Sanko Holding’in Gaziantep’te 200 milyon dolarlık yatırımla hayata geçirdiği tekstil geri dönüşüm fabrikası aslında Türkiye’nin sadece bir sanayi başarısı değil, aynı zamanda kaçırılmaması gereken stratejik bir fırsata da işaret ediyor.
➔ Ana faaliyet konusu tekstil olan dev bir holding, artık kullanılamaz hale gelen kumaşları ve giysileri geri kazanarak döngüsel ekonominin Türkiye’deki öncülerinden biri olma yolunda kararlı adımlar atıyor.
➔ Ama ortada ironik bir durum var: Geri dönüşüm fabrikası var ama geri dönüştürülecek yeterli eski giysi yok.
➔ Türkçimento’nun toplantısı nedeniyle gittiğimiz Gaziantep’te Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu ile konuştuk.
➔ Konukoğlu’nun ifadesiyle “Son üç yıldır gerçekleştirilen sürdürülebilirlik yatırımlarıyla tekstil üretiminde şu anda her üründe yüzde 10 olan geri dönüşümden elde edilmiş miktarı yüzde 35-40’a çıkarmayı hedefliyoruz.”
➔ 2022’de devreye alınan tesis, tekstil atıklarını yeniden ekonomiye kazandırarak kumaş ve iplik üretiminde kullanıyor. Ancak iş burada tıkanıyor.
TÜRKİYE’DE ESKİ GİYSİ KITLIĞI
➔ Konukoğlu’nun açıklamaları dikkat çekici: “Pamuk ve polyester kullanmadan atıkları ayrıştırıyor ve sıfır cips, sıfır renksiz hale, sıfır beyaza dönüştürüyoruz… Ancak bu kapasiteyi dolduramıyoruz. Yeni ipliğe veya kumaşa dönüştürecek eski elbise, kumaş bulamıyoruz.”
➔ Türk insanının “eski” kavramına verdiği değer burada devreye giriyor. Giysi eskidiğinde atılmıyor, veriliyor, dönüştürülüyor, son durağında paspasa kadar kullanılıyor. İsraf yok. Ama bu tutum, geri dönüşüm sanayi için bir darboğaz anlamına geliyor.
➔ Bu konuda ithalat bir çözüm mü? Kullanılmış kumaş ve giysi ithalatı Türkiye’de ciddi kısıtlamalara tabi. Oysa Avrupa Yeşil Mutabakatı 2026 itibarıyla tekstil ürünlerinde geri dönüşüm oranının en az %20 olmasını şart koşuyor.
➔Konukoğlu bu noktada net: “Sektörün geri dönüşüm kriterini tutturmanın başka yolu yok. Biz bu işi yapmazsak başkaları alıp yapacak.”
2026 YAKLAŞIYOR, RİSK Mİ FIRSAT MI?
➔ Avrupa Birliği, markalardan açık şekilde geri dönüşüm şartı istiyor. “AB böyle istiyor, markalar böyle istiyor” diyen Konukoğlu uyarıyor: ➔“Eğer Türkiye bu şartlara uyum sağlayamazsa, tekstil ürünleri AB pazarında alıcı bulamayacak. Bu da zaten zorlanan ihracatçıların pazar payı kaybetmesi anlamına gelecek.”
➔ Halbuki doğru yatırımlar, doğru mevzuat düzenlemeleri ve sıkı denetimle halkın da katılımıyla bu risk fırsata çevrilebilir. Türkiye, sadece kendi iç piyasasından değil, Avrupa’dan da eski giysi toplayarak bu alanda bir üretim üssüne dönüşebilir.
➔ Nitekim dünya genelinde “textile-to-textile” (tekstilden tekstile) geri dönüşüm, yani eski giysinin yeniden kumaşa dönüştürülmesi en hızlı büyüyen yeşil endüstri alanlarından biri.
ATIK DEĞİL KAYNAK
➔ Sanko örneği bize şunu net olarak gösteriyor: Atık doğru yönetilirse kaynak olur. Geri dönüşüm artık çevreci bir jest değil, küresel ticaretin zorunlu rotası. Bu rotayı yakalamayanlar dışarıda kalacak.
➔ Ama bu rota sadece sanayicinin sorumluluğu değil. Tüketicinin de, kamu otoritesinin de, yerel yönetimlerin de bu zincirde yeri var.
➔ Çözüm, sistematik bir giysi toplama ve ayrıştırma altyapısının kurulmasından geçiyor. Aynı zamanda toplumsal bir bilinç dönüşümüne ihtiyaç var: Eski giysinin değersiz değil, geri dönüştürülmüş bir geleceğin yapı taşı olduğunu kavramalıyız.
BETONART MİMARLIK YAZ OKULU
➔ Türkçimento’nun hayata geçirdiği eğitim projeleri ve sosyal sorumluk çalışmalarından olan Betonart Mimarlık Yaz Okulu
Çimko Çimento’nun ana sponsorluğu ve Polisan Yapıkim malzeme sponsorluğu ile Gaziantep Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Yaz okuluna Türkiye’nin dört bir yanından gelen mimarlık öğrencileri katıldı.
➔ Program kapsamında öğrenciler beton malzemeyi hem teorik hem de uygulamalı olarak tanıma fırsatı buldu. Atölye çalışmaları, saha uygulamaları ve sergi ile tamamlanan yaz okulu öğrencilerin hem bilgi hem de beceri kazanmasını sağladı.