Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Güntay Şimşek Dünya nükleer enerjiye geri dönüyor!
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Nükleer enerjiye dönüş için önce ABD Başkanı Trump, süreci hızlandıracak adım attı. Ardından Avrupa enerji güvenliğini artırmak için nükleeri yeniden tartışmaya başladı. Daha ilginç gelişme ise Belçika’nın 2003 yılında kabul edilen nükleer enerjiden çıkış yasasını yürürlükten kaldırması ve Danimarka’nın 40 yıllık nükleer yasağına son vermeyi gündemine alması oldu. Yenilenebilir enerji kaynakları; rüzgâr, güneş, su/baraj ve termal gibi alanlardan hızla artan enerji ihtiyacının karşılanmayacağına dair uzun süredir sektörden uyarılar yapılıyordu.

        Enerji uzmanları, akademisyenler ve enerji profesyonelleri arasında da bu görüşe katılan çok sayıda isim oldu. Özellikle dijitalleşmeyle birlikte veri merkezlerinin çoğalması, “Yapay Zekâ” konusunun hayatımıza girmesiyle de enerjiye olan talebin katlanarak artması dünyayı yeniden kesintisiz enerji kaynağı nükleere yönlendirdi.

        Avrupa’dan birçok ülke nükleer enerjiye geri dönmeyi değerlendirmeye başladığı şu günlere gelinmesinde Rusya- Ukrayna savaşının da çok fazla katkısı oldu. Rusya’dan doğal gaz akışının kesilmesi, Avrupa’yı enerjide belirsizliği sevk edince tüm gelecek projeksiyonlar alt üst oldu. Ancak Rus doğal gazının Avrupa’ya sevkindeki problemler sadece nükleer dönüşü daha erkene çekmiş oldu. Bazı uzmanların; “Dünyada her yer; dağ, taş yenilenebilir enerji kaynaklarıyla donatılsa dahi katlanarak artan enerji talebi karşılanamaz.” Uyarılarının Avrupa için de ateşleyici etki göstermiş olduğu da söylenebilir.

        Aynı zamanda nükleer enerjinin düşük karbonlu kaynak olmasının da Avrupa Birliği (AB) ülkeleri için bir gerekçe olarak kabul edildiğini de hatırlatmakta fayda var. Böylece Avrupa ülkeleri iklim hedeflerine nükleer enerji kaynağı ile daha rahat ulaşabilecekler. AB yetkilileri, enerjide üç hususa dikkat çekiyor;

        1)Tedarik güvenliği, 2) Kontrol edilebilir fiyat, 3) Düşük karbonlu enerji.

        Nükleer enerji de bu üç kriteri de karşıladığı için tüm AB ülkelerinin teker teker nükleer döneceği beklentisi oluşmuş durumda.

        Türkiye ise zaten Akkuyu Nükleer Santrali’ne ilave olarak ikinci ve üçüncü nükleer santralleri kurmak için uzun süredir çalışma yapıyor. Yerleri bile hazır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alpaslan Albayrak, bunlara ilave olarak küçük modüler reaktörler SMR (Small Modular Reactor) konusunda da çeşitli şirketlerle görüşmeler yaptığını, nükleer enerjinin bu tarafıyla da Türkiye’nin ilgilendiği açıklamıştı. Hatta bu teknolojinin ülkemize kazandırılmasının dahi söz konusu olduğuna da vurgu yapmıştı. Hâlihazırda da dünyanın gündemine nükleer santraller ve SMR’lar hızlıca yerleşmeye başlamış durumda. Adım atmak için ideal zaman!

        AB içinde nükleere çok mesafeli duran başta Almanya olmak üzere, Danimarka ve İtalya gibi ülkeler de nükleer enerji konusunu yeniden gündemlerine almış durumdalar. Avrupa Enerji Araştırmaları Birliği (EERA) Genel Sekreteri Adel El Gammal’ın konuyla ilgili açıklaması da dikkat çekici: “Bunun temel nedeni, büyük jeopolitik belirsizlik ve hâlâ güçlü olan gaz bağımlılığı. Doğal olarak, gazdan bağımsızlaşmak için elimizden geleni yapmamız gerekiyor. Nükleer enerji bunun bir yolu.”

