Türkiye’nin kırmızı ette arz açığını kapatmak üzere mevzuat altyapısı oluşturularak ‘Organize Aile İşletmeciliği Hayvancılık Modeli’ önerildi. İstanbul Sanayi Odası’nın kolektif katkıyla hazırladığı ve dün ele almaya başladığımız Hayvancılık Sektör Raporu’nun bugün en somut önerisine yer ayırıyoruz.
-Sektör açısından son derece önemli bulduğumuz rapor ortaya koyuyor ki, uzun yıllardır aynı sorunlar ve çözüm yolları etrafında arayışlar devam ederken arz ve talep dengesini bir türlü sağlanamıyor. Yurtdışından canlı hayvan, et, yem ithalatı karşılığında her yıl milyarlarca dolar ödüyoruz.
HAYVANCILIK YAŞAM TARZIDIR
-Tam da bu noktada hayvan sayılarını ve verimliliğini artırmak, ülkenin et ihtiyacını karşılamak, hastalıkları önlemek, ucuz besleme kaynaklarını en etkili şekilde kullanmak için uygulanacak yol haritasında meraların, arazi varlığının, kırsal insan kaynağının ve kaba yem potansiyelinin en verimli şekilde kullanılması gerekiyor.
-Hayvancılık Sektör Raporu öncelikle şöyle bir tespit yapıyor:
-“Hayvancılık bir yaşam tarzıdır, bir kırsal faaliyettir, nakit dönüşü uzun vadelidir.
-Bir buzağının doğuşu ile kasaplık olarak beslenip satılması arasında minimum 15-18 aylık süre olup, bu da iktisaden 15 ay boyunca gelir elde etmeden hayvanı beslemeniz, işgücü dahil giderlerinizi bir şekilde karşılamanız anlamına gelir. Damızlık amaçlı süt hayvancılığı yapıyorsanız doğan dişi buzağıdan yavru ve süt alabilmeniz için gereken süre 2 yıl civarındadır.
-Hayvancılıkta gelişmiş bütün ülkelerde aile işletmelerinin son derece yaygın olduğunu görürüz.
-ABD’de tarımsal işletmelerin %88’i aile işletmesi iken, AB genelinde bu oran %93’lere çıkmaktadır.”
DÜNYADA DURUM
-Süt hayvancılığı yapan Avrupa Birliği işletmelerinde ortalama 63 baş sığır bulunurken, bunların 41 adedi süt sığırı diğerleri etçi hayvandan oluştuğu, ABD’de ise sığır işletmelerinde genel olarak 120 baş sığır bulunurken süt sığırcılığı yapan işletmelerdeki ortalama hayvan sayısı 460 başa ulaştığı belirtildi.
-Çoğu ülkede aile işletmelerinin aynı zamanda şirketleştiğini ve altyapıyı aileden devraldığından kurulu bir düzen içinde yeni nesillerin işe başladıklarına dikkat çekilerek “işgücü nitelikli ve maliyeti düşüktür, işin sahibi hayvanın başındadır” denildi.
-Aile işletmeleri kırsala dağıldığı ve belirli bölgelerde aşırı nüfus yığılmaları görülmediği için meraların etkin kullanılabildiğine ve çoğu işletmenin yanı başında kendine ait çayır-merası ve kaba yem/tahıl üretimi yapabileceği arazilerin olduğuna dikkat çekildi.
-Fransa’da süt sığırlarının %92’si merada otladığı, %87’sinin yılda 170 günden fazla merada kaldığı, İrlanda’da arazilerin %52’sinin daimi mera olarak korunduğu belirtilerek Türkiye’deki hayvancılık işletmelerinin içinde bulunduğu ortam “Kaba yem kaynaklarının sınırlı olduğu, meraların dağınık yapıda bulunduğu, şehir hayatının konfor ve cazibesi karşısında kırsalın her geçen gün kan kaybettiği bir coğrafya” olarak tanımlandı
ÇOK PARÇALI, ÖLÇEKTE UZAK, KIRILGAN YAPI
➔Çözümün ‘Organize Aile İşletmeciliği Hayvancılık Modeli’nden geçtiği ve işin iktisadı dinamikleri ve hayvancılığın bitkisel üretimle bağlantısının böyle bir yapıyı gerektirdiği belirtilen raporda şöyle denildi:
➔ “Hayvancılığımızın sektör dışından yatırımcıların kurduğu şirketler eliyle büyük şehirlerin etrafında, yem üretecek arazi varlığı olmadığı için tamamen hazır yeme dayalı besleme yapılan, yabancı iş gücüne bağımlı, sık sık arz krizleri üretmeye elverişli, sorunlu bir yapı içinde sürdürülmesi çok zordur.
➔Tarım ve Orman Bakanlığının üretim planlaması, havza bazlı destekleme üzerine kuruluyken, 23 milyon hektar tarım toprağımızın 32 milyon parça, 40 milyon malik, 3,1 milyon işletme, işletme başına ortalama 6 hektar araziden oluşan son derece parçalı, dağınık ve ölçekten uzak yapısı da arazi toplulaştırmasından daha önemli olan havza bazlı yönetim anlayışına dayalı ‘Yönetimi Toplulaştırma’ modelini zorunlu kılmaktadır.
