Haftanın Kitapları
Biyografiden öyküye, araştırmadan romana, anıdan şiire bu hafta da pek çok kitap okurla buluştu. İşte yeni çıkan kitaplar arasından sizin için seçtiklerimiz... Keyifli okumalar...
SANDITON
(Jane Austen)
Edebiyat tarihinin en sevilen eserlerini kaleme alan İngiliz yazar Jane Austen’in 1817'deki erken ölümü nedeniyle yarım bıraktığı son romanı Sanditon, Can Yayınları etiketiyle raflarda. Romanı yazdığı sırada yaşadığı sıkıntılar nedeniyle hastalık ve hasta olma olgularını da kendine has alaycı bir dille mercek altına alan Austen, aynı zamanda günümüzde de çokça mustarip olduğumuz bir “mutenalaştırma” hikâyesini anlatıyor. Sanditon’da bir grup “hastalık hastası” aristokratın ve sağlık turizmine geniş yatırımlar yapmış gencin üzerinden çağın İngiltere’sini, kültürünü, sosyal yaşantısını ve karmaşık insan ilişkilerini de gözler önüne seriyor.
İSTANBUL VE BOĞAZİÇİ YAZILARI
(Abdülhak Şinasi Hisar)
Boğaziçi’nin “perili bir diyar” olduğuna inanan Abdülhak Şinasi Hisar, 2 Haziran 1931’de yayımlanan “Edebiyat ve Turizm” başlıklı yazısının açılışını şu cümlelerle yapmış: “Tabiatı ve manzarası itibarıyla, dünyanın en güzel ve tarihî eserleri itibarıyla en zengin şehirlerinden birinde yaşıyoruz. İstanbul kelimesi insanların başında bir hülya gibi dönüyor.” Şüphesiz, her cümlesinde bu şehrin seslerini duyurmayı, renklerini tüm canlılığıyla göstermeyi başaran, edebiyatımızın en büyük İstanbul yazarlarından biri Hisar. Everest Yayınları'ndan çıkan kitabın birinci bölümü Hisar’ın İstanbul ve Boğaziçi yazılarının bir derlemesinden, ikinci bölümü zamanında dergilerde yayımlanan ve daha sonra kitaplarına birtakım değişikliklerle alınan yazılarından (tespit ettiğimiz farklılıkların dökümüyle birlikte), üçüncü bölümüyse dört “Geçmiş Zaman Hikâyesi”nden oluşuyor.
BABAMIN KUŞAĞI VE BEN
(Yan Lianke)
Modern Çin’in büyük ustalarından Yan Lianke’nin, kendisinin ve ailesinin hayatlarını merkeze aldığı, atalarına hürmetlerini sunduğu çok özel bir anı kitabı Babamın Kuşağı ve Ben. Babasının ve amcalarının ölümlerinin akabinde, onların anısına yazması gerektiğine inanan Lianke, anlatıya kendi çocukluğundan ve yazar olana kadar çektiklerinden başlıyor: Oğlan çocuğunun ablasıyla, köylü çocuğun şehirli çocukla rekabeti, hasatta toprakta gurbette taşocağında işçiliğe, çimento fabrikasından askeriyeye durmaksızın çalışırken romanlarını yazarak nasıl yazara dönüştüğünü anlatıyor. İthaki Yayınları'ndan çıktı...
BİR CEO’NUN GÜNLÜĞÜ
(Steven Bartlett)
Tüm dünyada satış rekorları kıran, sıralamalarda haftalarca bir numarayı koruyan, 41 dile çevrilen Bir CEO’nun Günlüğü Boyner Yayınları ile Türkiye’de okurlar ile buluşuyor. Steven Bartlett, duygularını açıkça ifade eden, empatiyle liderlik eden ve sürekli olarak kendini geliştiren yeni nesil CEO modelini temsil ediyor.Bartlett, Richard Branson, Mo Gawdat, Deepak Chopra gibi iş dünyasından spora, sanattan bilime sayısız başarılı isimle yaptığı röportajlardan edindiği içgörüleri kendi deneyimleriyle harmanlayarak hem iş hayatında hem de kişisel yaşamda bakış açınızı değiştirecek 33 yasa sunuyor.
ÇİNGENE KIZI / KIZIL HANÇERLER
(Halide Edip Adıvar)
Halide Edib’in 1899 yılında Hanımlara Mahsus Gazete’de “Halide” imzasıyla tefrikasına başladığı ancak yarım bıraktığı ilk romanı Çingene Kızı ve 1964’te, ölümünün hemen öncesinde Hayat’ta tefrika ettiği son romanı Kızıl Hançerler yıllar sonra yeniden okurla buluşuyor. Yazarın zaman içerisinde giderek genişleyen edebî mirasına kapı aralayan bu eserler, Halide Edib Adıvar külliyatı içerisinde bir başlangıç ve sonu temsil etmesiyle özel bir yerde duruyor. Seval Şahin ve İmren Gece Özbey tarafından yayına hazırlanan eserler, aynı zamanda Halide Edib Adıvar külliyatı içerisinde bir başlangıç ve sonu temsil etmesiyle de özel bir yerde duruyor.
