Sevcan Dalkıran: Her tür müzikle beslendim
Şarkıcı Sevcan Dalkıran, 'Yangındım Sana' ile müzikseverlerin karşısına çıktı. Şarkıcı verdiği röportajında, müzikal yol haritasını, Temmuz'da çıkaracağı sürpriz projeyi ve kaybettiğimiz usta sanatçıları anlattı
Pop dünyasının konservatuvarlı yıldızlarından Sevcan Dalkıran, yeni şarkısı 'Yangındım Sana'yı, müzikseverlerin beğenisine sundu. Biz de kendisiyle dumanı üstünde olan bu şarkısı hakkında konuştuk. Şarkıcı keyifli geçen sohbette, gelecekteki yol haritasından da bahsetti. Temmuz ayında çıkacak olan sürpriz projesi hakkında ipuçları veren Dalkıran, son dönemde hayatını kaybeden usta sanatçıları anmayı ihmal etmedi.
Yeni şarkınız 'Yangındım Sana' hayırlı olsun. Neler hissediyorsunuz, bu şarkıdan beklentileriniz neler? Şimdiye kadar nasıl yorumlar aldınız?
Çok tatlı geri dönüşler aldığım bir proje oldu. Katalog olarak, kendimi görmek istediğim yer burasıydı diyebilirim.
YouTube'daki akustik performanslarınız da seviliyor. Bu tarz çalışmaların gerisi gelecek mi?
Akustik şarkıların daha sıcak bir hali olduğunu düşünüyorum. Evet, 'Masadayız'da RecBySaatchi’nin YouTube kanalında çok keyifli şarkılar söyledim sıklıkla yayınlanıyor.
Müzikal kimliğinizi nasıl tanımlarsınız; kariyerinizi pop temelli mı ilerleteceksiniz, yol haritanız belli mi?
Mutfaktan kapıya doğru giden bir hikayem var. Akademik olarak ne kadar kariyerimi süslesem de, sahada dökülen tere de ihtiyacımız var. Her tür müzikle beslendim ama ait hissettiğim yer pop müzik diyebilirim.
Ercan Saatçi ile çalışmak size neler hissettiriyor?
Ercan Saatçi’yle çalışmak benim için muazzam bir deneyimdi. Engin tecrübelerinden çok şey öğrendim. Yangındım Sana’nın tüm akışını bir imzasıyla değiştirdi, yeni bir düzenleme hayal etti ve İlker Yeter harikalar yarattı. Dünya iyisi bi patron, müziğe ve emekçiye verdiği kıymeti takdire şayan. Mutlu ve şanslı hissediyorum.
Siz de 1990'lardaki ruhu özleyen kesimden misiniz; sektörün o dönemi ile şimdiki hâlini müzikal açıdan kıyaslarsanız neler söylersiniz? Müzikte neler değişti?
Ahh, ne güzeldi 1990’lar... Müziğin dili daha samimiydi. Gerçek duyguların yaşandığı ve özlemle hatırladığım o güzel şarkıların tadı çok başkaydı. Mekanik bir dönemdeyiz, çok hızlı tüketiliyor her şey. Duygular tükendi, üretim zorlaştı. Zamanı geri alsak o yıllara ışınlanmak isterdim net.
Son dönemde hemen herkes düet projeleri yapıyor. Sizin de Türkiye'de yapmayı düşündüğünüz düet projeleri var mı? Hayranı olduğunuz ve düet yapmayı hayal ettiğiniz bir isim var mı?
Temmuz ayı içerisinde bir sürprizimiz geliyor. Şimdilik susma hakkımı kullanıyorum.
Ünlü sanatçıların hayat hikâyeleri film yapılıyor ve büyük ilgi görüyor. Sizin "Hayatı mutlaka film olmalı." dediğiniz bir şarkıcı var mı?
Zeki Müren’in hayatını merak etmişimdir hep, keşke olsa.
Son zamanlarda; Metin Arolat, Volkan Konak ve İlhan Şeşen gibi çok önemli isimleri yitirdik. Neler söylemek istersiniz? Bir devrin sonu gelmiş gibi hissediyor musunuz?
Çok büyük değerlerimizi kaybettik. Zaman en büyük hırsız. Gerçek sanatçıların varlığı halen bir umudumuz olduğunu hissettiriyor aslında. Müzik sektörü dil değiştirse de, o kıymetli isimlerin varlığıyla nefes alıyoruz hâlâ.
Bugün hayatta olmayan ama şarkıları da asla unutulmayan nice sanatçı var. Böyle kalıcı olabilmek ve milyonlar tarafından hiç unutulmamak mucizevi bir olay değil midir? Akademik eğitimli bir sanatçı olarak, sizin görüşünüz nedir?
Olağanüstü bir şey. Saf sevgiden daha büyük ne olabilir ki? Gerçek bir mucize.
Artık yaz sezonu başladı. Sizin takviminiz belli mi; tatil planınız var mı? Favori tatil mekanınız neresi; Bodrum'un pahalı lahmacunlarını tatmayı düşünüyor musunuz?
Bir Egeli olarak favori mekânım Alaçatı oluyor genellikle. Bodrum’da Gümüşlük hastasıyım, bu sene gidersem lahmacun yiyeceğim, söz.
