Bugünün perakende sektörü artık raflarla sınırlı değil. Ne bir AVM, ne de bir kargo kolisiyle tanımlanabilir. Danışmanlık şirketi EY-Parthenon Türkiye tarafından TÜSİAD için hazırlanan “Perakende Pazarının Geleceği ve Küresel Trendler” raporu çok net bir mesaj veriyor: Artık yalnızca rekabet etmiyoruz, tamamen farklı bir oyunun kurallarını yeniden yazıyoruz.
➔Türkiye perakende sektörünün yıllardır yüksek enflasyon, artan kira maliyetleri ve daralan hanehalkı harcamaları üçgeninde sıkıştığı bilinen bir gerçek.
➔Ancak raporun altını çizdiği gibi, asıl tehlike bu yapısal sorunlara adapte olmaya çalışmak değil, onları çözmeden eski yöntemlerle büyümeye çalışmak. Çünkü bu artık mümkün değil.
SİSTEMİN TÜM ÇARKLARI AYNI ANDA DÖNMELİ
➔Raporun en çarpıcı vurgularından biri şu: “Perakende sektöründe yaşanan dönüşüm, bireysel değil sistemsel bir değişimdir.” -Yani bir zincir marketin dijitalleşmesi yeterli değil, tedarik zincirinden müşteri deneyimine, regülasyondan insan kaynağına kadar her unsurun aynı anda dönüşmesi gerekiyor.
➔Bunu yaparken geribildirim mekanizmaları devreye giriyor. Örneğin; tüketici talebine dayalı dinamik fiyatlama yapılmazsa, stok fazlası zinciri kırılmaz. Ya da e-ticaret altyapısı olmayan bir KOBİ için sadakat programlarının anlamı olmaz.
➔TÜSİAD burada çok net bir mesaj veriyor: Sektör bir sistem olarak ele alınmalı, parçaların değil, bütünün performansı esas alınmalı.
#resim#1275721#
YENİ BİR OTORİTE: PERAKENDE KONSEYİ
➔Raporda önerilen ve dikkat çeken bir diğer yapı ise Perakendeciler Konseyi. Amaç, perakende alanında tüm paydaşların aynı masada buluşmasını sağlayacak sürdürülebilir ve stratejik bir akıl merkezi oluşturmak.
➔Hem özel sektör temsilcileri hem de kamu otoriteleri ile birlikte eşit rekabet, kayıt dışılıkla mücadele, dijitalleşme, yeşil dönüşüm ve tüketici hakları gibi konular bu çatı altında yönetilmeli.
➔Bu öneri, tek başına bile Türkiye perakende politikalarının yıllar sonra yeniden tasarlanabileceğine dair bir umut veriyor.
➔Çünkü bugüne kadar uygulanan parçalı regülasyonlar, ne organize perakendeyi rahatlatabildi, ne de küçük esnafı koruyabildi.
DİJİTALLEŞME DEVRİMİ VE VERİNİN GÜCÜ
➔TÜSİAD raporu dijitalleşmeyi sadece bir araç olarak değil, bir zemin olarak tanımlıyor. Özellikle pandemi sonrası ortaya çıkan veri temelli satış yönetimi, sadece büyük zincirlerin değil mikro perakendecilerin de oyuna katılması gerektiğini söylüyor.
➔Veriye dayalı karar verme, stok optimizasyonu, müşteri segmentasyonu ve anlık fiyatlama gibi alanlarda algoritmaların gücü, geleneksel sezgi yönetiminin çok önüne geçmiş durumda.
➔Ancak bunun için yatırım gerekiyor. Bu yatırımı cazip hale getirmek ise doğru politikalarla mümkün. İşte burada sistemsel bakış bir kez daha devreye giriyor. Krediye erişim, teşvikler, vergi düzenlemeleri ve hatta kamu alımları bu dönüşümün taşıyıcı kolonları olmalı.
KÜRESEL STANDARTLARLA YAŞIRMAK MÜMKÜN MÜ?
➔Raporun en kritik bölümlerinden biri, Türkiye’nin küresel ölçekte rekabet edebilmesi için Çevresel, Sosyal ve Yönetişim-EGS standartlarına hızlıca adapte olması gerektiğini vurgulaması.
➔Artık tüketici yalnızca fiyat değil markanın karbon ayak izini, üretim sürecindeki etikliği ve sosyal sorumluluklarını da sorguluyor.
➔Avrupa pazarına ihracat yapan her firma, yakın gelecekte dijital pasaport ve sürdürülebilirlik sertifikası gibi yeni zorunluluklarla karşı karşıya kalacak. Türkiye’deki perakendeciler bu değişimlere hazır mı?
