilemediği için yeni tarifenin nelere kadir olacağı yaşayıp görülecek. Dünya yeni gelişmelerle ve yeni sürprizlerle karışılacak, bazı ülkeler için de yeni fırsatlar söz konusu olacak.
Sadece ABD’nin komşusu Meksika değil, Asya’da ABD için uygun fiyatlarla üretim yapmak için organize olmuş ülkelere getirilen yeni tarifelerin nasıl bir etkiye ve değişime sebep olacağı da bilinmiyor. Geri adım atılıp atılmayacağına dair beklentilerle birlikte bir “dur bakalım ne olacak” durumu söz konusu.
ABD’li bazı büyük işletmelerin ‘Trump Tarifesi’ sonrası borsada değer kaybetmesi tartışmaların fitilini ateşlemiş durumda. Özellikle çeşitli parçaları farklı ülkelerde üretilen dünya otomotiv sektörü için tam bir kaos söz konusu. ABD'li otomotiv üreticileri dahi şaşkın. ABD yeni gümrük tarifesi ile “global” ticari yaklaşımları bir kenara ittiği gibi küresel değerlerle yerli üretim mantığını yani “glocal” politikaları da harekete geçirmekte zorlanacağı yorumları yapılıyor. Dolayısıyla her şeyi kendi üretip, iç piyasaya sunmaya çalıştığında Amerikan vatandaşı pahalılık sebebiyle rahatsız olacak, ürettiğini dünya satmaya kalktığında ise rekabet avantajı olmayacak.
Büyük ihtimalle önümüzdeki haftadan itibaren “Trump Tarifesi” sonrası gelen olumsuz haberler ile ABD bazı ülkelerle yeniden ikili ticaret anlaşması yoluna gidecektir. Trump’ın yüksek tarife uyguladığı ülkelerle ticaret ortaklıklarını yeniden şekillendirmesi tatmin olacağı taviz modelleriyle yetinmesi gündeme gelecektir.
Donald Trump, en fazla iş birliği yaptığı, müttefik olduğu ülkelere; Avrupa Birliği, Japonya, Güney Kore ve Vietnam gibi ülkelere yönelik açıkladığı yüksek tarifenin aslında müzakere kapılarını yeniden açmak için olduğu yorumları da yapılıyor. Bunun tek istisnasının Çin olacağı da ifade ediliyor.
Türkiye - ABD ilişkilerinde yeni dönem!
Türkiye ile ABD ilişkileri de “Trump Tarifesi” ile yeni bir döneme gireceğinin işaretini veriyor. Trump’ın Netanyahu ile görüşmesinde yaptığı Türkiye merkezli açıklamalar da bunu gösteriyor. Hatta yakında Türkiye-ABD arasında savaş uçakları F-35 ve F-16 tedarik anlaşmasının duyurulacağı da ifade ediliyor. Daha önemlisi bu paket için de Türk Hava Yollarının da Boeing'den satın alacağı 250’den fazla yolcu uçağının da yer alması gündemde…
Bakalım ‘Trump Tarifesi’nin Türkiye’ye örnek bir yansıması olacak mı? Mesela kamu kurumlarının kullandığı ithal araç sevdası son bulacak mı? En azından Trump’ın savunduğu gibi Türkiye’de üretim yapan otomotiv sektörü, yerli üretim desteklenmesi adına kamu kurumları ithal araç kullanmaktan uzak tutulabilecek mi? ABD’nin Türkiye’ye uyguladığı düşük gümrük tarifesi sebebiyle başta tekstil olmak üzere Asya’dan ülkemize bazı ürünlerin üretimi kayacak mı?
Trump, aldığı kararlar sonrasında yabancı şirketlerin ABD’ye dışardan mal getirip satmak yerine üretimlerini ABD’de yapmalarını teşvik edeceğini düşünüyor. Böylece ABD’de yatırımı olan şirketlerin üretimlerini artıracağını veya ilave yeni yatırımlar yapmalarını teşvik edeceğini hesap ediyor. Ancak bazı şirket yöneticileri tam aksi gelişmelerin olacağı kanaatinde… Nedeni de anlaşılır. Birçok yabancı şirket önemli oranda hammadde ve ürün bileşenlerini ABD dışından tedarik ederek içerde üretiyor. Pazarda hem rekabet ediyor hem ihracat yapıyor. Son gelişmelerin bu üretim zincirini bozacağı için fabrikalarını kapatmayı planlayanların sayısı artmış vaziyette...
Öyle görünüyor ki ABD’de yeni şartlara göre tedarik zincirinin kurulmasının zorunluluğu iş dünyasının kafasını karıştırmış. Yeni tarifelerle ABD’de ihracat için mamul üretmenin anlamsız olacağını ilgili çevreler söylüyor. Çünkü bileşenleri ithal etmenin de artık uygun maliyetli olmayacağına vurgu yapıyorlar. Netice itibariyle trafikler kafa karıştırmış, ABD iş dünyası önemli bir çıkmaza girmiş…