İSİM ŞEHİR FİLM ROMAN
(Ercan Kesal - Söyleşi: Yenal Bilgici)
Gerçek evimiz neresidir? Hikâyemizi en iyi kim anlatır? Geçmiş bizim için bir pişmanlıklar ülkesi midir, yoksa yeniden başlamak için bir imkân mıdır? Zamanla hesabımız ne zaman başlar, nerede biter? Çocukluğumuzdaki gökyüzü biz büyüyünce nereye gider? Bir insan diğerine ne zaman gerçekten bir şey söyler? Bir yazarla okuru arasında kurulan köprüden kimler/neler gelir geçer? Kronik Kitap'tan çıkan kitapta Yenal Bilgici sordu, Ercan Kesal tüm içtenliği ve duruluğuyla cevapladı; İsim Şehir Film Roman’da anahtar kelimelerin peşinden yollara düşüldü. Hayatımızı değiştiren isimlerin, hep özlediğimiz şehirlerin, hiç unutamadığımız filmlerin ve illaki film gibi romanların peşine…
MÖNROPO SIĞINAĞI
(M.Y. Saltıkov-Şçedrin)
Gogol'ün edebî vârisi, Rus hicvinin usta ismi M.Y. Saltıkov-Şçedrin'in kaleminden Mönropo Sığınağı Türkçede ilk defa Can Yayınları’nda okurla buluşuyor. 19. yüzyıl Rusya’sının toplumsal yapısına dair önemli ipuçları sunan bu eserinde Saltıkov-Şçedrin, köylü reformu sonrasındaki toplumsal dönüşümünü mizahi ve eleştirel bir üslupla mercek altına alıyor. Monröpo’daki yasam sanılanın aksine ne huzur ne de özgürlük verir; kaçınılmaz sonun esiğinde, toplumsal yapıya dair şehir koşturmacasında üzerine düşünülmesi mümkün olmayan endişelerle doludur. Saltıkov-Şçedrin, okurun dikkatini dönemin Rus toplumunun sosyo-politik, ekonomik, psikolojik arka planında yatan temel sorunlara çevirir.
GİTME ZAMANI
(Aret Vartanyan)
Bir yanda Zâhir, bir yanda Bâtın… Bir yanda görünen dünya, bir yanda insanın ötesi, evrenin varoluşu… Bir yanda bireyin günlük yaşam akışı içinde kendini, çevresindeki karakterleri ve bulunduğu yaşamı sorgulayan bir hikâye; diğer yanda felsefik ve ruhani sırları irdeleyen, kadim bilgileri ve bilgeleri bugüne taşıyan gizemli, mistik bir yolculuk… Bir yanda ağacın altında uyuyan Yedi, denizden çıkan çift başlı düalite, zaman ustası saatçi, bilge simyacı, Schrödinger’in kedisi, mahkeme salonuna doluşmuş düşünürler ve daha nice ezoterik kahraman... Diğer yanda aşk, tutku, aldatma, entrika ve yaşam kavgası… Kitapları ve insan odaklı çalışmalarıyla milyonlarca ruha dokunan Aret Vartanyan, daha önce denenmemiş tarzda kaleme aldığı bu romanında yüreğiyle mantığı, gerçekle illüzyon arasında sıkışan insanlığı kendi içinde bir yüzleşmeye davet ediyor.
SAVAŞ SANATI
(Sun Zi)
Asya’nın en önemli çizerlerinden C. C. Tsai’nin tasvirleriyle yeniden doğan Sun Zi’nin ölümsüz eseri Savaş Sanatı, okuru zamansız bir bilgelik yolculuğuna çıkarıyor. Yaklaşık 2500 yıl önce bir savaşçı-filozof tarafından kaleme alınan bu eser, ordu içindeki hiyerarşiyi ve korkusuz bir ülke inşa etmenin kadim yollarını anlatır, şimdiyse derin mesajlarıyla sadece askeri komutanlara değil, aynı zamanda siyaset, iş dünyası ve hayatın pek çok alanındaki liderlere de hitap ediyor. Peki, başarıya ulaşmanın en ideal yolu nedir? Savaşın bu süreçteki yeri ne olmalıdır? Bir komutanın gücü ve sınırları nelerdir? Ya da savaşa girmeden nasıl zafere ulaşabilirsiniz? Epsilon Yayınevi'nden çıkan Savaş Sanatı, insanlık tarihinin en kadim ve en etkileyici strateji eserlerinden biri olarak, her çağda zamansızlığını ve gücünü korumaya devam ediyor.