➔Pek değil, artık vakit kazanmak değil geleceği inşa etmek zamanı geldi.
➔TÜSİAD’ın bu kapsamlı çalışması şunu açıkça ortaya koyuyor: Türkiye perakende sektörü için artık beklemek bir seçenek değil.
➔Her gecikme sadece fırsat maliyeti yaratmıyor, dışa bağımlılık, iç piyasa daralması ve rekabet gücü kaybı gibi yapısal sorunları büyütüyor.
ZİHNİYETLER DE DÖNÜŞMELİ
➔Bu dönüşüm, yalnızca dijital rafların değil, zihniyetlerin de değişmesini gerektiriyor. Eğer bugünün adımları doğru atılırsa, Türkiye sadece perakende pazarını büyütmez aynı zamanda geleceğin ticaret kodlarını yazan ülkeler arasında yerini alır.
➔Raporun tanıtım etkinliğinde bir de “Perakendenin Küresel Rotası: Uluslararası Dinamikler ve Yerel Yansımaları” başlıklı panel yapıldı.
➔Yeni nesil tüketici beklentileri, teknolojik dönüşüm, sürdürülebilirlik, tedarik zinciri dayanıklılığı gibi sektörü şekillendiren makro eğilimlerin sahaya ve kamu politikalarına yansımalarının ele alındığı paneli TÜSİAD Perakende Çalışma Grubu Başkanı Atilla Yerlikaya yönetti.
➔Panele Ticaret Bakanlığı Perakende Ticaret Dairesi Başkanı Burak Kaplan, Gıda Perakendecileri Derneği (GPD) Yönetim Kurulu Başkanı Alp Önder Özpamukçu, Trendyol Grubu Başkan Yardımcısı Sinan Cem Şahin ve EY-Parthenon Türkiye Şirket Ortağı Yusuf Bulut konuşmacı olarak katıldı.
➔Türkiye’nin en büyük dijital perakende pazarı haline dönüşen Trendyol’un Başkan Yardımcısı Sinan Cem Şahin, dijital kanallardan alışverişin Kovid döneminde sıçradığını ve payının gelişmiş pazarlarda yüzde 35-40’a, dünyada ortalamasında yüzde 23’e ve Türkiye’de de yüzde 21’e çıktığını söyledi.
E-TİCARET KAPIYI AÇIYOR
➔Tüketici, üretici, şirketler ve ülke için dijital perakende kanallarının gelişmesinin muazzam bir fırsat ve potansiyel yarattığını vurgulayan Sinan Cem Şahin şu bilgileri verdi:
➔ “Dijitalin içinde perakende dönüşüm kanallardan biri değil; anası haline geldi. Bu kanalda büyük fırsatlar da yakalanabilir, çok hızlı da geriye de düşülebilir.
➔Denilebilir ki perakendede artık sınırlar kalktı. Kargo, lojistik, depo yatırımları ile dijital kanalın zincirleri tamamladı.
➔Perakendede e-ticaret kanalını kullanmak tüketiciye de, şirketlere de ve ülkeye de çok büyük fırsatlar sunuyor. İnanılmaz bir potansiyel var. e-ihracat Türkiye’ye yeni pazarların kapısını açıyor.
KAYSERİ YİNE ÖNE ÇIKTI
➔Bu kanalı kullanarak ticaret yapanların başında İstanbul’un gelmesi doğal. Ancak hemen arkadan Kayseri ikinci sırada geliyor.
➔Trendyol olarak bizim pazarımızda 400 bin üyemiz var ve 50 milyon ürün yer alıyor. Üyelerin 150 bini ihracat da yapıyor ve 100 bini de ilk kez bunu yaptı.
➔1.5 milyar dolarlık ihracata ulaştık. Bu anlamda ihracatın yüzde 10’unun dijital kanaldan sağlanması çok doğru bir hedef.
➔5 saatlik uçuş mesafesinde büyük bir tüketim merkezindeyiz. 34 ülkeye birkaç gün içinde teslimat yapıyoruz. Diziler Türk ürünlerine ilgiyi bayağı yükseltiyor. En çok ilgi de tekstil ve konfeksiyon ürünlerine.
➔Yakın coğrafya olarak tanımlayacağımız Ortadoğu, Balkanlar ve Doğu Avrupa ülkeleri başlıca müşterilerimiz. Bu ülkelerin başında da Romanya ve Suudi Arabistan geliyor.”