Bir yanda takım elbiseli, kızını dansa kaldıran “Hollywood” babaları, bir yanda gerçekte evladının hangi okula gittiğini bile bilmeyen, ama “Ben de babayım” diye ortalıkta gezenler…
İzin verirseniz, lafı dolandırmadan yazıya girmek istiyorum: Her erkeğin "Babalar Günü" kutlanmaz!
Ne yazık ki, “Ben çocuk yaptım, babayım” demekle olmuyor. Çocuğunun doğum gününü hatırlamayan, karısını hamileyken döven, çocuklarından bihaber başka başka kadınların hayatında cirit atan adamların "Babalar Günü"nü kutlamayın. Çünkü ben kutlamıyorum.
O kelimenin hakkını verenlerle kutlayalım biz bu günü. Gerçekten “Baba” gibi babaların günü kutlu olsun!
Yıllar önce de yazmıştım aynı cümleleri, yine arkasındayım ve gerçekten “Çocuğuna sahip çıkan, erkek mi, kız mı diye ayırmadan büyüten, kız çocuklarını hata yaptığında bile affedip sarıp sarmalayan… Baba gibi babaların günü gerçekten kutlu olsun" ve böyle babalar hayatımızda çoğalsın.
Benim babam "Baba" gibi babaydı. Zorlu yıllarda dahi bizi, ailesini yalnız bırakmadı.
Ablalarımı bilmem ama benim babam ile hep çok güzel hatıralarım var ve bu sene ilk defa o olmadan bir "Babalar Günü" yaşıyorum.
Bir tuhaf…
Bir yarım…
Bir eksik…
Bir garibim.
Hani derler ya “İnsan babası ölünce büyürmüş” diye işte ben de babamı kaybettiğim gün büyüdüm. Küçük kız çocuğu halimle, sırtında taşıdığı günleri hatırlaya hatırlaya… Onunla birlikte ne yazık ki, çocukluğumu da uğurladım.
Ama bir şey hiç değişmedi: İyi ki benim babam olmuş.
Çünkü, bizi kimseye eğdirmedi. Her zaman dik, dimdik olmamızı, kendimize güvenmemizi sağladı ve hissettirdi. Gerçekten bu anlamda bile minnettarım.
Bir kız çocuğu için bu duyguda büyümek inanın çok güvenli.
Babam her zaman güvenli limanımızdı. Biz beş kız evladı büyütmek, dimdik ayakta yetiştirmek, kimselere boğun eğmeden hele ki, o dönemin Türkiye'sinde aman da aman. Hiç kolay bir şey değil.
Şimdiki babaları görüyorum, hemen isyan ediyorlar.
Ve çoğu da çocuklarından bir haber. Yazık!!!
Ve buradan tüm babalara seslenmek istiyorum:
-Özellikle kız çocuklarınızın arkasında durun.
-Hatalarında bile "Yanındayım" demeyi bilin.
-Onlara "Kocandır, döver de sever de" demeyin.
-Onları evliliğe değil, hayata hazırlayın.
-Ve onlara örnek olun. Çünkü her kız çocuğu ilk aşkı olan babasına bakarak sevecek bir gün.
Ya prenses gibi yaşayacak…
Ya da ömrünü bir canavarla tüketecek.
***
Sevgili babalar
Çocuklarınıza örnek olun, yük olmayın. Onları yarı yolda bırakmayın.
Baba olmanın sadece kan bağıyla olmadığını da unutmayın.
Ve siz "Baba gibi babalar" iyi ki varsınız. Gerçekten "Baba" kelimesinin içini dolduran kahraman babalar. Onlar olmasa sanırım çok eksik kalırdı dünya.
Benim de tanıdığım bu tarz babalar var. Hayranım onlara. Ama bazıları var ki, ah ki ne ah.
Ne çocuğundan bir haber.
Ne yediğinden.
Ne giydiğinden.
Ne nereye gittiğinden.
Ne de geldiğinden.
Annenin düzenlemesi ile babayı arayıp, babalık hissettiren, "Aman benim çocuğum eksik kalmasın" diyen baba gibi anneler dünyasında yaşıyoruz adeta.
Bakın uydurmuyorum. Etrafımda o kadar çok kadın, "Çocuğu kendime doğurdum sanki, babası yok ortada. Daha doğrusu çocuk ne yapıyor umurunda bile değil" diye diye yakınıyor.
Yani bazı "Baba"lar bedavadan çocuk sahibi olmuş. Olan da çocuklara oluyor. Bu çocuklar büyüdükleri zaman psikolojini düşünemiyorum.
Çoğu babalarının izinden gidip, eşlerine, sevgililerine babasının onlara yaptığını yapıyor.
Ya da babasının o hallerinden nefret edip erken yaşta evlenip yuva kuruyor.
Ortası yok.
Anne ya da baba sevgisi almayan bireylerde illa ki, eksiklikler görülür. Ve ye yazık ki, günümüzde bunu yaşayacak çok çocuk var. Gelecekte ne olacakları da meçhul!!!