Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Muharrem Sarıkaya Suriye'yi kim yönetecek?
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        BAŞLIKTAKİ sorunun yanıtını verebilmek için Suriye sahasında geçmişten bu yana yaşananları görmek gerekir…

        Bir noktanın altını çizmem gerekir ki Suriye sahasında çatışmalar son 4 asırdır eksiksiz devam ediyor…

        Anadolu uygarlığı Hitit İmparatorluğu Kralı III. Hattaşili ile Mısır Firavunu Ramses arasında Milattan Önce 1259’da imzalanan Kadeş Anlaşması’nın nedenin de Suriye sahası olduğu unutulmamalı…

        Akdeniz’in iki yakasına sahip olan Anadolu ve Mısır’a hekim iki uygarlık 200 yıllık savaşlarının ardından Mısır, bugün Suriye topraklarında bulunan Kadeş şehrine saldırın; ama Hitit ordusu bu saldırıyı geri püskürtür…

        Ancak iki taraf da birbirine bir üstünlük sağlayamayınca 15 yıl süren karşılıklı gel gitlerle alınamayan sonuca bir de çevreden gelen diğer kavimlerin baskıları eklenince savaşın merkezi Kadeş’te barış antlaşması imzalamaya karar verilir…

        KADEŞ ANTLAŞMASI

        Milattan Önce 1259’da iki taraf Antlaşmaya adını da veren Kadeş’te metne imza koyar, Hitit tarafının imzaları arasında kraliçenin mührünün de bulunması kadına bakışın en önemli göstergesidir…

        MISIR’A GİDEN DAMADI KAÇIRDILAR

        İki ülke arasında ilişki gelişir, hatta öyle bir noktaya varır ki, Mısır Kraliçesi eşi öldüğü için Hitit’ten damat göndermesini ister; yollanan damat Suriye’de saldırıya uğrar, kaçırılır ve öldürülür…

        Sonrasında da durulmaz; kardeş kavgalarının, kavimlerin çatışma alanına dönüşür...

        Osmanlı'nın hakimiyetine ise Padişah I. Selim Halep yakınlarındaki Mercidabık Muhaberesinde 1516'da Memlükleri yenmesiyle geçer...

        Osmanlı’nın çöküşüne kadar da hakimiyetinde kalır; sonrası malum…

        Önce İngilizlerin desteği ve Fransızların hakimiyeti ile (Sykes-Picot) Osmanlı’dan koparılır ve manda olarak devam eder…

        Bugün de savaşın en ağır geçtiği Şam, Humus, Hama’da isyancılar ile Fransızların çatışmaları yaşanır, bir ara Arap Cumhuriyeti’ne katılır, Mısır ile olur, bir dönem kopup Fransızlarla yaşamını devam ettirir… İstikrarsızlığı 1946 bağımsızlığını ilanıyla sonuçlanır.

        ESAD’IN SONU…

        Ancak iç savaş yine bitmez ve Baas rejiminin gelmesiyle Esad ailesi iş başına geçer ve bugüne kadar da iktidarını kesintisiz devam ettirir; arkasında sürekli olarak Rusya yer alır…

        Bugün ise kimse yok , Esad iktidarının sonuna gelindiği de açık…

        Ancak sonrasına ilişkin kafalar karışık…

        Bunun nedeni de Rusya’nın Ukrayna savaşı nedeniyle destek gönderememesi, İran’ın gönderecek kadar gücünün bulunmaması ve Şam’ın da askere almak istediklerini dahi alamamış olması…

        Bir de Şam komutasındaki askerlerinin alanlarını terk edip kaçıyor olması…

        Dolayısıyla dayanma gücü kalmadığı gibi içerdeki isyan sesleri de yükseliyor...

        14 YIL SONRA YENİDEN İSYAN

        Bölgeden gelen haberlere göre Şam’ın düşmesi için iki hafta dahi uzun bir süre…

        Çünkü içerdeki isyanların şiddeti eskisi gibi bastırılamaz boyuta ulaştı ve Şam’ın Muadamia el-Şam ve Daraya ve yakınlardaki Mezzeh Askeri Havaalanın da arasında yer aldığı birçok yerden isyan sesleri yükseliyor; Şam güçleri de bu alanlardan tamamen çekilmiş bulunuyor…

        Şam’ın Ceramana semtinde de isyancıların Esad karşıtı protestolarının yükseldiği ve Esad karşıtı sloganlar atarak posterini yaktıklarından söz ediliyor.

        Şam güçlerinin kent merkezine çekildiği ve banliyölerden çıktığı bilgisi geliyor…

        Durum böyle olsa da Humus’a giren muhalif güçlerin 150 km uzaklıktaki Şam’a varmalarının çok sürmeyeceği açık; çünkü uğraşacağı bir güç karşısında direnç göstermiyor…

        PYD/PKK ALAN BÜYÜTTÜ…

        Bu işin bir tarafı bir de PYD/PKK bölgesi var ki orada da durum dikkat çekici, çünkü herkesin batıdaki gelişmelere odaklandığı bu dönemde ABD desteğiyle Deyr-i Zor’a girdi ve Irak hükümeti de sınırda kendilerini muhatap alacağını açıkladı…

        Böylece güneye de hakim olarak kuzeydoğu Suriye’deki varlığını genişletti.

        En yakın müttefikleri İran’ın destek göndermekte geç kaldığı, Rusya’nın yapıyormuş gibi görünüp Behiç bir şey yapmadığı, ABD’nin seçilmiş Başkanının da “Bu bizim savaşımız değil” deyip kenara çekildiği savaşta yakın geleceğin nasıl olacağını da kimse kestiremiyor…

        Ez cümle Suriye asırlardan süregelen kaderini tekrar yaşıyor…

        Ancak asırlardır hakimiyeti tükenenlerin hakimiyetinde kalan Şam'ı gelecekte kimin yöneteceğini bugünden kestiremiyor...