Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Abdurrahman Yıldırım Bütçede açık hedefin kıyısında
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Haziran ile birlikte Bütçede yılın ilk altı aylık sonuçları belli oldu. Öncelikle belirtelim ki bütçe “disiplinin kıyısında gidişi” gösteriyor.

        ➔ Şöyle ki, enflasyonun yüzde 35 olduğu bir dönemde faiz hariç gider artışı yüzde 36.5 oldu. Yani çok az da olsa enflasyon üstü reel bir harcama yapılıyor. Kamu tarafından dezenflasyon programına pek destek verilemiyor.

        ➔ Ancak daha önemlisi faiz giderlerindeki yüzde 93.5 düzeyindeki artış. Bu da bütçenin toplam açığını yüzde 43.7 düzeyine çıkardı. Doğal olarak da enflasyonun ciddi üstünde bir oran. Sonuçta faiz geliri elde edenlerin de harcama yapması mümkün.

        ➔ Buna karşılık bütçenin gelir tarafı gider tarafına yetişmeye çalışıyor. Bütçenin toplam gelirleri yüzde 46.1, vergi gelirleri yüzde 48.5 arttı.

        ➔ Bütçe açığı da yılın ilk yarısında yüzde 31 geriledi ve 980 milyar liraya indi. İlk yarı yıl itibariyle düşünülürse durum fena sayılmaz.

        ➔ Beraberinde faiz dışı fazla da büyüdü.176 milyar liraya yükselen faiz dışı fazla yüzde 131 arttı ki, bu pozitif bir gelişme.

        FAİZ YÜKÜ ŞİMDİDEN AĞIR

        ➔ Fakat faiz gideri artışı çok yüksek ve bu durum ileriye yönelik oldukça düşündürücü.

        ➔ Çünkü henüz faizlerin yükseldiği son iki yılın itfaları ağırlıklı bir şekilde önümüze gelmiş değil. 2023 seçimleri sonrası yükselen faiz oranları üzerinden yapılan borçlanmaların ortalama vadesi 4-5 yıl civarında. Geri ödemeleri süresi yaklaşık bu kadar devam edeceğinden faiz yükü de sürecek demektir.

        ➔ Ve de devlet iç borçlanma faizleri henüz düşmüş değil. Son iki yılda iç borçlanmanın ağırlıklı ortalama maliyeti yaklaşık iki katına çıktı ve halen yüzde 40’lı seviyelerde.

        ➔ Denilebilir ki faiz giderleri hariç tutulursa bütçe, vergi gelirlerindeki artışın bir sonucu olarak aşağı yukarı hedefi doğrultusunda gidiyor.

        ➔ Yıl ortasında ise bütçe açığı 980 milyar lirayla yıllık hedefi yarıladı. Bu normal değil çünkü geçmiş yıllarda açığın ancak üçte biri ilk yarıda gerçekleşirdi. İkinci yarıda gerçekleşmeleri ilk yarıdan fazla olurdu. Özellikle aralık ayı açıkları diğer ayların kat be kat üstünde geldi.

        İKİNCİ YARIDA NE OLUR?

        ➔ Bu çerçevede bakılınca yılın tümünde 1.931 milyar liralık açık hedefinin tutması için, ikinci yarının çok sıkı gidilmesi gereği çok açık.

        ➔ Ya gelirlerin artması ya da giderlerin kısılması gerekecek. Veya her ikisi birden yapılacak.

        ➔ Ancak yılın ikinci yarısı için ekonomik gidişte canlanma beklenmiyor. Hatta yaşanan siyasi şok ve dış dünyadaki büyümenin aşağı gelmesi ile Türkiye’nin Orta Vadeli Programda öngörülen yüzde 4 büyümesi tutmayacak. Beklentiler yüzde 3 civarında yoğunlaşıyor.

        ➔ Buna paralel olarak vergi geliri artışı da reel anlamda artamayacak demektir. Çünkü vergi gelirlerinin üçte ikiden fazlası dolaylı vergilere ve tüketime dayanıyor.

        ➔ Gelir vergisi ilk yarısında yüzde 96.5 ile yüksek oranda arttı. Büyük ölçüde ücret artışına bağlı gelir vergisinde bu seyrin yılın ikinci yarasında sürdürülmesi zor. Çünkü yıl ortası itibariyle asgari ücret artışına gidilmedi.

        ➔ Kurumlar vergisinde ise şirket karları çok düşük, Merkez Bankası da zarar ediyor. Bu nedenle en düşük vergi artışı yüzde 16 ile bu kalemde gerçekleşti.

        YILLIK HEDEF ŞİMDİDEN GEÇİLDİ

        ➔ Kamu kesiminin bütçede hedefleri tutturması için bu yıl gider kısıtlamasına gitmesi lazımdı.

        ➔ Ancak 6 aylık verilerden görüyoruz ki faiz ödemeleri bütçe giderlerinin yüzde 14’üne vardı ve 2012 sonrasının zirvesine çıktı.

        ➔ Faiz dışı harcamalarda kısıtlamaya gidilmesi bu aşamadan sonra oldukça zor.

        ➔ Üstelik yaşanan don olayından dolayı çiftçiye yapılması gereken ilave destekler söz konusu olabilir.

        ➔ Bundan daha önemlisi hayvanlarda görülen şap hastalığının yaygınlığı nedeniyle alınan ve alınmakta olan önlemlerin gerektirdiği harcama don felaketinden çok daha yüksek olabilir.

        ➔ Özetle bütçe açının GSYH’ya oranının geçen yılki yüzde 4.8 düzeyinden bu yıl Orta Vadeli Programdaki gibi yüzde 3.1’e inmesi mümkün görünmüyor.

        ➔ Zaten yıllık bazda açık şimdiden 2 trilyon 339 milyar lirayı buldu. Bu da yıl sonu hedefi olan 1 trilyon 931 milyar liranın şimdiden geçildiğini gösteriyor.

        ➔ Mümkün olan ise bütçe açığını geçen yılki açık oranının altına indirmek.

        ➔ Enflasyonla mücadelede iyi sonuç alınacak bir yılda bütçe tarafının verebileceği destek bu kadar.

        ➔ Gelecek yıl ise siyasi takvimden dolayı büyümenin üzerindeki fren kaldırılabilir, hatta büyümenin gazına da basılabilir. Bu durum vergi gelirlerini artırsa bile dezenflasyon yolunda ilerlemeyi sınırlandıracak.