        Başkan Trump’ın ABD için yeni nükleer enerji kararları alması da hem Avrupa’ya hem de dünyayı daha fazla nükleer enerji odaklayacaktır. Zira ABD’deki bu kararlarla birlikte nükleer enerji sektörünün canlanacağı ve uranyum piyasasını durgunluktan çıkacağı yorumları da yapılıyor. Diğer ifadeyle uranyum ve nükleer santraller yatırımcıların da ilgisini çekmeye başlayacaktır.

        Enerjide talep artışının dijitalleşme ve özellikle “Yapay Zekâ” kaynaklı olduğu artık tüm çevrelerce kabul ediliyor. Devasa veri merkezleri yapılıyor ve buralarda gün geçtikçe çok büyük miktarlarda enerjiye ihtiyaç duyuluyor. Baz güç enerji kaynağı olan nükleer, arz güvenilirliği ve sıfıra yakın karbon ayak izi nedeniyle de Google, Amazon, Microsoft ve Meta gibi büyük teknoloji firmaları tarafından yatırımı en cazip enerji alanı olarak görülüyor. Özellikle SMR’ların veri merkezlerinin yanı başında kurulma kolaylığı ise büyük teknoloji firmalarını modüler reaktörlere yönlendiriyor.

        AB üyesi 12 ülkede; Belçika, Bulgaristan, İspanya, Finlandiya, Fransa, Macaristan, Hollanda, Çek Cumhuriyeti, Romanya, Slovakya, Slovenya ve İsveç’te bulunan yaklaşık 100 nükleer reaktörden AB’de üretilen elektriğin yaklaşık dörtte biri karşılanıyor. Dolayısıyla mevcut santrallerin üzerine hem yenileri eklenecek hem de diğer ülkelerin nükleere geçmesinin önündeki tartışılan engeller hızla kalkacak gibi görünüyor. Şimdiye kadar bu konuda aykırı görüşü bildiren herhangi bir AB üyesi ülke de olmadı.

        Hâlbuki Almanya, 2011’de nükleer enerjiye veda etme kararı almış, 2023’te de son üç santralini kapatmıştı. Ama bu sene Almanya Başbakanı Friedrich Merz, seçim vaatleri arasında sektörü yeniden değerlendirme sözü verdi. AB’nin lokomotifi Almanya aynı zamanda kısa süre önce de nükleer enerjinin yenilenebilirler enerji kaynaklarıyla aynı düzeyde ele alınmasına dair AB yasalarını engellemeyeceğini açıklamıştı. Ayrıca Avrupa ülkeleri arasında kömüre bağımlı olan Polonya gibi ülkeler de gündemlerine nükleer enerjiye daha önce almış, 2022’de ilk santralini inşa etmeye karar vermişlerdi

        ABD Başkan Trump ise durdurulmuş olan nükleer santrallerin yeniden başlatılması, inşa halinde olanların acilen tamamlanması ve bazılarının da iyileştirilmesi için tüm maddi imkânları yönlendirme kararı almış durumda. ABD Enerji Bakanlığı da 2030 yılına kadar mevcut nükleer reaktörlerde 5 GW'lık güç artışı sağlanacağını ve 10 yeni büyük reaktörün inşasına da öncelik verileceğini açıkladı.

        Türkiye’nin de hızlıca önce Akkuyu Nükleer Santrali’ni hizmete alacak adımları atması gerekiyor. Önceki yazımda Akkuyu’da para krizi olduğunu, eğer gerekli girişimlerde bulunulmaz ise bu durumun projenin takvimini etkileyeceğini belirtmiştim. Dünyadaki son gelişmeler gösteriyor ki nükleer santrallere ilgi gün geçtikçe artacak. Bu sebeple de Türkiye’nin kuracağı ikinci ve üçüncü nükleer santrallere de sadece Rusya, Çin, Güney Kore ve kervana son katılan Kanada ile birlikte diğer Batılı ülkeler de ilgi gösterecektir. İhalelerini acilen yapmak ve SMR’lar için de Enerji Bakanı Alpaslan Albayrak’ın yol haritasında ilerlemek Türkiye için faydalı olmaz mı?