Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Nasuhi Güngör Meclisteki kritik haftadan notlar
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Geçtiğimiz hafta TBMM’de birbiri ardına gerçekleşen önemli görüşmeler vardı. Bir yandan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un komisyon merkezli görüşmeleri, diğer yandan MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın, mecliste grubu bulunan siyasi partilere yönelik ziyaretleri.

        Bu iki görüşme trafiğinin, bir büyük ana başlık altında gerçekleştiği malum: Terörsüz Türkiye. İki ayrı kompartman halinde yürüyen, ancak aynı zamanda birbirini besleyen ve destekleyen temaslardı bunlar.

        KOMİSYON SÜRECİ HIZLANIYOR

        TBMM’de kurulacak komisyon, Başkan Kurtulmuş’un resmi davetiyle hızla ete kemiğe bürünmeye başladı. Aynı hızla da çalışma trafiği başlayacak gibi görünüyor.

        Kuşkusuz kurumun doğası gereği kamuoyunda daha fazla merak uyandıran temas zinciri, MİT Başkanı tarafından siyasi partilere yapılan ziyaretler oldu. Görüşmeler sonrasında medyaya fotoğraf kareleri dışında bilgi verilmedi dersek yeridir. Son derece haklı gerekçelerle elbette.

        Bugün söz konusu temaslar üzerine birkaç başlık aktarmak istiyorum. Ancak öncelikle yakın tarihe dair bazı notlar.

        MİT’İN VİZYONU VE HAMLELERİ

        Öncelikle Türk istihbaratının geçmişi ve tecrübesi bu yazının sınırlarına sığmayacak kadar önemli bir konu. Bu tecrübenin muazzam bir dinamizm ve vizyonla Türkiye’ye sağladığı katkılar, bugün ortaya çıkan pek çok hamlenin de taşıyıcı kolonları olarak yükseliyor. 2007 yılında dönemin MİT Müsteşarı Emre Taner’in teşkilatın kuruluşunun 80. Yılında yayınladığı mesajda dile getirdiği şu cümleleri bir kez daha aktarmış olalım:

        “İçinde bulunduğumuz 21. yüzyılın ilk çeyreği, uluslararası ilişkiler ve güvenlik alanında yüzyıl boyunca önemli değişimlere yol açacak parametrelerin gelişmekte olduğu bir evreyi de işaret etmektedir. Bulunduğumuz dönem, gelecekte birçok ulus-devlet ve milletin hızlı bir şekilde tarih maratonunu kaybetmeye başladığı süreci anlatacaktır. Bu devletler sadece gelişememekle ve dünya yönetiminde söz sahibi olanlar arasına dahil olamamakla kalmayacak; aynı zamanda birçoğu günümüz teknolojik devriminin ve küresel ekonominin rekabetine dayanamayıp ulusal egemenliklerini de büyük ölçüde yitireceklerdir.”

        HAKAN FİDAN, DEĞİŞİM VE SINIRÖTESİ DERİNLİK

        Bugünlere hızla gelmek adına özetleyelim. Göreve başladığı andan itibaren devleti ele geçirme çabasındaki yapıların hedefi haline gelen Hakan Fidan’la birlikte Türk istihbaratı, tam da halefi Emre Taner’in dikkat çektiği değişime hazır hale getiren devasa adımlar attı. Türkiye’nin siyasi sınırlarının ötesinde geniş bir hareket alanı bulma arayışında ve elde ettiği nüfuz alanlarında bu değişim büyük rol oynadı. Geçmişin büyük hafızasını yeni tecrübe ve operasyonlarla zenginleştirdi.

        Hakan Fidan’ın MİT Başkanlığı’ndan Dışişleri Bakanlığı’na gelmesiyle birlikte, söz konusu zenginliğin doğrudan diplomasiye ve uluslararası ilişkilere aktarıldığı bir dönem başladı.

        İBRAHİM KALIN VE KRİTİK SÜREÇ

        Fidan’dan sonra görevi üstlenen İbrahim Kalın, geniş, ancak her birini derinlemesine çalıştığı ilgi alanlarıyla; Başbakanlık Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü’nden müsteşar yardımcılığına ve oradan da Cumhurbaşkanlığı Sözcülüğü’ne kadar pek çok kritik görevi üstlenmiş bir isim.

        Şimdi Terörsüz Türkiye sürecinde MİT Başkanı olarak son derece hassas bir sürecin merkezinde yer alıyor. Sakin ve kontrollü yaklaşımlarıyla dikkat çekiyor. O nedenle geçtiğimiz hafta TBMM’de yapılan görüşmeler stratejik değerde ve belirleyici ağırlığa sahip.

        ŞEFFAFLIK VE BİLGİLENDİRME

        Daha önceki çözüm sürecinde benzeri bir bilgilendirme gündeme gelmiş, ancak gerçekleşmemişti. Öncelikle bunun altını çizmek gerekiyor. Diğer yandan Terörsüz Türkiye sürecinde özellikle muhalefet tarafından sıkça dile getirilen “Yeterince bilgi sahibi değiliz” eleştirisi de bir anlamda dikkate alınmış ve cevaplanmış hale geliyor.

        Böylece sürecin şeffaflığı ve siyasetin önemli başlıklar üzerinde bilgilendirmesi de gerçekleşmiş oluyor.

        Kuşkusuz TBMM çatısı altındaki bu görüşmelerin mahremiyeti esas. Ancak hadiselerin akışına bakarak bazı noktaların ele alındığını öngörebiliriz.

        NEDİR, NE DURUMDA VE NE OLACAK

        Öncelikle Terörsüz Türkiye’nin ne olduğu ve ana tezleri üzerinde duruluyor. Bölgesel ve küresel ölçekteki gelişmelerin getirdiği yeni dinamiklerle birlikte.

        İkincisi, sürece dair mevcut durum ve gelişmeler hakkında, özellikle örgütün fesih kararı ve silah bırakma süreciyle ilgili bilgiler aktarılıyor.

        Üçüncü olarak sürecin muhtemel risk alanları ve kazanımları üzerinde duruluyor.

        Elbette bir dördüncüsü, sürecin toplumsal desteğinin artması ve bunu gerçekleştirecek ana aktör olan siyasetin katkısının sağlanması ve genişletilmesi.

        Bu son başlığa dair şunu ekleyerek yazıyı tamamlayabiliriz. MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın son durağı CHP grubu oldu. Burada önce CHP Genel Başkanı Özgür Özel’le baş başa görüşme gerçekleşirken, ardından iki tarafın kurmaylarıyla birlikte bir sunum yapıldı.

        Kuşkusuz bu durum, ana muhalefet partisinin sürece desteğinin, ayrılmaz bir parçası olarak meclisteki komisyona katılımının önemini vurgulayan boyutlar taşıyor.