Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Güntay Şimşek Enerji için rüzgarı vizyonla estirebilmek!
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Enerji, içinde bulunduğumuz dönemin ve gelecek yılların en önemli meselesi. Dünyamızı kirletmeden, sadece temiz kaynaklardan, son yılların popüler yaklaşımıyla yenilenebilir türevlerden enerji üretmekle de enerji sorununa çözüm bulunacak gibi görünmüyor. Google, Microsoft gibi kendi enerji santrallerini kurmak üzere harekete geçen iki önemli bilişim teknoloji devinin atılımlarını ve gerekçelerin dikkate aldığımızda meselenin gelecek yıllarda ne kadar hassas olacağını tahmin edilebilir. Üstelik iki şirketinde gündeminde nükleer enerji var!

        Öte yandan Avrupa’da 2 hafta önce ortaya çıkan ve halen daha kesin sebepleri bilinmeyen elektrik kesintileri de enerji konusunda yeni bir gelişme olarak karşımıza çıkıyor. Artan enerji talebini yönetmek ve dağıtmak da ayrı bir problem. Yenilenebilir enerji kaynakları dahil baz güç oluşturan diğer üretim santralleriyle birlikte dengeli, kesintisiz üretim yapmak, sağlıklı bir şekilde iletim ağlarına ulaştırıp, dağıtmak ve piyasa şartlarına göre de pazarlamak gerekiyor. Kolay bir işlem olmadığı son örnekte görüldü. Ayrıca Türkiye de iki hattan; Bulgaristan ve Yunanistan üzerinden Avrupa elektrik enterkonnekte sistemine bağlı. Dolayısıyla elektrik üretiminin, dağıtımının ve ticaretinin bir de Avrupa boyutu ve riskleri de var.

        Türkiye’de elektrik üretim, dağıtım ve pazarlama alanında etkin faaliyetleri olan Sabancı Holding çatısı altındaki Enerjisa (dağıtım, pazarlama) ve Enerjisa Üretim uzun bir süredir bu hayati konu için vizyon koyan kurumlar olarak öne çıkıyor. Enerjisa Üretim CEO’su İhsan Erbil Bayçöl ve CFO’su Mert Yaycıoğlu ile hem yatırımlarını, yeni projelerini ve gelecek projeksiyonlarını konuşma hem de dünya genelindeki gelişmeler hakkında görüşlerini öğrenme imkânım oldu. Özellikle sanayici olarak bildiğimiz Sabancı Holding’in enerjinin endüstriyel tarafı için bir planları olup olmadığın merak ediyordum. Güneş paneli, rüzgâr santralinin çeşitli bölümlerini üretimi gibi bir düşünceleri şimdilik yokmuş.

        İhsan Bey’e nükleer santral yatırımlarına nasıl baktıklarını, bu konuda düşüncelerini ne olduğunu da sordum. Nükleer santralin de şimdilik gündemlerinde olmadığını söyledi. Ayrıca günümüzde dünya genelinde konuşulan ve belki yakın bir zamanda hayatımıza girme durumu olacak “Küçük Modüler Reaktörler / Small Modular Reactors (SMRs)” konusunu da açtım. Mesela Kanada Ontario’da elektrik talebinin 2050’ye kadar yaklaşık yüzde 75 oranında artacağı düşünüldüğü için küçük modüler reaktörler (SMR) kurulması planlandı ve ilkinin inşasına başlamak için de onay verildi. Bu adım aynı zamanda G7 ülkeleri için de bir ilk olacak. Bizdeki durumu merak ettim. İhsan Bey, küçük nükleer santral konusunun henüz dünyada kabul görmediğini, sadece konuşulduğunu, ama kendilerinin gündeminde olmadığını ifade etti.

        Peki, Enerjisa Üretim hangi alanlarda üretim yapıyor? Yenilenebilir; Güneş Enerji Santralleri (GES), Rüzgâr Enerji Santralleri (RES), Hidro Elektrik Santralleri (HES), baz güç oluşturan; Doğalgaz Çevrim Santralleri (DÇGS) ve Termik Santrali (linyit) gibi 5 ayrı kaynaktan elektrik üretiyor. Kısacası dengeli bir üretim modeli kurdukları için bu ağı zenginleştirme hedeflerinde ilerliyorlar. Özel bir durumları var. Türkiye’nin yenilenebilir enerji dönüşümüne yön vermede öncü rol üstlenmiş durumdalar.

