TRUMP: FAİZ %1’E İNMELİ
➔Söz konusu notu gösteren Leavitt, bunun dünyadaki birçok ülkenin faiz oranlarını içeren bir liste olduğunu, en tepede İsviçre'nin yer aldığını belirterek ABD'den daha düşük faize sahip ülkeleri saydı.
➔Listenin üzerinde yazan nota da değinen Leavitt "Diyor ki, 'Jerome, her zamanki gibi çok geç kaldın. ABD'ye bir servete mal oldun ve olmaya devam ediyorsun, faiz oranını çok daha fazla düşürmelisin. 100 milyarlarca dolar kaybediliyor ve enflasyon yok'" şeklinde konuştu.
➔Leavitt, Powell, seçimlerden önce eski ABD Başkanı Joe Biden döneminde defalarca faiz indirimine gitti. Ancak şimdi ekonomi çok daha iyi bir yerdeyken bunu yapmayı reddediyor. Gerçekten bunun iyi bir açıklaması yok" ifadelerini kullandı.
➔Trump kendi sosyal medyasından da yayımladığı mektubunda şunları kaydetti:
➔ “Jerome çok geç. Powell ve tüm Yönetim Kurulu, ABD’de bunun olmasına izin verdikleri için kendilerinden utanmalılar. Amerika’daki en kolay ancak en prestijli işlerden birine sahipler ve başarısızlar oldular. Ve bunu yapmaya devam ediyorlar. İşlerini düzgün yapsalardı ülkemiz trilyonlarca dolar faiz maliyetinden tasarruf ediyor olurdu. Yönetim Kurulu sadece orada oturup izliyor, bu yüzden onlar da eşit derecede suçlu. Yüzde 1 faiz ödemeliyiz ya da daha iyisi!”
KURGULANAN SENARYO
➔Mektubun açıklandığı gün ABD Hazine Bakanı Scott Bessent de Senato’da oylanmaya başlanan kapsamlı vergi reformu tasarısı ve ABD’nin mali politikalarına ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Bessent’in altı çizilebilecek cümleleri şöyle:
➔ “Vergi kesintileri ekonominin hızlanmasını sağlayacak.
➔Büyümeyi hızlandırdıkça borç dinamikleri değişiyor. Bizim asıl odaklandığımız borcun GSYH’ya oranı. Bunu aşağı getireceğiz.”
➔Bu açıklamalar ABD’de Başkan Trump’ın büyümenin gazına basmayı, bunun için daha fazla borçlanmayı, düşecek faiz oranları sayesinde borçlanma maliyetlerini indirmeyi, yüksek büyüme sayesinde de borcun milli gelire oranını azaltmayı düşündüğünü ortaya koyuyor.
➔Ancak büyümeyi yükselterek artan borç oranını aşağı çekerken ortaya nasıl bir enflasyonun çıkacağı önemli ve bu konuda belirsizlik var.
➔Mevcut faiz düzeyinde zaten enflasyon hedeflenenin üzerinde seyrediyor. Faizler düşürülünce, vergi paketi yürürlüğe konulunca, büyüme yükselince enflasyon nereye yükseleceğinin siyasetçi tarafında yanıtı yok. Ya da enflasyon göz ardı ediliyor.
FAİZ NE ZAMAN DÜŞÜRÜLÜR?
➔ ‘Ekonomi iyi durumda niye faizleri düşürmüyor’ diye Fed başkanı eleştiriliyor. Ancak faizler ekonomi iyiyken yüksek tutulur. Kötüyken ve zora girince düşürülür.
➔İyi giden bir ekonomide faiz düşürülürse olacağı büyümenin önce azamiye çıkması, ardından da kötüleşmesi ya da krize girmesidir. Geriye kalacak olan da yüksek oynaklık veya istikrarsızlık olacaktır.
➔Ekonomi iyiyken faizleri tabana indirenin kötüleşme veya kriz anında elinde araç kalmaz. Para ve düşük faiz kara gün içindir. Bu nedenle iyi günlerde faizler yüksek kötü günlerde düşüktür.
➔Yoksa 1929 Büyük Buhranı tecrübesi hiç yaşanmamış ve tarihten ders alınmamış olur.