➔Süt işletmelerinin %88’inin, besi işletmelerinin %95’inin, 20 ve altında hayvana sahip olduğu, işletmelerin yaklaşık olarak %80’inde 10 baş altı hayvan bulunan bir hayvancılık yapısının sürdürülebilmesi çok zor olup, son derece kırılgan bir yapı söz konusudur.
➔Uygulanacak çözüm yöntemi işletme ölçeklerini büyüterek kırsala yaymalı ve aile işletmeciliği modelini güçlendirmelidir. Çözüm önerilerinde küçükbaş hayvancılığı geliştirmemiz ve sayılarını artırmamız gerekir derken, bunun yolunun da kırsal hayvancılığı yeniden canlandırmaktan geçtiği unutulmamalıdır.
➔Parçalı, dağınık arazi yapımız üretimde verimlilik ve maliyetleri yönetmede bir imkânsızlık mı yoksa bir fırsata dönüşebilir mi?
Mesele parçaların birlikte, bir arada verimli kullanılabilmesine yönelik uygulamalar, politikalar, desteklemelerdir.”
HAYVANCILIK HAVZALARI KURULACAK
➔Raporda yer alan bilgilere modelin ayrıntıları özetle şu şekilde: Uygulanacak model çerçevesinde öncelikli olarak Doğu Anadolu Bölgesi dahil kırsaldan göç, pazara uzaklık, finansman eksikliği, parçalılık ve ölçek sorunu gibi sebeplerle potansiyelini kullanamayan hayvancılık havzaları belirlenecek.
➔Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından, sözleşmeli üretim esasları göz önüne alınarak, ‘Organize Aile İşletmeciliği Hayvancılık Modeli Usul ve Esasları’ yayınlanacak.
➔Bir belde, ilçe ve köyde kaç üretici veya hayvan olduğu tespit edilerek tamamına tek bir hayvancılık işletmesi anlayışı ile bakılarak uygun yerde yapılacak işletme bakım merkezinden bütün çiftlikler yönetilecek.
➔Ortak yönetim merkezinde yem depoları, makine parkları, buzağı kreşleri, veterinerlik hizmet birimleri, süt toplama alanları bulunacak.
➔Büyük bir hayvancılık işletmesinin yönetiminde olduğu gibi belirli hinterlanda dağılan aile işletmeleri büyük işletmenin bir parçası şeklinde görülecek, bu merkezden her türlü girdi ve bilgi desteği sağlanacak, makine ihtiyacı giderilecek, evrak vb. prosedürleri halledilecek, sütü ve hayvanının pazar organizasyonu çözülecek, toplu pazarlama avantajları kullanılacak. Üreticiye bütün hizmetler bu merkez üzerinden verilecek.
TAPUYA DOKUNMADAN TOPLULAŞTIRMA
➔Doğan buzağılar, buzağı kreşine çekilerek özel olarak beslenecek. Yetiştiricinin emanete alınan buzağısı karşılığında dişi hayvan, yem tedariki sağlanacak. Etraftaki araziler birlikte ekilecek, ne ekilip üretileceğine ihtiyaçlara göre işletmede karar verilecek. Ürünler ortak pazarlanacak.
➔Her bir aile işletmesinin besleme, yem, süt gibi ihtiyaçları bu merkezdeki uzman ekiplerce sağlanacak. Makine parkı ortak kullanılacak, belirlenecek kira ücreti karşılığında bütün hinterlantta ortak hizmet verecek. Mümkün oldukça zaten o bölgede bulunan tarım alet ekipmanları kiralamaya konu olacak, mevcut makinaların verimli kullanılması sağlanacak.
➔Organizatör kurum ve kuruluş veya tüzel kişiler vasıtası ile ‘Her ilçe, belde tek bir tarımsal işletme’ anlayışı ile sınırlara, tapuya ve parsellere dokunmadan üretimde işbirliği, yönetimde toplulaştırma, hasıla paylaşım esaslı üretim modeli uygulanacak. Üreticinin iş birliği gönüllülük esaslı olacak.
KOOPERATİFÇİLİĞİN ŞİRKETLEŞMİŞ HALİ
➔Girdiler ortak tedarik edilecek, üretim süreci birlikte yönetilecek, kırsalın sosyolojisi, köylü kültürü ve coğrafi şartlara göre ahırların rehabilitasyonu ile tek merkezden yönetim veya ortak ahır sistemi ile uygun yerde yönetim sağlanacak.
➔Halen çiftçilik yapanlarla ortak girdi tedariki, birlikte üretim, toplu pazarlama ve hasıla paylaşım esaslı sözleşme yapılacak.
➔Topraklarını terk etmiş olanlarla uzun dönemli kiralama sözleşmesi olacak. Sözleşme ve iş birliğinin esası
şirkette ortaklık değil, üretimde ortaklıktır. Neyin ekilip dikileceği, girdi tedariki, hasat organizatör firma tarafından belirlenecek.
Kooperatifçiliğin özel sektör iş birliği ile şirketleşmiş modeli uygulanacak.
➔Tarım müteahhitliği veya organizatör şirket anlayışı ile bütün hizmetler tek merkezden en düşük maliyetle sağlanacak.
➔Organizatör kurum veya kuruluş arazi satın almayacak. Çiftçi asla işçileştirilmeyecek, üretimde ortak, hasılada paydaş olacak.
➔Toprak şirketleştirilmeyecek, üretimde iş birliği ve eş güdüm sağlanacak.
➔ Uzun dönemli sözleşmeler yapılacak.