        Enerjisa Üretim, kısa süre önce de 30’ncu enerji santralini devreye almış. Detaylandırmak gerekirse, Balıkesir, İzmir ve Manisa il sınırları içerisinde bulunan ve tamamlandığında 60 türbinden oluşacak ve 250 MW kurulu güce sahip olacak Uygar Rüzgâr Enerjisi Santrali (RES) projesinin ilk fazını başarıyla hizmete sokmuşlar.

        Asıl dikkat çeken husus ise yenilenebilir enerji dönüşümünde kritik bir rol oynamakla birlikte dijital altyapı tarafında da güçlü kasları olan bir şirket konumuna gelmiş olmaları... Uygar RES yatırımı Enerjisa Üretim’in YEKA-2 ve YEKA RES-2024 süreçlerinde hayata geçireceği toplam 1.750 MW kurulu gücüyle Türkiye’nin ikinci en büyük RES’i olacak. Tamamı hizmete girdiğinde ise yılda yaklaşık 1 milyar kWh temiz enerji üretecek.

        Yerli/milli ürünlerin kullanımında Enerjisa Üretim’in pozisyonu nedir? Sabancı Grubu olarak ekipman üreterek işin endüstriyel tarafında yer almak gibi planları yok, ama Uygar RES projesinde yerli üretimi destekleyen teknolojik adımlar atılmış, planlar yapılmış. Bu projenin dijital altyapısı, mühendisliği ve saha operasyonlarının tüm bölümlerde istihdama ve bölge ekonomisine ciddi katkı sunulacağına vurgu yapılıyor.

        Türkiye’nin yüzde 4-5 seviyesinde enerjisini ağırlıkla yenilenebilir olmak üzere farklı kaynaklardan üretmek ciddi bir başarı. Enerjisa Üretim de yaklaşık 4 bin MW kurulu gücü ve 30 santraliyle Türkiye’nin enerji arz güvenliğinde stratejik bir rol üstlenmiş durumda.

        Asıl ilgimi çeken ise Enerjisa Üretim CEO’su İhsan Erbil Bayçöl’ün slogan gibi olan şu sözleriydi: “Rüzgâr artık sadece doğadan değil, bizim vizyonumuzdan da esiyor.” İddialı bir yaklaşım. Demek ki sektördeki tecrübeleri ve özgüvenleri böyle bir cümle kurdurabiliyor. Aynı zamanda bu yaklaşım ülkemizin enerji bağımsızlığına da katkı sunuyor, daha rekabetçi elektrik fiyatları ve güvence altına alınan elektrik tedarikiyle de stratejik bir değere ulaşıyor.

        Özellikle RES’lerde ne kadar yerlilik oranına sahip olduğumuzu uzun bir süredir merak ediyorum. Ama bu sorunun net cevabını almak zor. Çünkü Türkiye’de yerli olarak üretilen ürünlerin fikri mülkiyet hakları yabancıların. Mühendislik onların. Dolayısıyla endüstriyel tarafın kaymağını da yabancılar firmalar topluyor. Ancak zor bir alan. Dünyada rüzgâr türbini üreten şirket sayısı sınırlı. Enerjisa CEO’su kendileri için her yeni santralin yalnızca enerji üretimi değil; yerli teknoloji, insan kaynağı, Ar-Ge ve sürdürülebilirlik anlamına geldiğine işaret etti. Uygar RES’te türbinlerin kule, kanat ve jeneratör gibi kritik bileşenlerinin Türkiye’de üretildiğinin de altını çizdi.

        Enerjisa Üretim, hibrit santraller, batarya enerji depolama tesisleri, kapasite artışları, birleşme ve satın almalar ile büyümesini sürdürüp, Türkiye’nin rüzgârda toplam kurulu gücüne yaklaşık yüzde 15 oranında katkı sağlamayı hedefliyor. Yatırım bedeli de yüksek! Türkiye’de rekabetin yoğun olduğu rüzgârda yaklaşık 2,5 milyar dolar değerinde bir yatırım söz konusu.

        Enerji, giderek daha stratejik hale gelecek. Sadece üretimi değil, üretim şekli ve üretim araçları da nadir element tartışmalarıyla birlikte daha kıymetli olacak.