➔Bu ders alındığı içindir ki 2008 Küresel Finansal Krizi, Büyük Buhrana dönüşmeden nispeten ucuz atlatıldı. Kriz fazla likiditeden doğmasına karşılık tedavisi de büyük parasal genişlemeye giderek ve faizleri sıfıra doğru indirerek yapıldı.
➔Dolayısıyla iyi günlerde faizler Trump’ın belirttiği gibi yüzde 1’e veya altına düşürülecekse piyasalar, spekülatörler, manipülatörler coşar, daha büyük balonlar oluşur ve bu da daha büyük sorunlara yol açar. Sonuçta karşılaşılacak krizi de çok daha büyütür.
DOLAR NİYE %11 DEĞER KAYBETTİ?
➔Piyasalar da bunu görüyor. Doların değer kaybı bundan. Hem baskı ile faizinin düşürülme ihtimalinden hem de parasal genişlemeden ve değersiz dolar politikası izlenmesinden dolayı ABD para birimi son 3.5 yılın dibine indi.
➔Yıl ortası itibariyle doların büyük paralara karşı değerini ölçen Dolar Endeksi 96.493 düzeyine geriledi ve ilk yarıda yüzde 11 değer kaybetti. Euronun dolar değeri de 1.0353’ten 1.1772’ye çıkarak yüzde 13.7 yükseldi.
➔Doların bu büyüklükteki kaybı uzun yıllar önce gerçekleşmişti. Yeni para sistemine geçilmesiyle 1973 yılının ilk yarısında doların değer kaybı yüzde 15’e varmıştı. O tarihten bu yana ilk yarıda gerçekleşen en büyük kayıp 2025’te meydana geldi.
➔2025 yılındaki düşüşün büyük olmasında ise bizzat Trump’ın ve etrafının değersiz bir dolar istemesi ve böyle bir politika izlemeleri etkili oldu.
➔Fed’e karşı yürütülen faiz düşürme ve yıpratma kampanyasına da Fed etkili bir yanıt veremiyor. Zaten faiz indirim sürecinde bulunulmasından, yapılanan sadece beklemekten ibaret olduğunun ilan edilmesi de Fed’i pasif duruma itiyor.
➔Fed Başkanı Jerome Powell’ın görev süresinin gelecek yıl mayıs ortasında dolacak ve yeni adayın erken açıklanarak mevcut başkanın topal ördek durumuna düşürüleceğinin anlaşılması da Fed’in piyasalar üzerindeki etkisini kırıyor.
➔Başkan Trump’ın ekonomik politikalarına ve ABD’ye duyulan güvensizlik yanında muhtemelen Fed’in yapısının değiştirileceği beklentisi yerli ve yabancıları ABD varlıklarından ve para biriminden uzaklaştırıyor.
➔Özetle ülkenin seçilen Başkanı Trump ile seçilen tarafından atanan başkanı Powell’ın para politikası anlaşmazlığı, güç farkından dolayı Fed aleyhine çalışıyor ve dolara değer kaybettiriyor.
HER ŞİŞEN BALON PATLAR
➔Dolar düşüşünün karşılığında da diğer büyük paralar hatta gelişen ülke paraları, finansal varlıklar ve diğer piyasalar yukarı gidiyor.
➔Nitekim borsalar yarı yılı rekor düzeyde bitirdi. Altın ise yüzde 25.5 düzeyindeki dolar bazlı artışı ile en çok değerlenen araçlardan biri oldu.
➔ABD’den gelen açıklama ve uygulamalar kısa vadede küresel finansal piyasalarda pozitif rüzgarların esmesine yol açıcı nitelikte. Dolar ve ➔ABD faizleri gevşemeye devam ederken karşısında diğer varlıklar yukarı gidebilir.
➔Zaten şişmiş olan varlık balonları bir tur daha şişebilir. Sonrasındaki ise her şişen balonun patlaması sonucu yaşanacak.
➔Üstelik ABD’nin düşük faiz kervanına katılması ve Trump’ın istediği gibi politika faizinin 4.25-4.50 aralığından yüzde 1’e doğru indirilmesi halinde elde doğru dürüst müdahale aracı da kalmayacak.