Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Güntay Şimşek e-ticarette neler oluyor?
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın, alışverişlerin dijital ortamda yapılma eğilimindeki artış sebebiyle bu alandaki kayıt dışılık analizlerine hız verdiği belirtiliyor. Daha açık ifadeyle ciddi anlamda vergi kaçağı yaşandığı için geç de olsa önlemler alınacak. Hâlbuki kayıt dışılığın önleminde dijitalleşmenin ciddi katkı sunacağı beklentisi vardı. Tam aksi bir durum ortaya çıkmasına ne gibi aksaklıkların neden olduğunu ise tam olarak bilmiyoruz.

        Geçtiğimiz yıllarda e-ticaret sektörüne tartışmalı düzenlemeler yapmak isteyen Ticaret Bakanlığı’nı atmış olduğu yanlış adımlar sebebiyle eleştirmiştim. Şimdi ortaya çıkan kayıt dışılık, vergi kaçağı ve diğer meseleler, e-ticaret sektörünü düzenleyen, regülasyonunda yetkili olan ilgili kurumların sağlıklı çalışmadığını ortaya koymuyor mu?

        Maliye ve Hazine Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB), e-ticaret platformlarından yapılan satışlardan elde edilen gelirleri incelemeye aldığında, sağlanan hasılatlarla vergi beyanlarına yansıtılan rakamlar arasında ciddi uyumsuzluklar belirlemiş. Son 4 yılda 17 bin 104 mükellefe ait 44,5 milyar lira kayıt dışı hasılat ortaya çıkarılmış. İlginç değil mi?

        Ayrıca yabancı e-ticaret uygulamaları üzerinden gerçekleşen satışların ne kadar düzenlendiği, kontrol altına alındığı ve buralardaki kayıp-kaçağın ne olduğu ise henüz net bir şekilde açıklanmış değil. Bazı büyük şirketler Türkiye'de temsilcilik açma ihtiyacı bile duymadan kaç yıldır pazarı domine ediyorlar. Ülkemizin bu kadar kolay bir pazar olmasını hangi düzenlemelere ve hangi otoritelere borçluyuz?

        Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, dijitalleşmeyle vergi kaybının izinin artık çok daha kolay sürüldüğüne işaret ediyor, ama son 4 yılda ortaya çıkan kayıt dışılıklar çok şey anlatmıyor mu? Demek ki çok da kolay izleri sürülmemiş veya ilgili taraflara böyle bir his verilememiş. Dijitalleşen dünyada her türlü takip kolay olduğu gibi eğer sağlıklı bir düzenleme, denetim yoksa her türlü istismara da açık olduğu gerçeği söz konusu.

        Yerli turist kıymete biner mi?

        Ocak, Şubat ve Mart aylarından oluşan ilk çeyrekte, yurt içinde ikamet eden 10 milyon 750 bin kişi seyahate çıkmış. Bir ve daha fazla geceleme kaydı ile ülke içinde yapılan toplam seyahat sayısı geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 28,4 artarak artarak 12 milyon 653 bine ulaşmış. Yabancı turist sayısında ise maalesef aynı şekilde iyimser büyüme rakamları söz konusu değil.

        Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK), bu yılın ilk çeyreğine ilişkin hane halkı yurt içi turizm istatistikleri yaklaşık yüzde 30 oranında bir seyahat artışına işaret ediyor. Evet, yurtiçindeki hareketlilik de bir başka ilginç durum. Çünkü pahalılık sebebiyle yabancı turistin gelmediği biliniyor, peki ama yerli turist tarafındaki hareketlilik acaba nasıl izah ediliyor?

        Aslında yükselen iç turizm rakamları henüz pandemi dönemi öncesi rakamları yakalayabilmiş değil. Yani büyüme eski rakamların gerisinde. Yurtiçinde ikamet edip, yurtiçinde seyahat eden kişi sayısı, 2025’in ilk çeyreği itibariyle pandemi sonrası dönemin en yüksek oranına ulaşmış. Aslında bu büyüme rakamları da yetersiz!

        Ayrıca yerli turistlerin, yurtiçinde yaptıkları seyahat harcamaları, 2025 yılının ilk çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 68,9 artarak 76 milyar TL'yi aşmış. Turizm sektörü, özellikle de her şey dâhil sistemiyle ülkemizi ucuza pazarlayanların bu detayları iyi okuması ve yerli turistlere daha fazla önem verip, değerlendirmeleri gerektiğini anlatan bir gelişme söz konusu.

        Yurtiçindeki hareketliliğin büyük çoğunluğunun yakınları ziyaret olması turizm sektörünü yanıltmasın. Hareketli olan halk imkan bulduğu zaman akraba ziyaretlerini bir turizm aktivitesine de dönüştürebilir. Zaten seyahate çıkış amacının ikinci sırasında yüzde 19,6 ile “gezi, eğlence, tatil” olması her şeyi gayet net anlatıyor. olmalı...

        Antalya’ya gelmeyen Ruslar nereye gidiyor?

        Antalya havalimanlarında bir günde ulaşılan uçuş ve yolcu sayısının 2025 yılının en yüksek düzeyine çıktığı, hatta bir rekor kırıldığı açıklandı. Tek bir gün olarak dikkate alındığında doğru, ancak Antalya'ya gelen turistler için yılın geneline bakıldığında, 2024 rakamlarının yaklaşık olarak yüzde 1,5 seviyesinde geride olduğu gerçeği söz konusu. Yani artış yok, eksiliş var.

        Özellikle Rusya’dan beklenen turist sayısında dramatik bir düşüş söz konusu. Türkiye'deki pahalılık sebebiyle Rusların başka ülkeler yönelmiş olmasının böyle bir netice doğurduğu belirtiliyor. Rusya’dan beklenen turistlerin, 2024’ün rakamlarının yüzde 15 altında kalacağını daha önce detaylı olarak, 3 Temmuz’da yazmıştım. (https://www.haberturk.com/ozel-icerikler/guntay-simsek-1019/3804453-rusyanin-akkuyuya-ortak-bulmasi-zor)

        Antalya’nın her iki havalimanında, 19 Temmuz tarihinde kaydedilen uçak ve yolcu trafiğinde rekor rakamları dikkate alındığında ise yılın geneline nasıl yansıyacağını kestirmek zor. Çünkü şu an itibariyle Antalya’ya gelen toplam turist rakamı geçen yılın rakamlarını yakalayabilmiş değil.

        Ukrayna savaşı sebebiyle birçok ülkeye seyahat etme sorunu yaşayan Ruslar nereye gidiyor? Sorunsuz bir şekilde gelebildikleri Türkiye’ye yerine nereleri tercih ediyorlar? Cazip fiyatlar ve kampanyalarla başta Mısır ve Vietnam olmak üzere bazı ülkeler, Rusların ilgi odağı durumunda. Ayrıca Çin’in bazı tatil bölgeleri de Rusların çok fazla seyahat ettikleri yerler arasında.

        Sadece Rusya’da değil, Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri de pahalı Türkiye rakamları yerine uygun fiyatları sebebiyle Ruslarla aynı tatil noktalarını tercih ediyorlar. Dolayısıyla Antalya’daki günlük uçuş ve yolcu sayısı rekorlarından ziyade toplam turist sayısına odaklanılması gerekiyor.