Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Kış ve bahar aylarında yaşanan don olaylarının gıda fiyatlarındaki en somut etkisini kirazda yaşadık. Madde fiyatları açıklanmadığı için net rakam vermek zor ama kiraz bu yıl geçen yılki fiyatının iki veya üç katına çıktı. Haziran ayında açıklanan Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi (Tarım-ÜFE)’de görüyoruz ki, kirazın üreticide fiyatı yüzde 367 arttı. Geçen yıl haziranda 46.72 lira olan kirazı kilosu bu yıl 218.27 liraya çıktı. Bu üretici fiyatı ve perakende tezgahlarında ise fiyat ikiye üçe katlandı.

        ➔Haziran ayı Tarım ÜFE’si sarsıcı bir oranda yüksek çıktı. Bir önceki aya göre yüzde 18.82 artan Tarım ÜFE yalnızca aylık bazda rekor bir yükselişe işaret etmiyor, aynı zamanda önümüzdeki aylarda tüketici meyve fiyatlarında yeni bir tırmanışın habercisi.

        ➔Bitişikte yer alan tablodan izlenebileceği gibi 2010 sonrasında tarım üretici fiyatlarının çift haneli oranlarda arttığı ay sayısı 6. Bunun 5 ayı da döviz kuru artışına bağlı olarak 2021 Aralık ile Nisan 2022 arasında gerçekleşti.

        ➔İklim koşullarına bağlı olan tek ay var ve yüzde 18.82 ile en yükseği Haziran 2025.

        FIRTINA SESSİZ BAŞLADI, SONRASI FELAKET

        ➔Haziran’daki bu olağanüstü fiyat artışının temelinde Şubat, mart, nisan sonu ve mayıs başında yaşanan don olayları yer alıyor. Başta kayısı, kiraz, erik, badem, ceviz ve fındık gibi yumuşak ve sert kabuklu meyvelerde olmak üzere, pek çok üründe rekolte tahminlerin çok altında gerçekleşti. Bazı bölgelerde ceviz bahçelerinin %70’inin, kayısı ağaçlarının %80’inin don nedeniyle ürün veremediği bildirildi.

        ➔Nitekim TÜİK’in bu yıl için yaptığı 1. tarımsal üretim tahminine göre meyve rekoltesi yüzde 24 düşecek. 28.4 milyon ton olan meyve üretim miktarı 7 milyon ton azalmayla 21.4 milyon tona inecek.

        ➔Taş çekirdekli veya sert kabuklu meyve üretimi yüzde 48 ile yarı yarıya azalacak. Azalma Antep fıstığında yüzde 55’i bulacak.

        ➔Bu ürünlerde henüz hasat yapılmadı ancak kıtlık rantı devreye girdi ve fiyatlar yükseldi. Üretici bazında Antep fıstığı yüzde 48,ceviz yüzde 57, fındık yüzde 52, kiraz yüzde 367, şeftali yüzde 120, nektarin yüzde 93 kayısı yüzde 37 yükseldi.

        ÜRETİCİDEN TÜKETİCİYE ZİNCİRLEME ETKİ

        ➔Tarımda maliyet artışları ve rekolte düşüşleri öncelikle üretici fiyatlarını yukarı çeker. Üretici fiyatlarındaki bu ani sıçrama ise birkaç ay gecikmeyle TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) üzerinde etkili olur. Özellikle işlenmemiş meyve ve sebze kalemlerinde fiyatlar aniden sıçrayabilir.

        ➔Üretim kaybının yaşandığı meyve grubunda ise fiyatlar son bir yılda yüzde 53 artışla genelin üzerinde büyüdü. Bundan son dört ayda yüzde 36’ya ulaşan artış etkili. Nitekim 4 aylık artış TÜFE’de yüzde 8.6 ve gıdada yüzde 6.0.

        ➔Önümüzdeki ayların tüketici fiyatını artırıcı etkisi yanında genel fiyat endeksine bakınca bu etki oldukça sınırlı olacak. Çünkü tüketici fiyatları sepetinde gıdanın ağırlığı yüzde 25’i bulurken taze meyve grubunun payı yüzde 2.

        ➔Yani tüketici meyvedeki fiyat artışını iyi hissedecek ama bunun TÜFE’ye yansıması gayet de sınırlı kalacak. Aynen son aylarda olduğu gibi.

        Dolayısıyla faiz düşüşlerini engelleyecek bir durum ortada yok.

        ➔Ancak don gibi tarımsal üretimi yakından ilgilendiren iklimsel bir olayın hasarsız atlatılması da mümkün değil.

        İKLİM KRİZİ VE YAPISAL ZAAFİYETLER

        ➔Bu gelişme, Türkiye tarımının ne denli kırılgan bir yapıya sahip olduğunu yeniden gözler önüne seriyor.

        ➔ İklim krizi tarımı doğrudan vuruyor ve ani hava olayları karşısında üretici savunmasız. Tarım sigortalarının kapsamı yetersiz, don tazminatları sınırlı, erken uyarı sistemleri ise çok zayıf.

        ➔Ayrıca sulama altyapısı hâlâ yetersiz, pek çok bölgede kuraklık etkisiyle ürün kalitesi düşüyor.

        ➔Gübre, ilaç, mazot, işçilik gibi girdi maliyetleri son bir yılda %60-70 arttı.

        ➔Soğuk hava deposu, kurutma tesisi gibi katma değerli işleme altyapısı kırsalda yok denecek kadar az.

        ➔Sonuçta da yapışkan bir gıda enflasyonunu yaşıyoruz ve zaman zaman doğal afetler piyasada büyük dalgalar yaratıyor.

        ➔Haziran’daki %18,82’lik Tarım ÜFE artışı, sadece bir istatistik değil. Bu, önümüzdeki günlerde manav raflarında, pazarda ve market etiketlerinde daha pahalıya alışveriş yapacağımızın işareti. Üretici kaybediyor, tüketici eziliyor.

        ➔Bu kriz, bir kez daha tarımsal üretimin iklime bağımlı olduğu kadar planlamaya da muhtaç bulunduğunu gösterdi. Aksi takdirde önümüzdeki yıllarda "meyve yemek" bile orta gelirli için lüks olabilir.