Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Nasuhi Güngör Kavganın gerçek nedeni
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Tablo karmaşık görünebilir. Peş peşe gelen hamleler, siyasette gerginliğin ve tansiyonun yükselmesi, gözaltılar, kritik soruşturmalar, meydan okumalar.

        Kendi payıma yaşananların son derece açık bir siyasi çatışmanın yansıması olduğunu düşünüyorum. Mesela ana muhalefet lideri durumu “savaş” olarak tanımlamayı tercih ediyor. En tuhafı burası aslında. Çünkü iktidar ve muhalefet arasında geçtiği düşünülen çatışmadan çok daha şiddetlisi bizzat CHP’nin kendi içinde yaşanıyor. Kim cumhurbaşkanı adayı olacak, özeti bu.

        TÜRKİYE’NİN DÜNYADAKİ YERİ

        Daha anlaşılır kılabilmek için bazı soruların cevabını arayabiliriz. Türkiye yeni dünyada nerede duruyor ve duracak? Onu kim yönetecek?

        Benzer tartışmaları, 2023 seçimleri öncesinde sıkça gündeme getirdim. Bu soruların cevabı, bize sadece seçim sonuçlarını değil, yakın geleceğin siyasi mimarisini de verdi o dönemde.

        İkinci Trump dönemi, beklendiği gibi hızlı ve dev adımlarla başladı. Herkesin kendi bulunduğu pozisyonda olmazsa olmaz saydıklarını pek de dikkate almayan bir tarzla devam edeceğini öngörüyorum.

        Bir uluslararası sistem var. Onun en güçlü aktörü, kendi içinde dengelerini sert ve beklenmedik yöntemlerle değiştirirken; dünyaya yeni bir “egemenlik” tanımıyla bakıyor. Bakmak bir yana o tanımla harekete geçiyor. Kanada, Panama, Grönland vs.

        Küreselleşmeye dilediğiniz anlamları verin, dünya görüşünüz veya ideolojiniz üzerinden tanımlayın fark etmez. Sonuç itibarıyla gönüllü ya da gönülsüz bir küresel hareketliliğin ve onun ortaya çıkardığı dinamiklerin parçasıyız.

        BÜYÜK OLMAK İSTİYORUZ

        Türkiye, daha büyük olmak istiyor. Bunun pek çok nedeni ve harekete geçirici dinamiği var. Sınırlarının ötesinde nüfuz alanlarını genişletmek, bunları yönetilebilir düzeyde kalıcı hale getirmek istiyor.

        Şu veya bu sebeple, uzun zaman geçmişle bağını koparması, hatta yok sayması istenirken; bugün bu kırılma ve kopuşları tamir etmenin, yüzyıllara dayalı hafıza ve tecrübeyi yeni bir gelecek tasavvuru etrafında mayalandırmanın peşinde.

        Bunlar sıradan iddialar değil, kazanımları kadar bedeli de var. Bölgesinde yeni sorumluluklar üstlenmek isteyen Türkiye’nin, bu yola heyecan olsun, “tarih bizi çağırıyor”un ötesinde kendi güvenliği, barışı ve refahı için çıktığı da ortada. (Minik not; tarihin çağrısına da, hamasete de karşı değilim. Bunların sürükleyici rolü, aklımızın önüne geçmediği sürece.)

        YENİ TANIMLAR GEREKİYOR

        Bir coğrafyada üstlenmek istediğiniz sorumluluklar artıyorsa, bu sizin bazı tanımları yeniden yapmanızı gerektirir. O güne değin çözemediğiniz sorunlara dair yeni yaklaşımlar üretmenizi zorunlu kılar. Şu sıralarda sıkça duyduğumuz gibi “iç dengelerinizi sağlamlaştırmak” da olmazsa olmazlar arasındadır.

        Peki Türkiye, gerçekten daha ne kadar sınırlarının arkasında kalabilecekti? Kalmadı, dikkatli, derinlik sahibi ve iyi planlanmış hamlelerle ilerliyor. Önceki gün ortaya çıkan tabloya bakın. MİT Başkanı İbrahim Kalın Suriye’de Ahmed Eş-Şara ile, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Irak’ta mevkidaşı dahil devletin zirvesiyle fotoğraf karelerinde. Mesajları net, bölgenin geleceğinde teröre geçit verilmeyeceği yönünde kararlılık.

        Türkiye, bu iddialarından geri duramaz ve kendisine düşen tarihsel sorumlulukların inşasında ilerlemek durumunda. Yolculuğunun her aşaması zorluklarla, tuzaklarla dolu. Ama ya kendisine dayatılan rolü/değişimi kabullenecek ya da kendi hikayesini dünyadaki gidişatı dikkate alarak yeniden yazacak.

        MUHALEFETİN DİNAMİKLERİ LİDER ÇIKARIR MI?

        Türkiye dünyada nerede duracak ve onu kim yönetecek sorusunun anlam haritasında özetle bunlar var. 2023 öncesi söylediğimi tekrar ediyorum. Bu dinamikleri yönetecek bir lider adayı, muhalefetin kendi içindeki çatışma ve arayışlarda görünmüyor. Yüksek tansiyon, meydan okumalar, savaş ilanları bu gerçeği değiştirmiyor.

        Belki güncel örneklerle tamamlamak daha doğru olabilir. AK Parti il kongrelerini mümkün olduğunca yakından takip ediyorum. Özellikle gençlerde ve kadınlarda yeniden ciddi bir hareketlenme dikkat çekiyor. Bu hareketliliğin içinde, Türkiye’nin bölge politikaları ve yaptığı hamlelerin ciddi bir karşılığı olduğunu görüyorum.

        Ankara’da uzun yıllardır tanıdığım ve hem siyaseti, hem de bürokrasiyi her kademede takip eden bir arkadaşım var. Sadık Karayel, seçim sonuçlarında da isabetli tahminleriyle beni hep şaşırtır. Hala da AK Parti’de aktif olarak görevler üstlenmiş durumda.

        Şöyle bir değerlendirme yaptı yeni döneme dair: “Cumhurbaşkanı, adım adım ve sabırla partiyi, teşkilatları yeniden harekete geçirdi. Kongreyle bu süreç durmaz. Devamı daha hareketli olacak. Özellikle gençler Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakın coğrafyaya dair mesajlarından çok etkileniyor ve bunu anlatmaya çabalıyorlar.”