Temmuz sonuna doğru yani tam yaz ortasında ormanlarımız alev alev yanması artık yeni normalimiz gibi. Maalesef ki bu yangınları söndürme çalışmalarına katılan beş orman işçisi ve beş AKUT gönüllüsünü olmak üzere 10 kişiyi dün şehit verdik. Ormanlarla birlikte canlarımız da gitti.
Bu yazıyı hala ormanlık sayılacak bir bölgede yazıyorum. Dört bir tarafım yeşille kaplı. Gazetecilik mesleğini tercih etmemi de, orman konulu bir kompozisyon yarışmasında derece girmem neden olmuştu. Küçüklüğümden beri yeşilin hastasıyım
➔Ancak yarım asır geçtikten sonra görüyorum ki ormanlar giderek azalıyor. Hepsinden önemlisi küresel ısınmanın etkisiyle her yaz ormanlarımız cayır cayır yanıyor.
COĞRAFYA KADERDİR
➔Bu anlamda “coğrafya kaderdir” cuk yerine oturuyor.
➔Türkiye, küresel ısınmanın en kırılgan halkalarından biri. Akdeniz Havzası’nda yer alan ülkemiz, yükselen sıcaklıklar, düşen nem oranı ve kuraklaşan topraklar nedeniyle orman yangınları açısından adeta bir barut fıçısına dönüşmüş durumda.
➔Özellikle son yıllarda yaşanan dramatik artış, bu tehdidin artık mevsimsel değil yapısal bir krize evrildiğini gösteriyor.
➔Orman Genel Müdürlüğü (OGM) verilerine göre 2021 yılında 139 bin hektar orman alanı yandı. Bu, 1988-2024 dönemindeki en yüksek seviye. 2023’te bu miktar 15 bin hektara düşse de, 2024’te 27 bin hektarla yine yükselişe geçti.
➔2025 ise şimdiye kadarki gerçekleşmeler ile birlikte ya rekor kırmaya ya da ikinci sıraya yerleşmeye adaydır.
➔Daha çarpıcı olan ise yangın sayısındaki patlama. 2000'lerin başında yıllık ortalama 1.500 olan yangın sayısı, son 5 yılda ortalama 2.600'ün üzerine çıktı. 2024 yılında ise bu sayı 3.797’ye çıkarak tüm zamanların rekoruna ulaştı.
YANAN SADECE ORMAN DEĞİL
➔Bu yangınlar yalnızca ağaçları değil tüm yaşam döngüsünü yakıyor. Türkiye'nin tarım alanlarının önemli kısmı ormanlarla iç içe geçmiş durumda.
➔Orman yangınları toprak verimliliğini düşürüyor, tarımsal üretimi tehdit ediyor, su kaynaklarını kurutuyor ve kırsalda geçim kaynağı olan arıcılıktan hayvancılığa birçok faaliyeti sekteye uğratıyor.
➔İklimsel etkiler ise daha da kalıcı. Yanan orman, karbon yutağı olmaktan çıkıyor, atmosfere devasa miktarda sera gazı salıyor. Bu da küresel ısınmayı daha da körüklüyor.
➔Ayrıca, ormanların yok olması, bölgesel sıcaklıkları artırıyor. Bu da yangın riskini daha artırarak bir kısır döngü yaratıyor.
➔Ekonomik boyut da görmezden gelinemez. Sadece 2021 yangınlarının ekonomik kaybı milyar liraları buldu. Yanan aynı zamanda milli servetimiz.
➔Turizm bölgelerindeki yangınlar hem doğrudan altyapı zararına hem de uzun vadede turist kaybına neden oluyor.
➔Üstelik yangınlarla mücadele için her yıl daha fazla kaynak harcanıyor. Uçak kiralamaları, yangın işçileri, ekipmanlar, yeniden ağaçlandırma çalışmaları derken bütçeye bindirilen yük her geçen yıl katlanıyor.
PEKİ ÖNLEM NE?
➔Peki bu yangınların nedeni ne? OGM verilerine göre 2012-2024 arasında çıkan yangınların %45’inin sebebi bilinmiyor.
➔Bu durum, yangın önleme politikalarının sağlıklı temellere oturmasını engelliyor.
➔Bilinen nedenler arasında ise ihmalkârlık ve kazalar %36 ile ilk sırada geliyor. Piknik ateşi, sigara, anız yangını gibi faktörler başı çekiyor.
➔Kasten çıkarılan yangınların oranı ise %5 civarında seyrediyor.
➔Durum bu, pek iç açıcı bir tablo değil. Geçmişi değiştirmek mümkün değil ancak ders alabilir ve gelecek yangıları önleyebiliriz.
➔Peki ne yapılabilir?
ORMAN VARLIĞI ULUSAL GÜVENLİK MESELESİ
➔Sonuç olarak, orman yangınları artık sadece yaz aylarının felaketi değil, diğer mevsimlerde de görülüyor.
➔Küresel ısınmayı tek başımıza durduramayacağımıza göre orman yangınlarını Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek yapısal bir sorun kabul etmeli, buna uygun yapısal değişikliğe gitmeli ve gerekli önlemleri almalıyız.
➔Türkiye’nin suyu kıt ve gıda güvenliği sınırdadır. Susuz tarım, ormansız su olmaz. Küresel ısınma tehdidi altında gıda güvenliği, su kıtlığı ve orman varlığının korunması artık bir ulusal güvenlik meselesidir.
➔İstenilen sonucu sağlamak için doğa ile uzlaşmak, ortaya çıkan yeni duruma yeni önlemler alarak uyum sağlamak zorundayız.
➔Çünkü orman yalnızca ağaç değil hayatın, iklimin, sağlığın, ekonominin, sonuçta vatanın ta kendisi.